bugün

(bkz: A clockwork orange)
görsel
Şu an okuduğum kitap. Bunları durduran yok mu diye dışımdan bağıracaktım. Abi yok böyle bir şey önüne gelene sataşıyor 4 kafadar. Ne biçim şehir la burası. Ortalık sin city e döndü resmen.
Tanrının yarattığı insanlar meyve olarak geçiyormuş ve Alex tedavi olduktan sonra robot gibi her hareketi otomatiğe bağlanınca (yani iradesini kontrol edemiyor, kontrol edebilse zaten suç işlemeye ve kötülük yapmaya devam edecek, o yüzden otomatik deniyor) ve o da tanrının bir meyvesi olduğu için Otomatik Portakal denmiş...
an itibariyle bitirdiğim kitap. kitap biraz sıkıntılı yalnız sanki o anları yaşıyormuşsunuz gibisiniz. kelimeler argo içerikli ama sonunda şiddetin ne kadar kötü bir şey olduğunu hissedebiliyor ve içselleştiriyorsunuz. filmi o kadar tesirli değil. tavsiye pek edemem.
Bu bok püsür dünyada okunması gereken kitaplardan. Sonunu beğenmedim sanki aman bitsin diye bitirmiş ama geneli güzel. Okuyun kardeşlerim. Evet.
Filmi tam bir hayal kırıklığı olmuş. Kitabını okuduktan sonra resmen filmini izleyesim gelmedi. Hapis sahneleri nerede.
kült nitelemesini hak etmeyen vasat oyunculuklarla dolu, kubrick'in ismi sayesinde dillere pelesenk olmuş bir film. kitabı için aynı şeyleri tabi ki söyleyemeyiz.
sabahtan beri kitabı dikizlememe rağmen bir türlü ne maval anlattığını çakozlayamadım kardeşlerim.
Adamlar resmen tecavüz etmeye çalıştığı kadının simetrisini anlatıyorlar. Kadınlara da piliç diyorlar. Bunun nesi kitap a dostlar. Cavladım resmen.
Okuduğum en argo kelimeler içeren dünya klasiği diyebilirim. Resmen kitap adamların bir kadına nasıl tecavüz ettiğini anlatıyor. Ben pek beğenmedim ama kitabı bitirdim. Filmi de kitabından az kalır yanı yok. Filme göre kitap daha çarpıcı anlatıyor yalnız.
Yeni icat edilen bir otomatik portakal toplama makinesini anlatıyor kardeş boşver izleme.
Efsane kitap. Efsane film de demek isterdim. Ama filmde rahatsız edici alt öğelerin fazla olduğunu düşünüyorum. Zira ben ne tecavüz görüntüsünden, ne çıplaklıktan, ne kandan, vahşetten, şiddetten, psikopatlıktan etkilenirim, beni rahatsız edecek çok çok az görüntü vardır. aksine bu tarz görüntüler karşısında heyecanlanırım, hoşuma gider ve içim gider. Neden içim gider? Bu başka mevzu.
Ama bu filmi izleyemedim. Yine heyecanlandım ama izleyemedim işte, kesinlikle rahatsız edici olması için farklı teknikler uygulanmış. Zamanın şartlarında 25.kare uygulanabiliyor muydu bilmiyorum, bu tarz başka sübliminal teknik var mı bunu da bilmiyorum. Ama kendimi tanıyorum ve adım gibi eminim.
Şu bakış beni rahatsız etmez, hoşuma gider:

görsel

Yani problem bende, onda, şunda, bunda değil, stanley kubrick'te. Amacına ulaşmış, cidden huzur kaçıran bir film yapmış. Helal olsun.
Stenliy kübrik yapımı bom bok bir film, izlemeyin zaman kaybı.
arkadaş bir şey deniyor galiba.
Bir de bunun (bkz: Farih portakal) diye bir serisi de var.: )
On beş yaşında Alex'in yaşadıklarını anlatıyor. Alex ve çetesini konu alan bir hikaye. Alex ve çetesi birer suçludur. Yönetim suçluları iyi bir insana dönüştürmek için sıra dışı bir yöntem geliştirmiştir ancak bu yöntem insanları otomatik bir makineye dönüştürmekten öteye geçememiştir. Yazarın şu sözü kitabın ana fikrini açıkça anlatıyor, "Tüm hayvanların en zekisi, iyiliğin ne demek olduğunu bilen insanoğluna sistematik bir baskı uygulayarak onu otomatik işleyen bir makine haline getirenlere kılıç kadar keskin olan kalemimle saldırmaktan başka hiçbir şey yapamıyorum..."
kitabını okuma şansım olmadı ancak filmini defalarca izledim, film hakkında nasıldı diye soranlara verdiğim cevap yıllardır aynı..."bir insanın hayattan nasıl soğutulur öğrenmek istiyorsanız izleyin"...çok sevdiğim sağlam bir filmdir.
kitabını çok sevmiştim.
Gereksiz abartilan filmler listesinde baş köşeye oturacak film. Sistem eleştirisi bilmem ne diye baya da övülüyor ama ne sistemi AMK , zevkine suç işleyen piçler.

Ona buna tecavüz eden Alex, hapse girince terapi olup iyiye geçiyor. Çıkınca da eski hayatı bunun peşini bırakmıyor. Disardakiler yüzünden tekrar kötü oluyor.

Liselilerin yazacağı bir kamu spotu şeklinde.

Haaa, rastgele açıp izlesem; zamanına Göre iyi iyiymiş, derdim de, efsane mefsane dedikleri için gömüyorum.
Kitabının yazım dili çok güzel.
Filminin anlatımı çok güzel.
Bir de sözlüğü vardı, onun da ortamı çok güzeldi. Banlamışlardı beni. Keh keh keh
Stanley kubrickin en skimsonik eseri. Hayatımda beklenti içinde izlediğim ama en bktan çıkan filmlerden biri.

Not: kitabını okumadım. Film bile Yapıldığına göre iyidir herhalde...
ana düşüncesi; kişinin seçme özgürlüğünün elinden alınmaması gerektiğidir. eğer kişi seçemeyecek duruma gelecek kadar aciz bırakılırsa, o halde o kişinin insanlığından artık söz edilemeyecektir.
cinsellik ve libidoya da dokunmalar içeren filmdir kendisi.
dünya klasiklerinden biri. Alex’e en sevdiği müzik olan 40. senfoni üzerinden eziyet etmeleri çok üzmüştür.