bugün

amerikanın bugün dünyada yaptığı işi osmanlı devletide ele geçirdiği ülkelerde yapmıştır.osmanlı da emperyalist bir devlettir.
fetih yapıldığı zaman genellikle o şehirin 3 gün boyunca yağmalanmasına izin veren bir fetih geleneği vardır. istanbul'da bu gelenek sonucu askerler tarafından 3 gün boyunca yağmalanmıştır.
Türkiyeden vilayet satıp kendilerine ada almayı düşünenlerin askerlerinin söylediği komik bir beyandır.
yeniçerilere işe emri verilmesi fakat onların sıçması .
Düzenlenen bir konferansta, Cezayirli bir öğrenci Necip fazıl'a fransızca şu soruyu yöneltir:

“Neden Osmanlı yıllarca bizi sömürdü ve sömürge olarak kullandı”

Üstad cevabı şöyle verir:

“Eğer Osmanlı sizi sömürmüş olsaydı bu soruyu Fransızca değil Osmanlıca sorardın.”
(bkz: cihad sektörü/#15710777)
kesinlikle iftiradır. yağmacı demek, sömüren demektir; osmanlı devleti asla böyle bir devlet olmamıştır. geçen yıl bir sonuç açıklandı, balkan devletlerinin birinde. bosna mıydı, sırbistan mıydı; öyle bir yerdi. ülkedeki önemli iktisatçılar, işletmeciler, tarihçiler, sosyologlar, antropologlar, arkeologlar, her ne log varsa hepsi bir araya gelmiş ve bir rapor hazırlamış. sonuç şu: osmanlı devleti buradan 1 milyon lira almışsa, buraya 2 milyon lira yatırım yapmış... böyle bir devlet sömürgeci olabilir mi? yağmacı olabilir mi?

islam'da yağma diye bir tabir dahi yoktur. ganimet ve enfal tabirleri vardır. hiç bir asker, kendi kafasına göre gidip onun bunun malını alamaz. allah ne diyor kur'an'da? ''enfal, yalnızca allah'ın ve rasulünündür!'' sen kim olacaksın da, allah'ın malını zimmetine geçireceksin? islam hukuk literatürüne göre eğer bir şehir düşerse, yani fethedilirse, eğer imam izin verirse, 3 gün boyunca mallar toplanabilir. bu yağma falan değil arkadaşım. çünkü yağmada ferdiyetçilik vardır. burada ise ganimetleri askerler toplar, devlet başkanına getirir. veliyyül emr de ganimetleri paylaştırır. ganimet nerede paylaştırılıyor? seferden dönüşte. ganimet daima darül islam'da paylaştırılır, darül harp'te paylaştırılmaz. darül islam'a girildiğinde mallar taksim edilir, herkes kendi malını alıp evine gider. öyle ise ''yağma'' denen, herkesin oraya buraya saldırıp yakıp yıktığı, ele geçirdiklerini cebe attığı, karıya kıza tecavüz ettiği bir olay, islam'da teorik olarak dahi mümkün değil, yağmayı niteleyen bir terim dahi yok literatürde.

şimdi cariyeliği öne sürenler olacak. cariyelerin alınması için onlarca şart vardır, ama ben bunları şimdilik geçeyim. cariyelerle ilişki kuracaksan eğer, sana düşen cariyeyi alman ve 3 ay beklemen lazım. yani önce kadını esir alacaksın, geriye döneceksin, payına kadın düşerse alacaksın, sonra 3 ay bekleyeceksin, ondan sonra cinsel ilişki kurabilirsin. yağmada böyle kurallara uyulduğunu hiç sanmıyorum beyler... öyle evden eve girip ''oo şu hatun güzelmiş alayım'' dedikten sonra yatağa atmak yok yani. sizin için üzgünüm, ama biz gerçekleri anlatmakla mükellefiz. öyle atıp tutmakla olmuyor işte.

