bugün

Hani son kitaptı?
Arapları beğenmiyoruz bende beğenmiyorum ama türklük özü ne lan.
Hadi allahınız yok hiç aklınızda mı yok.
Türkler göçebe savaşcı bir toplum.
Şimdi islamı bırakıp göçebe savaşçı mı olacağız.
Orhun kitabeleri öncesi yazılı belgesi olmayan bir milletiz biz.
Oğuzlar müslüman olup daha doğrusu islamiyet'i kendi hayatlarına göre düzenletip yerleşik hayata geçmese selçuklu osmanlı türkiye olmasa şimdiki moğollardan farkımız kalmazdı.
Saçma sapan şeyler yazıp durmayın.
islam öncesi aristo mu çıkardık sokrat mı çıkardık.
Asker komutan hariç isim yok.
Orijinali geçtim çeviri yapan insanlar bile hata yapabilir. Olmayan bir şeyi yanlış anladıklarından dolayı yanlış yansıtabilirler. Din, islam içten gelen bir durumdur. Hissetmek lazım.
Kuran peygamber efendimizin sağlığında kitap haline getirilmemişti. Yalan habere yorum yapmayın.
Ulaşılabilen en eski Kur'an-ı Kerim örnekleri sanaa el yazmaları ile Hz. Osman'a ait olduğu düşünülen örneklerdir.

Ekleme veya çıkarılma yapılmış bir ayet olmamakla birlikte kopya sırasında bazı kelime farkları olabilir.
Bu da o coğrafyalar arası kullanılan dil, yazı stili gibi nedenlerden kaynaklanmaktadır.

Bunun haricinde Kur'an-ı Kerim korunarak günümüze kadar gelmiştir.
1400 sene önce şu anki gibi karmakarışık bir dizinde olan kitap, hafızlar vesilesiyle, hem de çok geniş bir coğrafyada korunabilmiştir. bugün hadisin, rivayetin biri öbürünü tutmaz, fakat kuran, tıpkı tanrının vaadinde olduğu gibi korunmaktadır. çünkü mucizevi olan o'dur. bu yüzden de tarihte bu olayın bir benzeri yoktur. aksi olsa mısır'da başka bir kuran, afganistan'da başka bir kuran, fransa'da başka bir kuran dizini ve içeriği oluşurdu. kulaktan kulağa oyunu gibi, mezheplerin, tarikatların kendilerine göre iş yapmasının nerelere ulaştığı ortada. tanrıya veya islam'a inanmanız tanrı veya islam açısından önemli değil, ama felsefe, mantık, akıl yürütme gayesinde olduğunu savunan insanların kuran bugüne ulaşmadı şeklinde bir sonuca varması zeka noksanlığının apaçık ispatı.
işte sorunda burada yani kufi kuran'da başlıyor. önceki 18 yılda istemeden de olsa değiştirilmiş olma ihtimali var. ayrıca kufi kuran'ın harekelerinde de okunuştan kaynaklı sorunlar ortaya çıkabiliyor.

şimdi burada iki temel sorun var bunlardan biri hz.muhammed döneminde çeşitli malzemeler yazdırılsa da kuran'ın kitaplaşmaması sorunu maalesef bulunmaktadır. burada hafızlar devreye giriyor ama sonuçta bu kişiler insan olduğunu göre mutlaka istemeden de olsa hata yapacaklardır. ayrıca kasıtlı yanlış eklemeler de kolayca eklenebilir çünkü iki yalancı şahitten daha kolay ne bulunur ki!

ikinci sorun ise hz. osman döneminden önce nüsha bulunması. (şu ana kadar) bulunan nüshalarında okunmasında sıkıntıların ortaya çıkması.(yazı stilinden dolayı farklı anlamlara gelebiliyor.)

bu kadar olumsuzluğa rağmen kuran'ın incil'den ciddi bir avantajı bulunuyor o da sadece 18 yıl sonra tamamen kitaplaşması durumu.(resmi olarak) incil ise neredeyse 300 yıl geçtikten sonra resmi bir şekilde yazıya alınıyor.

(şahsi görüşüm başlıyor...)

bir müslüman olarak beni açıkçası pek de ilgilendirmeyen bir durumdur. çünkü allah'ın tekliğine ve hz.muhammed peygamberliğine inandıktan sonra müslüman olmuyor muyuz?

ekleme: kuran'daki miras hesabındaki sorunu da sahabe kaynaklı bir hata olarak da düşünebiliriz. bir müslümana göre bu durum dezavantajdan çok avantajdır. bu sayede kuran'a sonradan eklenmiş çeşitli hatalar akli ölçüler nezdinde düzenlenebilir.
Orijinal kuran yoktur. Kuran kitap haline getirilene kadar birçok ayet ezberlenmiş ve dağılmış durumdaydı. Kitap haline getirenler Ebu Bekir, ali, Osman gibi kişiler nasıl bir yöntemle yaptılar, hangi ayetler kabul edildi, hangileri elendi belli değil. Elenenler zaten unutturuldu. Baskı ile engellendi.

Onun için kuranın orijinali yoktur.
Ya bi siktirin gidin abi ya. 2020 yılında bu ne utanmazlıktır ya. Bi açın Google'ı bi zahmet bi arayın. Müslüman bile olmayan bir ülkenin(ingiltere birmingham ünv) kütüphanesinde parşömen kağıda yazılı kuran sayfaları duruyor. Karbon testi ise kuran sayfalarının 568 ve 645 yılları arasında yazıldığını söylüyor. Peki kuran ne zaman indirildi? 610 yılında başlayıp 632 yılında tamamlandı. Yani ingilterede ki kuran sayfaları tam olarak peygamberimiz hayatta iken yazıldı. Ve en önemlisi de ne biliyor musunuz. 2020 yılında matbaada basılan herhangi bir kuran ile aynı.

