bugün

bugün birçoğu öğretmen olan binlerce insanın demokratik haklarını kullanarak 4+4+4 sistemini protesto etmek için toplanmalarının önüne geçilmesi, inanılmaz engellemelere ve zorbalığa maruz kalması sonucu daha belirgin olarak görülen gerçek.

her fırsatta arap baharı yaşanan ülkelerdeki diktatörleri protestoculara karşı aşırı şiddet göstermekle eleştiren padişah tayyip aynı diktatörce uygulamaları kendi ülkesinde uygulamaktan çekinmiyor. en ufak bir eleştiriye dahi tahammülü yok adamın. korkarım ki türkiye geri dönülmez bir yola girdi ve sonu hiç hayırlı olmayacak. hakkını aramaya çalışan insanlar polis korkusuyla sesini çıkaramaz hale gelsin isteniyor. ve ne yazık ki bunda da gayet başarılılar. alıştıra alıştıra insanları herşeyi kabullenmeye, tepkisizliğe, duyarsızlığa, korkaklığa sevkediyorlar. sonumuz hayrola...
öğretmenlere resmen terörist muamelesi yaptıkları için doğru tespittir. adamların mesleği bu protesto etmek en büyük hakları.
dahada artacağı muhtemel değil garanti zulüm. nedir bu milletin bu iktidarlardan çektiği, darbe olur askerden,seçim olur demokrasiden zulüm görür.
haksız yere bir şey yapmadıkları (!) gibi emir kulu olduklarını da akıldan çıkarmamak lazımdır. sonuçta onlarda çocuklarına ekmek götürmek için çalışmaktadır.
(bkz: yolları kesen devlet polisi)
polis teşkilatının fethullahçılarla dolduğu düşünüldüğünde bir çelişki yok mu (!) diye düşündürten durumdur.

(bkz: asakir -i mansure - i muhammediyye)
askerin yaptığı her boku sorgusuz sualsiz haklı gören nato kafa nato mermer zihniyetin sayıklamasıdır. asker darbe yapsın, asker tanklarla sokaklara çıksın, asker kafasına göre adam toplasın, suçsuzlara işkence yapıp assın gıkları çıkmaz; polis ağzını açıp bir kelime söylese demediklerini bırakmazlar.

geçti anam o devirler.
meslek garantisinden dolayı insan sevgisi olmayan insanların bu mesleği seçmesinden kaynaklanır.
asker diktasından sonra şimdi polis diktası dedirtir gözlemdir. Ülkemin insanları beraber yaşamayı öğrenemeden anca olacak olan budur.
imamın ordusu olmanın verdiği zorbalık.
imamın ordusunun artık hiç bir şekilde tavizi yok karşı düşüncelere. yasaklar ülkesi olduk artık. hiç bir özgürlüğümüz, haklarımız kalmamıştır. var olanları da elimizden çekip alıyorlar. biz taviz vermedikçe kazanan olacağız. direnmeliyiz ve bedel ödemekten kaçmamalıyız.
(bkz: devlet terörü)
sahte demokratların, suriye lideri esat'tan esinlendiği zulümdür. polis devletine özgüdür.

baskı ve zulümün artması, halkın ifade ve düşünce özgürlüğünün gitgide boğulması, iktidarın korkularının artışına paralel olarak ivme kazanıyor. iktidar, en ufak muhalefetten bile sıtma görmüşcesine korkuyor. bu faşist baskıların arkasında yatan gerçek budur. 12 eylül döneminden neredeyse farkı olmayan karanlık bir dönemin göbeğindeyiz.

ancak, odatv sanığı gazeteci ahmet şık'ın avrupa parlamentosu liberal demokrat grup toplantısında yaptığı konuşmada dediği gibi "Bunca baskı ve zulümden iktidarın sahiplerinin korktuğu, bizlerin ise özlemini çektiğimiz, mücadelesini sürdürdüğümüz bir hayatın çıkacağını burada bir kez daha tekrarlıyorum".