he, bunlar hukuki kurallar. eğer birkaç kişi bu bokları yemişse, öteki tarafta cezasını bulur zaten. biz hukuku esas alırız.
tarihte yağmacı bir devlet görmek isteniyorsa, feodaliteyle yönetilen şimdiki ab ülkelerinin ataları olan katolik haçlı devletlerine bakılsın.
2. viyana kuşatmasında tam viyana düşecekken, merzifonlu kara mustafa paşa yağmayı yasaklayınca, yeniçeriler isteksiz davranmış ve viyana alınamaştır. işte bu durum olayı çok net açıklar.
osmanlı gerçekten yağmacı bir devlet olsaydı; ingiltere'nin işgal edip 50 sene kaldığı her ülkede ekmek bulamayanın çatır çatır ingilizce konuştuğu gibi, fransa'nın 50 sene kaldığı her ülkede su bulamayanın çatır çutur fransızca konuştuğu gibi; osmanlı'nın 500 sene kaldığı yunanistan'ın (şu anda biz türkçe konuşurken) el azim osmanlıca konuşması gerekirdi..keza sırbıstan'ın, romanya'nın, polonya'nın, mısır'ın vs vs.
nedir bu osmanlı düşmanlığı anlayamam..sanki,1923'te gökten sihirli bir değnek indi de, genleriniz değişti, ortamdaki tüm analar, babalar, dedeler, neneler;osmanlıyken birden türk oldu.. Yahu,atamız belli..Önümüze bakalım..
osmanlı'nın gelirinin çoğunu oluşturan şey sanılanın aksine savaş ganimetleri değildir. savaş genimetleri direkt olarak değil dolaylı olarak osmanlı'ya fayda sağlar. savaş yapılıp yeni topraklar alındıkça yeniçeri hem bahşişini artırır hem yeni yerlerden belli avantalar götürür. yeniçerinin ekonomisi iyi olduğu müddetçe kazan kaldırmaz saray rahat eder. osmanlı'nın ana gelir kaynağı ağırlıkla tarımla uğraşan halktan topladığı vergilerdir. osmanlı ekonomi, sanayi ve demokrasi konularında yenilikleri yapamadığından ya da geç yaptığından yıkılmıştır. o zekalarıyla ünlü padişahlardan hiç biri "oğlum al al nereye kadar, naapçaz bu kadar toprağı" dememiştir. cihan padişahı olmak diye bir olgunun arkasına takılıp gitmişlerdir ve 300 sene önünde oldukları ilkel avrupa medeniyetinin gerisine düşmüşler hatta son dönemlerinde avrupalı devlet adamlarının, tefecilerin ve hatta silah tüccarlarının elinde oyuncak olmuşlardır.
Beyler sakin olun. Her havlayana kemik atmayın. Adamın islam savaş hukukundan haberi yok hor görmeyin garibanı.
Katılmıyorum Osmanlı yagmacı yada sömürgeci bir devlet olsaydı; Fransa gibi bir devlet olmazdı.
birkaç oryantalistten öğrendiği slganlarla ezber bozduğunu sanan safi ve özenti zihinlerin aldanmasıdır. değil mi ama, ingilizler fransızlar emekli dul ve yetimi gözetmişler hep, asla mazlumun hakkına el uzatmamışlar.
kronoloji bilimdir, öğrenmeli.
1950'den önce var olan her devlet gibidir.
osmanlı'nın günümüzde azınlık olan bazı etnik kökenlerin zamanında atalarının ebesini bile belleyen bir devlet olması sonucu ortaya çıkan bir iddia olduğu belli olan safsatadır.
önce söyleyenin sıfatına sonrada gösterdiği kaynağa bakacağım durumdur.
her devlet veya imparatorluk, işgal ettiği bölgelerde zulüm ve yağma bir ölçüde yapmış olabilir. büyük osmanlı devleti asla sömürgecilik yapmamıştır. yapmış olsa balkanlar arapça, farsça yani osmanlıca konuşuyor olurdu. tıpkı güney amerikanın ispanyolca ve portekizce, afrikanın bir bölümünün fransızca konuştuğu gibi.
kaynak ve belge gösterilmeden inanılmaması gereken durumdur.
tarihsel bir gerçekliktir. lakin; sadece osmanlıya yamanacak bir durum değildir. mevzubahis dönemlerde hemen her devletin adetidir bu; kendisi teslim olan şehrin canına ve malına dokunulmaz ancak zorla ele geçirilirse 3 gün askere yağma hakkı vardır. bu yağmaya kadınlar ve çocuklar dahildir.

