yıllardır türkçülerin yaptığı tenkitlere rağmen göz ardı edilen gerçektir. türk evlatları hala 19. yüzyıldakinden bile daha gayrımilli olan bir tarih sistemiyle, türk tarihini öğrenmekte, artık her yerinden küf kokuları gelen bu çürümüş sisteme eyvallah etmektedir.

ders kitaplarında ayrı birer devlet gibi bizlere öğretilenler aslında birer sülaleden ibarettir. atalarımız kun, siyenpi, apar, göktürk gibi ayrı ayrı devletler kurmamıştı. elimizde hep bir devlet vardı. değişen sadece hanedanlardı.

kun hanedanı inkıraza uğradıktan sonra, kunların idaresinde yaşayan siyenpiler yönetimi ele almış devletin başına geçmişti. daha sonra aynısını aparlar da tekrarladı. aparlardan sonra da göktürk sülalesi başa geçti.

göktürkler de doğu ve batı olmak üzere iki koldan yönetiliyordu. doğu kanadını dokuz oğuz, otuz tatar gibi türk halkları; batı kanadını da türgiş halkı oluşturuyordu.

doğu kanadında çıkan isyanlar sonrasında memleketin doğu kısmını dokuz oğuzlar ele geçirdi ve devlet içerisinde tekrar bir hanedan değişikliği yaşandı. dokuz oğuzların hakimiyeti de kırgız isyanına kadar sürdü.

batı kanadında da göktürklerin inkırazından sonra kendilerine al-i afrasiyab diyen karahanlılar hüküm sürmeye başladı. kökleri türgişlere dayanıyordu. selçük beğ'in torunları olan tuğrul ile çağrı beyler de karahanlı-gazneli mücadelelerinde karahanlıların koruması altındaydı.

işte tuğrul ile çağrı bey 1040 senesinde dandanakan'da 20.000 kişilik ordularıyla, 100.000 kişilik gazneli ordusunu perişan ettiklerinde türkiye devleti'ni kurmuş oluyorlardı. o güne kadar sadece türkistan'da var olan devletin haricinde kurulan ikinci devlet budur. türklerin 16 devlet kurdukları da yalan olup, atalarımız iki devlet kurmuştur. birincisi türkistan devleti, ikincisi türkiye devleti'dir.

bunları yazmamdaki amaç zamanında türkistan coğrafyasına hakim olan boyların, hanedanların hepsinin birbirleri içinden çıkmış olmalarıdır. başa geçen hanedanlar arasında bir kopukluk yoktur. aynı durum türkiye için de geçerlidir. selçüklerden sonra onlara bağlı olan osmanlılar hakimiyeti ele almış, daha sonra türkistan ile türkiye devletini ilhanlılar ve temürlüler birleştirmiş, ardından günümüze kadar osmanlı hakimiyeti ve ardından cumhuriyet dönemi gelmiştir.

hüseyin nihal atsız bu mevzuda şöyle diyor:

"Fransa'da Kapet, Burbon, Orlean, Napoléon; Almanya'da Saksonya, Frankonya, Baviyara, Habsburg; ingiltere'de Anju, Tudor, Stuard devletleri yoksa ve bunlar sadece hanedanlar ise; bunun gibi, Türkelinde de Kun, Gök Türk, Uygur, Selçuk, Osmanlı devletleri yok, sülâleri vardır."

tarihten az buçuk anlayan kişinin türk tarihine böyle bakabilmesi her şeyden önce taşıdığı asil kanın gereğidir. nitekim atalarımızın çok devlet kurduğunu ve bunları çabucak yıktığını kabul ediyorsak, türkiye cumhuriyeti'nin de ömrünün kısa olacağını kabul ediyoruz demektir.
övünecek tek özelliğimizi osmanlı devletinden ibaret sanan,
her konuşmada biz osmanlı torunuyuz gibi saçmalıklardan bahseden,
osmanlı devletini türk devleti sanan-her ne kadar avrupa da türk diye anılsada-
osmanlı padişahlarını türk sanan, onların rumdan, sırptan doğma olduğunu bilmeyen,
yine onların türklüğünden utanan yüz karaları olduğunu bilmeyen,
çökmeden birkaç yıl önceye kadar gazetelerde biz türk falan değiliz sadece müslümanız gibi komik laflar sarfedildiğini bilmeyenlerin,

anlamadığı gerçektir.hala osmanlı da kalmıştır. osmanlı'da olsaydık çok güçlü olurduk gibi komiklik yapanlarda vardır.
osmanlı devleti var olmuştur. bu yadsınamaz bir gerçektir. ancak türkiye cumhuriyeti osmanlıdan kalma değil osmanlıyı kökünden söküp var olmuştur. şu anda osmanlıdan sadece tarih derslerinde bahsedilmesi pek doğru bir davranış olacaktır. zira tarihe bakıp yaptığımız hatalardan başka türlü nasıl ders alırız.
şu makale okunursa daha iyi kavranacak gerçektir:

