bugün

orta çağ fransasında yaşayan bir şovalyedir. 'erdem' kelimesinin ne kadar vasıflı bişey olduğuınu onun karakteri anlatır. hiç bir ahlaksız teklife hiç bir kötülüğe boyun eğmez. karanlık çağ kahramanıdır...
michel zevaco'nun yazdığı pardayanlar isimli on ciltlik roman sersisinin baş kahramanı...
beşinci nesil yazar.*

edit:(#3446589)
nickimdeki seksiliği kavrayabilen ender yazarlardan.
an itibariyle aynı sözlükte barındıgımızı yenş ögrenmis oldugum eski yerlesimsozluk kanka yazarı..* * pek bir sevilir kendileri .. ii ki var . *
kaliteli yazarlardan biri. sözlükte daha çok entry'sini görmeyi ümit ederim.
kaliteli insan, büyük şövalye. çocukluğunu kimseler bilmez. ceketini yağmurlara astıktan sonra tehlikeli şiirler okuyup dünyaya sataştı. han köşelerinde baba oğul yaşadılar bir müddet. pardayan abim ot atıp bıyık kıvırırken bir dilbere gönül verdi. mevzu uzun. kötü adamlar var, katliamlar filan var. sen bartelmi katliamı var ki komple rezalet. neticede evlenip mutlu oldular ama adinin biri yengeyi bıçakladı. kızcağız zehirli bıçak yüzünden sarardı soldu. peder bey zaten rahmetli olmuştu bir patlama esnasında. yürü pardayan yine yollara. ilk vukuatı navar kraliçesini azgın halk güruhundan kurtarmak olmuştu. sonrasında dudak uçuklatacak binlerce kahramanlık. ne paraya kıymet verdi ne makama ne mansıba. fransa krallığını guise dükünden alıp kral hanry'nin avucuna bıraktı. sonra o rahmetli olunca yerine yenisini kendi eliyle oturttu. fausta denen dilber bir ablanın aşkını reddedip bir hancı kadınla evlendi. ama kadıncağız ince hastalıktan sizlere ömür. ispanyaya gidip enkizisyonun baş adamıyla ve dahi ispanya kralıyla boy ölçüştü. uzun çıktı. tüm hileleri alt etti, tüm yaramazları dövdü. yıllarca oğlunu aradı nihayetinde buldu. aşıkları kavuşturdu, kötüleri kahretti. hiç artistlik yapmadı, hiç kötülük yapmadı. hiç ezilmedi, hiç yenilmedi. en önemlisi de kitabın son cildine kadar yaşadı, ömer seyfettin'in yalnız efe'si gibi sır oldu sonunda. ne kitapta ne de abi deyip onu bağrına basan biz fanilerin kalbinde, ölmedi, ölmeyecek.
işin rast gelsin pardayan abim.
pardayan adlı yazar son derece evcil ve uysal; yüzü güneş görmediğinden beyazın ayrı tonları ile bezenmiş bir oblomov kişisidir. evet sevgili dostlarım oblomovdan bile tembel olan insanlar var. oblomov kadar duyarlı olsada onun oblomovdan daha tembel olması onun belirgin özelliğidir.
yaşının, gençliğinin,boy posunun, yakışıklılığının tüm çoşkunluğuna rağmen; gezmek, takılmak, içmek gibi tekliflerimi, mekanın ev olması şartıyla kabul eden ev sevici arkadaşımın hobileri arasında facebook unda yazmasada uyumak ve dinlenmek var.
erken yaşlanma ve sağlık sorunları gibi dünyevi sorunlarıda olmamasına rağmen, adamın evden çıkması pek nadir bir durum. ailesinin yanında da bir yancı edasında her istediği ayağına gelmesini bekleyen, önune yemek konulmadığında yemek dahi yemeyecek duruma gelen bu adamın içler acısı bu durumuna daha fazla dayanamayıp babasına bu durumun vahim bir durum olduğunu, böyle giderse bu oğlanın mala bağlayacağını, evlenemeyeceğini sizi torun sahip yapamayacağını uzun uzun ciddi ve abartılı bir dille anlattım. konuşmalar sırasında yanımızda olan ev sevici şaka yaptığımı sanarak gülümsedi ve odasına gidip biraz uzanacağını filan söyleyip gitti, ben iyice abarttım, en son dedim bunu bir müşade altınafilan alalım iyi gelir oda olmassa bi psikologa gösterelim dedim. akabinde ssk dan telefonla randevu alma işini üzerime alarak evimin yolunu tuttum.