tarihi bir çok durum vardır bununla alakalı. örneklendirmek gerekirse; yahudiler istanbul'un fethi sırasında kendi mahallelerini ele geçirip osmanlıya kapıyı açmışlardır. şehre önemli giriş buradan olmuştur ve bu sayede yağma konusundan kurtulmuşlardır. diğer taraftan ayasofyanın bahçesinde toplu tecavüze uğrayan rahibelerin olduğu bilinmektedir. insanların ağzındaki altın dişlerin canlı canlı kerpetenle söküldüğü de bilinmektedir.

tarih boyunca onlarca padişaha acımayan devşirme yeniçerinin elin gavuruna acıması zaten beklenemez.

bu; ilk etapta korkunç gibi gözükse de, zorla ele geçirilen bir şehrin şiddetli ve korkunç şekilde yağmalanması; ileride kuşatılacak şehirlerin kendiliğinden teslim olması açısından önemlidir ki, osmanlının tarihinde savaşmadan aldığı bir çok şehir ve hatta ülke vardır. tabii ki bunlar osmanlının muhteşem yönetiminden dolayı değil, korkunç yüzünden korktukları için teslim olmuş şehirler, ülkelerdir.

ayrıca bilinmelidir ki; yeniçeri denilen asker ocağında hiç türk bulunmaz hepsi devşirmedir. düşünün viyana kuşatmasında 75 bin yeniçeri vardı. ağaçta yetişmiyor gavur çocukları nihayetinde; hepsi şehirlerden yağmalanıp alevi/bektaşi türk ailelerin yanında yetiştirilmiş devşirme çocuklardır.

bir örnekle daha süsleyelim; kanuni viyanaya yürüdüğü zaman; ki maksadı asla ve asla viyanayı ele geçirmek değildi, sadece avrupaya "istediğim zaman ağzınıza s.çarım" mesajı göndermekti; dönüşte 30 bin köleyle dönmüştür. buda bilinsin.

yıldırım beyazıt; sırp kralının karısını almıştır kendisine cariye olarak; bu da bilinsin.

velhasılı kelam; osmanlı devlet sistemi gerçekten müthiş bir sistemdir. türk dehasını, türk yönetim şeklini gözler önüne serer. öyle incecik kitaplardan öğrenilebilecek, haftada 2 saat ile anlaşılabilecek bir sistem değildir; müthiş ayrıntıları vardır. imparatorluktur sonuçta.

osmanlı padişahı aynı zamanda hem kayser (sezar), hem de halifedir. osmanlı soyu, hem mavi kanla hem de ejder kanıyla doludur. yani demek istiyorum ki; osmanlı sülalesi, velhasıl oğuzlar yüzyıllar boyunca dünyanın en soylu ailelerinden kız almışlardır ve kanlarını zenginleştirmişlerdir. dünya üzerinde ırki ve soysal anlamda en soylu sülale osmanoğullarıdır. lakin ertuğrul gaziden bu yana o burun hep baki kalmıştır, bugün yaşayan osmanlı erkeklerinde aynı burunu görmek mümkündür. (buda komikliği olsun yazının)
imparatorluk>emperyal>imperial>sömürgeci.
sozde cumhuriyetcilerin sallamasyon uydurmasidir. osmanli'nin yagmaci ilan edilmesinin ve sirf bu ozelligiyle 600 yil yasamis olmasinin ortaya atilmasindan kim nasil bir gelir elde edecek dogrusu merak konusudur. bugun osmanli hala ayakta olsaydi ve misir'i bir osmanli valisi idare ediyor olsaydi ve orada bir isyan ciktiginda guvenlik gucleri bastiramayinca buradan birlik gonderip bastirsaydik yine bu cumhuriyetci gecinen osmanli dusmanlari bu sefer de turkiye yagmaci bir devlettir diyebilecekler miydi, ayni seyleri konusuyor olabilecekler miydi? neden aslinda osmanli'ya dusmanlik yaparak cumhuriyet savunucusu gibi gorunmeye calismaktir, rejimi cesitli emeller icin kullanmaktir. osmanli yagmaci olmadi asla. su anda osmanli'yi yagmaci bir imparatorluk, padisahlari da hain birer mandaci olarak goren zihniyetin zamaninda bu topraklari osmanli'nin korudugunu ve bizim o osmanli'nin emanetine modern bir devlet kurarak sahip ciktigimizi ogrenmeleri gerekecek. sinirlarimiz disinda kalanlardan vazgecmis degiliz. sadece geriye cekildik. bu surecte binbir turlu aci cektirdi osmanli'nin yoklugu. hata osmanli'nin degildi, tum islam ummeti'nindi. oyuna gelindi. ozellikle milliyetcilik bir guve gibi girdi osmanli hakimiyeti altinda yasayan toplumlara. hicbir toprak parcasi bir yerden baska bir yere tasinmaz; yonetim bicimleri gelir gecer, degisir ve gun gelir biz yine yonetiminden cekilmek zorunda kaldigimiz diyarlara kalkar gideriz, hakkimizda icte ve dista yurutulen propagandalari curuturuz. varsin bunun adina birileri yagmacilik desin. bunun basit bir camur atma politikasi oldugunu biliyoruz biz.
0smanlı tarihi ile bilgisi ortaokul seviyesinde kalmış bir zavallının iddiasıdır.