--spoiler--
http://www.nihalatsiz.org...rk_tarihine_bakisimiz.htm
--spoiler--
kafatası ölçerlerin mucitlerinin icadı bir cümle. gülüp geçiniz.
ottoman out, turkiye in.
ölen kocasını durmadan yad edip, şu anki kocasına gerekli verimi göstermeyen kadın gibi olmamak lazımdır.
nasrettin hocanın da güzel bir fıkrasında bu belirtilir:

nasrettin hocanın karısı ölmüş
bir zaman sonra başka birisiyle evlenmiş ama evlendiğine pişman olmuş..kadın nasrettin hocayla yatağa girdiğinde kadın başlarmış "benim eski kocam böyleydi, benim kocam şöyleydi..." demeye...iki,üç gün, daha böyle demeye devam etmiş. nasrettin hoca sinirlenmeye başlamış. bir gün yine tekrarlamış kadın...nasrettin hoca en sonunda kadını yataktan aşağı atmış. kadın sormuş: "hoca hoca niye aşağı attın beni?" diye. hoca da şöyle cevap vermiş : "seni yataktan ben atmadım, yatakta kaç gündür bir sen yatıyorsun bir ben bir de eski kocan... 3 kişi sığamadık şu yatağa... sen de düştün !"
1918 de mondrosu imzalayıp kendini fesh etmiş osmanlının yerine
cumhuriyetin kurulmasını hazmedemeyen ve hırslarından çatır çutur çatlayan şeriatçıların tansiyonunu düşüren cümledir.
(bkz: since 1923)
aynısı cumhuriyet için de geçerlidir. mesele osmanlı'yı aşağılamak, cumhuriyeti övmek değil, tarihçiliğimizdeki sülalecilik, rejimcilik anlayışını silip atmaktır. devlet tektir, selçük sülalesi, osmanlı sülalesi ve en son cumhuriyet rejimi vardır.

(bkz: türkiye cumhuriyeti yok türkiye devleti vardır)
(bkz: ecdadini inkar eden pictir)
ne de sikim bir cümledir bu. kalkıp nasıl denir ki osmanlıyı söküp atmışız. ulan hiç bilmez misin sen bugün varolan bütün değerlerinin büyük kısmının mimarı osmanlı devletidir. yahu geçtim onu senin sayıştaydı zartdı zurttu dediğin kurumlar bile osmanlı zamanından bizzat aynı işlevle alınıp sadece adları değiştirilen kurumlardır. tüm bunların üstüne nasıl osmanlı'yı yok sayarsınız? sizin hatalarla dolu dediğiniz osmanlı almanya'da kiliseye karşı gelenlerin atlara bağlanıp ve atların koşturulmasıyla parçalanarak öldürüldükleri vakitte içinde bir çok dinden adamı barış içinde bulundurmuş, yabancı araştırmacıları hayran bıraktırcak şekilde bi devlet işleyişini yüz yıllarca sürdürmüş koskoca devlet. hadi onu da geçtim osmanlı atamız bizim, nasıl olur da bu gerçeği görmezden gelip geçmişinizi cumhuriyetin ilanıyla sınırlarsınız, yazık gerçekten.
hayatı 20 kasım 2010 x-y derbisi konusuna entry girmekten ibaret olan düz adamların yılda ayda bir içini depreştirip "osmanlı torunuyuz ehe" demesini sağlayan mevzudur.

osmanlı devleti olmadığı gibi türkiye cumhuriyeti devleti de yoktur. devlet dediğimiz şey ebedidir. öyle başa osmanlı sülalesinin yahut selçük sülalesinin geçmesiyle yıkılmaz. gün gelir selçük düşer, yerine osmanlı gelir. devletler değişmemiştir, sülaleler değişmiştir. devlet yine aynı devlettir.

tabii daha mevzuyu anlamadan başlığa atlayan hödükler, yazılanları okumaktan bile aciz. buyrun beyler 20 kasım 2010 x-y derbisi sizi bekliyor, üzerinde tezler yazacağınız arda turanlar sizi bekliyor.
saçmasapan bir iddiadır.
üzerinde durmaya gerek yoktur, lakin bu iddiayı dillendirenlere şunları sormak istiyorum;

madem osmanlı yok neden danıştay'ın/yargıtay'ın kuruluş tarihi 1868, sayıştay'ın kuruluş tarihi 1862, emniyet teşkilatının kuruluş tarihi 1845 olarak geçiyor?

kardeşim bu osmanlı'dan korkunuz ne?
türkiye devletinin kökleri kökleri yalnız osmanlı'ya değil tüm türk devletlerine dayanır. ancak osmanlı egemen olduğu zaman, iktidarını sürdürdüğü alan ve etkileri açısından dolayı bir adım öne çıkıyor. bu durumdan rahatsız olmak nasıl rahatsız bir ruh halinin eseridir?
doğru bir tespittir.
osmanlı dediğimiz devlet ismi bir varsayımdır, bu devlet kendisine çok sık devlet-i aliyye yahut nadiren de devlet-i al-i osman derdi.
asıl dünyada nasıl bilindiğimiz önemlidir. diplomasi alanında biz la turquie olarak bilindik, bugün hala öyle biliniyoruz.
ottoman empire diye bilinirdik, evet avrupadakiler söyledi.
osmanlı diye bir devlet hiç bir zaman yoktu zaten. devletin ismi devleti aliyye idi değiştirilerek türkiye cumhuriyeti yapıldı.