bugün

habere bak;

Vajinanı mutlu etmenin 10 yolu;

http://www.posta.com.tr/v...0-yolu-galerisi-1287281-2
Bir donem Turkiye nin en cok satan gazetesi olup Haydar Dumen ile ünlenen arka sayfalar gelir akla.
Uzun süredir Posta Gazetesi nin, içinde dişe dokunur bir halt olmamasına rağmen nasıl zamanında en çok satan, bir numara olduğu hatta şu an bile bomboş içeriğine rağmen en çok satan 4. gazete olabilmesi merak edilir...

Doktor Haydar Dümen sayesinde satıyor...

Upuzun ve bembeyaz saçlarıyla, giderek yıllar önce ölen Maharişi Maheş Yogi'ye benzeyen sevgili Doktor Haydar (o da bir "gurudur" kendince), Türkiye'de çok önemli bir adamdır. Onun köşesini okursanız, Türkiye'yi anlamaya da başlarsınız.

Orada, halkın kafasını kurcalayan en önemli sorunlar vardır, öyle suriye, idlib, Amerikan vizeleri, vergiler falan değil. (Elbette, diğer iki en büyük sorun, para ve futbol hariç.)

Kendisine sorulan en ilginç sorulardan bir derleme yapmışlar, yani normalde gülmeniz lazım ama hem güldüm, hem dehşete kapıldım.

Yok, iş artık "konuştuğum çocuk beni öptü, acaba gebe kalır mıyım" düzeyinden çoktan çıkmış. Çok daha "sofistike" inceliklere yönelmiş ki bu da ülkemizin epey ilerlediğinin kanıtıdır.

Bakınız Türk lumpenleri neleri merak ediyorlar;

Bir hanım, parmağıyla mastürbasyon yaparken içeri yüzüğünü kaçırmış, sancı da başlamış, eşi yaklaştıkça o uzak durmaya bakıyormuş, fakat ne halt edecekmiş? ("Ilık suyla çıkar" demiş doktor, ama siz siz olunuz, doktor "çözümü kolay" dedi diye denemeye kalkmayınız.)

Bir uyanık, sevgilisiyle ilişkiye girmiş ama prezervatif yerine çorap kullanmışlar, gebelik tehlikesi var mıymış? (Doktor, "çorap yünlü müydü naylon mu" diye soruyor.)

Başka bir hanıma kocası Almanya'dan "kendisininkine benzeyen bir alet" getirmiş, eskiden hareket edermiş ama şimdi etmiyormuş, nasıl tamir ettirebilirmiş? (Pilini değiştir salak. Kocayı değiştirsen daha da iyi edersin tabi.)

Bir delikanlı, kız arkadaşının ayağına boşalmış, çok korkuyorlarmış. (Git de pis ayağını yıka şabalak.)

Bir hanımın çocuğu olmuyormuş, yaşlı bir teyze "orana rakı koy" demiş, yakar mıymış?

Bir başka gencimizin sevgilisinin de kulağına sperm kaçmış... Hayır, çocuk olur mu diye sormuyor, iki gündür çınlama varmış, kız sağır olur mu diye endişe ediyor.

Bir arkadaş "cinsel organını limon suyuyla yıkamak derisini gergin ve pürüzsüz yaparmış, doğru mu" diye soruyor.

Bir çocuk evlenmek üzereymiş, gerdeğe girecekmiş ama kendisini kan tutarmış...

Bir hıyarın, "iddia" oynadığı zaman içine girdiği gerilimden dolayı "performansı" düşüyormuş... (Ya kumarı bırak ya zamparalığı.)

Birisi otobüste giderken çukura girdikçe ereksiyona ulaşıyormuş, bir başkası her boşaldığında sol gözüne ağrı giriyormuş.

Genç bir çift de diyor ki "ayakta alıştık, yatağa yatamıyoruz", dizlerimizde derman kalmadı, aman doktor, canım gülüm doktor, derdimize bir çare!

Birisi de kız arkadaşını Facebook'ta "pokelemiş"... Bakın onun gebe kalma tehlikesi daha büyüktür... ("Çetleşmek", "diliiyt etmek" falan gibi piç deyimlere bir yenisi eklenmiş haberim yok, "pokelemek".)

Elbette bütün bu sorular da yanıtlar da, bir zamanların ünlü Tan Gazetesi'ni hatırlatan "masa başı" şaklabanlıkları.

Doktor "ismini kullandırıyor" olmalı, o kadar. Bir ihtimal daha var: Ya okuyucular dalga geçiyorlar, ya doktor, ya da hepsi birden.

Fakat ülkemizi özetleyen bir soytarılık bu. "Tiraj raporlarına" gülüp geçmek için de yeterli bir ipucu.

Sevgili doktora benim de bir sorum olacak; Hocam, sürekli saçmalayan, göz göre göre yalan yazan ve doğruları söyleyen yazarlara da haksızlık eden "uludağ sözlük yazarlarını" acaba sıcağı sıcağına mı öpmek gerekir, yoksa sabaha bırakmak mı?
show haber'in gazete versiyonu.
bu gazeteyi dağıtan elemana kaç posta attın bugün diye sorulabilir.