osmanlı'da çok gelişmiş bir toprak yönetim ve vergi sistemi vardı. imparatorluk sınırları içerisinde yapılan her türlü ticaret de kontrol altındaydı ve vergilendirilirdi. yağma olayına gelince; osmanlı'lar yağma ve talan olaylarının olduğu durumlarda, "çağdaş" muadillerine göre çok daha adil ve merhametliydi.

bu tür iddialarla osmanlı'yı ve türk'ü aşağıladığını zanneden zavallılar unutmamalıdır ki; osmanlı'ya 630 yıllık iktidarı abd, ab veya imf vermedi... *
bizlere ayrıca, "üretimi olmayan" ve "osmanlı'nın tek gelirinin savaş ganimetleri olduğu" gibi inanılmaz bir cehalet birikimini de göstermiş olan olgu. sağolsun arkadaşlar yazmışlar. nereden duyuyorlarsa böyle şeyleri. "üretimi olmayan" osmanlı imparatorluğu'ndan sizler için geliyor:

(bkz: tımar sistemi)
(bkz: iltizam)
(bkz: saliyane)
(bkz: ticaret)
(bkz: iaşe)
(bkz: yok artık lebron james)

arkadaşlar, osmanlı'nün üretimi, özellikle klasik dönem baz alındığında "iaşe" ye dönüktür ve bununla sınırlıdır. yani "doyurup beslemenin" dışında ekstra bir üretim genelde yoktur ya da azdır. dolayısıyla pazar malları da sınırlıdır. savaş ganimetleri dediğiniz şey koca imparatorluk ekonomisinin yüzde beşini dahi oluşturmaz. neyden bahsediyorsunuz ki? nerelerden ediniyorsunuz bu bilgileri anlamadım? asya hun devleti ya da moğol imparatorluğu falan değil bu yağmayla doyursun kendini. 600 yıl savaş ganimetleriyle yaşamış bir imparatorluk öyle mi? hımmm evet evet bravo ya. binlerce kilometrelik kervan yolları, alınan gümrük vergileri, yüzbinlerce kilometrekarelik toprak, tımar sistemi, ürün ve raiyyet rüsmunun dışındaki mukaataa gelirleri, saliyaneli eyaletlerin gelirleri, tâbi devletlerin vergileri, çeşitli gayrimüslim rüsmu, pire, izmir, tire, istanbul, selanik, dobruca, sivastopol, iskenderiye gibi avrupa ve akdeniz dünyası'nın zamanındaki en önemli liman kentlerinin ticaret gelirleri, korsanlık faaliyetleri v.s... say say bitmez bunlar beyler. koskoca bir imparatorluğun iaşesinden bahsediyoruz. bir üretim tarzından, roma tipi bir imparatorluktan bahsediyoruz yahu. bozkır imparatorluğu mu bu?

efendim ayrıca bakın, sırf bu "üretim sistemi" üzerine sayfalarca malumat bulabilecğiniz iki ciltlik çok şahane bi eser var. eren'den çıktı, halil inalcık'ın editörlüğünü ve yazarlığını yaptığı "osmanlı imparatorluğu'nun ekonomik ve sosyal tarihi". orda ayrıntılı ayrıntılı anlatır bütün ekonomik ağı hem klasik dönem için hem sonrası için.