bugün

sevgilisi ise öpüşüp koklaşmalar falanlar filanlar, akrabası ise annengillere dayıngillere amcangillere herkesgillere selam söyle demeler, otobüs kalkana kadar sarılmalar, hönkürmeler ağlamalar.
çok uzun süredir aramız çok kötüydü. yanımda dikiliyordu beni göndermek için otobüs saatini beklerken. şöyle bi durdum bi an, bi daha göremeyeceğime eminim, bi son kez bakayım. baktım. sonra bir daha hiç görmedim.
sevgilisi ile öpüşüp koklaşanlar, akrabası ve annesini öpüp sarılanları görmek bir yana; kimileri için sadece şehrin ışıklarına şöyle bir bakıp otobüse binmektir.
bir tren istasyonu vedalaşmaları değildir. giden trene öyle göt gibi bakarsınız arkadan.
ağlatan vedalaşmalardır.
aklıma hep sami'nin bu karikatürün geldiği durumdur...

http://www.milyonlarinsev...4910_4707024_750691_n.jpg
17 mayıs sabahi niğde otogarina bizi getiren askerlerin otobüsle dönüşü sırasında ben mi işareti yapmak en güzel vedalasma olsa gerek. hayır askerliği bitmiş ben mi döneyim alaya?
hiçbir vedalaşma güzel değildir ama ayrılık olacaksa böyle olsun da dedirtir bir yandan. *
havaalanı vedalaşmalarına kıyasla daha içtenlik göstermekle beraber benzer duyguları hedef alır.
videodaki siirden daha iyi anlatilamayacak durumdur.

http://m.youtube.com/watc...2Fwatch%3Fv%3DNz-9QggQMS8
sevgilim olmadığı için hiç sıkıntı çekmediğim vedalaşmadır. ama annemden ayrılmak biraz zor. ne de olsa yeri doldurulmaz.
son kez görüyormuş gibi sıkı sıkıya sarılın.nitekim öyle de oldu bende.kendimden biliyorum.ilk kez bu kadar öpüp sıkıca sarılı kalmıştım kendisine geldigimin bi kaç gün sonrası ayrıldık.demem o ki sadece ayrılık degil ölüm vs son görüşün dokunuşun olaiblir.
Dün yaşamiş olduğum durum. fakat bu sefer yapamadim.. ankara'lilar bilir aşti metrosunun o tarafi, bahcelinin arkasi.. Ilk defa o uzun koridoru yalniz yürüdüm.. Artik vedalasmayi kaldiramiyorum.. Karşi tarafta biraktim ailemi ve binip gittim..
balıkesir molasında tuvalete girme çok pahalı * .
bir havalimanı vedalaşması değildir.
nasıpse yarın bır yenısını yasayacagım vedalasmadır.
kısa sarılıp cekılınce sorun yok ama kokuyu burnuna cekınce gozyası olarak cıkıyor bunyeden..
Yapmadığım, yapamadığım ama yapanları görünce de içimin sızladığı, kıskandığım bir durumdur.
içeriye bindikten sonra dışarıdan camın kenarına geçilir. içinden bir şeytan ben de atlayıp gitsem keşke der. yolcu kişi oturur ama bıraktıklarını bir süre yerleşme muhabbetine unutmuştur. en sonunda o camdan bakar ya da bakmaz. dışarıdaki görsün diye cebelleşir olmadı telefonla arar. dilekler son kez iletilir. aslında özlenmeye başlanmıştır giden, karındaki sancıyla beraber metroya doğru gidilir. emek metrosuna varana kadar sevgi dolu mesajlar atılır, geriye kalanında telefon çekmeyecektir. kızılayda indiğinizde mesaj gelmesini bekleyeceksinizdir. kısa bir mesaj gelir. olsun denir. gülücük işareti yapılır cevap yollanır.
siktiğimin kaşarı sımsıkı sardı öptü varınca ilk seni arayacam dedi öğlen iki olmuş ne ses var ne soluk. üzgünüm çünkü salak yerine koydu beni birdaha konuşursam namerdim.
hayatımda yaklaşık 3 kere yaşadığım ve her seferinde ağlamak zorunda kaldığım acıtan ayrılıklardır.
babaannelerimizin getirilmemesi gereken mekanlardan biridir otogar. otobüsü sulayanları görmüşlüğüm vardır. (bkz: su gibi git su gibi gel yavrum)
eğer arabanız varsa vedanın ardından otobüsü takip edersiniz. oradan korna yoluyla bir daha vedalaşırsınız ve onlar da size tekrar el sallar. bu da böyle bir anımdır.
ne sebeple olursa olsun ister askere gidiyo olsun ister gezmeye insanın boğazında bi düğüm olur ağlamamak için kendini sıkarsın sonra kafanı cama yaslar ağlarsın. değişik bi his.
Kimi zaman oldukça duygusal, kimi zamanda oldukça eğlenceli geçen vedalaşmalardır.
Kiminle vedalaştığınıza göre değişen bir şiddeti vardır. Çok acıdır çok acıtır.