bugün

bu monarşi tipinde hükümdarın yetkileri, yazılı bir anayasa ile tanımlanmış ve sınırlanmıştır. bu monarşi genellikle parlamenterdir ve demokrasiye pek yakın olabilir, kral devletin simgesi olarak kalır, ancak yürütme yetkisini bir hükümete bırakır; hükü­met de halk tarafından seçilmiş bir millet meclisinin kararlarına uymağa zorunludur. hollanda ,danimarka, ingiltere, isveç ve belçika'da durum böyledir.
eskilerin 'meşruti krallık' ya da 'meşrutiyet' olarak adlandırdıkları yönetim biçimi.

bu yönetim biçiminde yasama, yürütme ve yargı kurumları, demokratik rejim ilkelerine bağlı olarak işlerler. ülkede bir kral, şah ya da padişah vardır var olmasına da 'adı var kendi yok' kabilinden, sembolik bir mahiyette. kimi ülkelerde, diğerlerine göre bir miktar yetki azlığı ya da fazlalığı görülse de hanedanın ülke yönetimine doğrudan karışmaması esastır.

günümüzde, avustralya, belçika, danimarka, hollanda, ingiltere, ispanya, isveç, japonya, kanada, lüksenburg, monako, norveç, yeni zellanda ve daha birçok ülke parlementer monarşi ile yönetilmektedirler.
bir hükümdarın devlet başkanı olduğu bir yönetim biçimidir. Bu hükümdar, Türkçede kral, imparator, şah, padişah, prens, emir gibi çeşitli adlar alabilir. Bir monarşiyi diğer yönetim biçimlerinden ayıran en önemli özellik, devlet başkanının bu yetkiyi yaşamı boyunca elinde bulundurmasıdır. Cumhuriyetlerde ise devlet başkanı seçimle işbaşına gelmektedir.
andorra, antigua ve barbuda, avustralya, bahamalar, barbados, belçika, belize, kamboçya, kanada, danimarka, grenada, jamaika, japonya, lesoto, lüksemburg, malezya, hollanda, yeni zelanda, norveç, Papua Yeni Gine, Büyük Britanya, Saint Kitts ve Nevis, Saint Lucia, Saint Vincent ve Grenadinler, Solomon Adaları, ispanya, isveç, Tayland ve Tuvalu'nun yönetim şeklidir.
ülkemize çok yakışacak yönetim şeklidir.
kuşkusuz en iyi yönetim şeklidir. ama türkiye'ye gitmez. bu arada hollanda parlementer değil anayasal monarşi diye geçer. oradaki meclis pek bi işe yaramaz. ama ingiltere'deki avam kamarasının gücü lordlar kamarasını hatta kraliyeti kaldırabilecek kadar büyüktür.
bu monarşi tipinde hükümdarın yetkileri, yazılı bir anayasa ile tanımlanmış ve sınırlanmıştır. bu monarşi genellikle parlamenterdir ve demokrasiye pek yakın olabilir, kral devletin simgesi olarak kalır, ancak yürütme yetkisini bir hükümete bırakır; hükü­met de halk tarafından seçilmiş bir millet meclisinin kararlarına uyma­ğa zorunludur.

(bkz: demokratik krallık)
geçmişte uygulanmış ve günümüzde bazı ülkelerde monark daha ziyade sembolik konumda olmak kaydıyla görülebilen bir yönetim şekli. uygulanmadığı (demokrasi olan) ülkelerde niye hala böyle bir yönetim tarzı peşinde koşanların olduğunu da merak ettirir; 21. yüzyılda kralsız, kraliçesiz, padişahsız olmuyor mu acaba, ne bu heves?
2014 den bir not... Okumak isteyen arkadaşlar için. Bizim yani ülkücülerin fikri aynı fakat genel merkeze çöreklenenler... Onlari da yazının içinde bulacaksınız.

http://m.uludagsozluk.com/e/24512437/

Ek olarak bu:

http://m.uludagsozluk.com/e/24513807/
Meşrutiyet.
(bkz: sözlükte monarşi arayışları)
(bkz: leopold ii)