bugün

ingilizcesi authoritarian democracy olan, özellikle 90'lardan itibaren etkili olan yönetim şekli. Recep Tayyip Erdoğan'ın iktidarının üçüncü dönemiyle birlikte uyguladığı baskıcı politikalar otoriter demokrasi tanımına cuk diye oturuyor. Aslında Amerika'da check and balance mekanizması güçlü olmasa Trump da pekala otoriter demokrasiye geçişin temsilcisi olacak karakterdedir. Ama dünyada otoriter demokrasinin beşiği Putin Rusya'sıdır. Otoriter demokrasilerde iktidardaki lider sandığa çok önem verir, hatta sandık fetişizmi vardır bile denebilir. Zira yargıyı ve yasamayı tamamen kendisine bağlayıp, medyayı ele geçirdikten ve seçimlerde hile de dahil her tür gayrı meşru yöntemlere başvurulduğu için seçimleri kaybetmesi bayağı zordur.
(bkz: yarışmacı otoriterizm)
(bkz: melez rejimler)

demokrasiye yüklenen anlama göre değişir otoriter demokrasi kavramının mümkün olup olamayacağı. genel olarak tek tarafa çekilen ekonomik kaynaklar, kuşatılan medya ve tarafsızlık ve bağımsızlığına darbe vurulan yargı üç bariz özelliğidir.
seçim yarışı, bizzat adil olmayan şartlarda yapılan bir yarıştır. maddi imkanların ele geçirilmesi ve insanların satın alınması işin kilit noktasıdır. bu halde yöneten, sandıktan çıkan sonuca önem verir ve gücünü buna dayandırır, buna vurgu yapar fakat bu şartlarda seçim kaybetmek alabildiğine zorlaşmıştır.