telefon ile randevu alınabilen, sigorta kuyruklarının sona erdiği iddia edilen tıp'ın ilerlediği bir dönemdeydik ev sevicinin hastaneye gitmediğini odasına çekilip dinlenmek istediğini aksam cok geç yattığını ailesinden öğrendim. babası ile uzun uzun konuştuk, bu konuda sorumlu davranmamdan ötürü artık aileden biri olmustum bende, babasının "essekoğlu eşşek" laflarını başımla onay tebessümle herşeyin yoluna gireceğini filan söyleyip onlara iyice güven verdim. evin içinde son derece normal olan ev sevici olanların hala benim tarafımdan tezgahlanmış bir şaka olduğunu düşünerek her söylediğime gülerek ; durumu makaraya almaya çalıştı onunla birlikte bizde güldük ; ama onu evden çıkarmak konusunda kararlıydım.
açık tv den ntvsporun jenerik gollerini izleyerek çay içiyorduk. ziyade olsun bana çay doldurma teyze diye ayağa kalktım ve hadi ev sevici yeter dinlendiğin biraz dısarı çıkalım güneş görsün körpe bedenin teklifime anasının babasının hoşuna gitmişti; fakat ev sevici direnmekte ısrarlıydı sen git ben evde kalacam mıy mıy kıy kıy nazlanmaları ile odasına çekildi. sinirlerim iyice bozulmuştu bu sinirle anasına babasına bu cocuk için en hayırlısını düşündüğümü onun iyiği için bir planım olduğunu söyledim.
hastane görevlileri onu, günün yarısını geçirdiği yatağında uyur vaziyette buldu. sedye ile araca doğru giderken elini tuttum ve "hep yanında olacağım dostum" dedim. hastaneye doğru giderken hala şaka olduğunu sanan ev sevici kahkalarla "olum sayende elimi bile kaldırmadan hastaneye gidiyorum, esastan bir rahatsızlığım olursa tam bu sekilde gitmek isterim" dedi.
sakinleştirici iğneyi vurdurduktan sonra en sevdiği haline uyku haline geçti ev sevici. onu hastaneye bıraktıktan sonra ev sevicinin ailesi ile son bir görüşme yapmak için evlerine gittim.
yorulmuştum artık, bir yandan dersler, bir yandan bu malın koşuşturması beni yormuştu, gözlerimden uyku akıyordu halimi gören ev sevici ana babası beni onun yatağına götürmekde ısrar edince dayanamadım tembellik yatağına uzandım.
gözlerimi açtığımda aradan epey vakit geçmişti, uzun süre uyumuş olmalıydım, pişmanlık duymadan, biraz daha uzanmak istedim gömlerimi tekrar açıp saate baktığımda çoktan hava kararmıştı memlekette mesai saatleri bitirilmiş çalışanlar evine dönmüştü. üstümü giyinip ev sevici nin ailesine tesekkür etmek için , biraz çok uyumamdan ötürü mahcup ,odaya girdiğimde yemek hazırlanmış masa kurulmuştu tüm utancımı bir kenara bırakıp sofraya sorgusuz ortak oldum. açlığım bir anda aklıma gelmişti aynı bir öküz gibi davetsiz oturduğum sofrada 2 ekmeği tam bitirirken birden fenalaştım bayıldım, ayıldığımda ev sevicinin yanındaydım ntvpspor un jenerik gollerini izlerken onun ve benim yani ikimizinde malın önde giden olduğumuzu düşündüm ve " flash ı aç lan" dedim
eski sözlükçülerden kim kaldı deyip msn listemde arandıgım kişi.