Bunun yanında topkapı sarayında, daha başka yerlerde ta halifeler zamanından kalma kuranlar öylece duruyor 1400 yıla yakındır ve hepsi birbirinin aynısı.

Bu ne yüzsüzlüktür anlamadım ki.
Bu asılsız oryantalist iddialarını dillendirenler ya cahil yada kafa karıştırmak isteyen hristiyanlara maşa. O halde onlar önce incillere baksınlar. Zira 400 incilin biri diğerini tutmaz. Neyse ki 4 e indirebilmişler bari. ""Bıraksaydınız, 396 adet incil yakılmasaydı, bugünkünden çok daha renkli, detaylı ve daha kuvvetli 400 tane incil’iniz olacaktı(!)""

https://keremonder.com/4-...yerek-yalan-soyluyorsunuz

Hz osman zamanına ait mushafların (kuran) pek çoğu mevcut. Başka yalanlar bulun bence bundan size ekmek çıkmaz. Ha bi de topkayı sarayı kutsal emanetler kısmını bi ziyaret ediverin. Cahilliğe Faydası olur..

https://www.trthaber.com/...-sergileniyor-317167.html

--spoiler--
- Dr. Muhammed ibni Lütfî es-Sabbâğ, "Lemehât fî Ulûmi'l-Kur'ân" adlı kitabında; "Osmanî Mushaflar şimdi nerede?" başlıklı kısımda şöyle diyor:
Hicri 614 yılında ölen ibni Cübeyr, Seyahatnâme'sinde, Dımışk Câmi'inden söz ederken şunu zikretmiştir.

“Mısırdaki yeni maksurenin doğu rüknünde (köşesinde) büyük bir dolap (hazâne) vardır ki içinde Osman'ın mushaflarından bir mushaf bulunmaktadır. O Osman'ın Şam'a gönderdiği mushaftır. Dolap her gün namazın ardı sıra açılır. insanlar ona dokunup öpmekle teberruk ederler. Onu uğurlu sayarlar.” (el-Burhan, 1/235-el-itkan, 1/60)

- ibni Faldan el- Ömeri Ö.Hicri 749) de Dımışk’ta bir mushaf görmüştür. Onun Osmani mushaflardan biri olduğunu anlatıp, Onun sol tarafında, müminlerin emiri Osman ibni Affan’ın hattıyla “Osmani Mushaf” diye yazılı olduğunu söylemiştir. (Mesalikü'l-Ebsar fi memaliki’l-Emsar, 195)

- ibni Batuta, Şam’daki nüshadan ayrı Basra’da Osmani mushafından bir tane daha gördüğünden bahseder. (Rıhletü ibni Batuta, 1/116)

- Dr. Abdurrahman eş-Şehbender demiştir ki: Dımışk-ı Şam'da bu Osmânî mushaflardan bir nüsha elde ettim. Maalesef onu, otuz yıl önce Emevî Camiini yakıp kül eden yangında ateş telef etmiş." O, bu sözü, M. 1922 yılının Nisan ayında yazmıştır. (Müzekkirât-ı Abdurrahman eş-Şehbender, s. 34)

- Üstad el-Kevserî'nin zikrettiğine göre; Şeyh Abdulhakîm el-Efgânî (ö.H. 1326-M.1908), ölümünden önce bu Osmânî Mushaf'ın resmine (yazı ve imlâsına) uygun bir mushaf kopya etmiştir.

- Kevserî, bu Osmânî Mushaf'ın, Birinci Dünya Savaşı sırasında istanbul'a nakledildiği zannındadır. Efgânî'nin kopya ettiği mushafın ise Dımışk'taki adamlarından birinde mahfuz olduğu zikredilmiştir.(Makâlâtu'l-Kevserî, s. 12)

Yine Kevserî, Küfe Mushafının, Humus'ta bulunduğunu ve onun, Birinci Dünya Savaşı sırasında başkent istanbul'a götürüldüğünü zikretmiş, ancak Humus'ta hangi mescidde bulunduğunu zikretmemiştir.

Nitekim Kevserî, Medine'de bulunan Medine mushafının da, Birinci Dünya Savaşı sırasında istanbul'a götürüldüğünü zikretmiştir. (Makâlâtu'l-Kevserî, s. 12)

istanbul’da “Türk ve islam Eserleri Müzesinde” şu tarihi mushaflar bulunmaktadır:

- 457 numarada: Hz. Osman imzasını ve hicri 30 yılını içeren Mushaf-ı Şerif.

- 557 numarada: Hz. Ali’nin imzasını içeren Mushaf-ı Şerif.

- 458 numarada: Hz. Ali’nin yazısı olduğu belirtilen Mushaf-ı Şerif.

Hz. Ömer’e nisbet edilen ve ceylan derisine yazılmış, tahtaya yapıştırılmış bir Kur’an sayfası. (Ulumu’l-Kur’an,187-190)

"Bir mucizedir ki nur-i Kur’ân,
Durdukça cihan durur numâyan." (Ziya Paşa)

https://sorularlaislamiye...kuranin-asli-yakildi-mi-0
--spoiler--
incil e el yazması diyen çember sakallıların sus pus olduğu olay.
samancıların yeni iftirasından biridir. yazık..

görsel
başka dinlerin kitabına değiştirilmiş diyen islamcıların iyi düşünmesi gereken hadise.
bazı sahabelerın savasta olmesıyle kucuk parcalar kayıp olmus olabılır.
etme cahil ile sohbet küstürürsün cevabını hakeden beyanat.

Kardeş sen yazılı kaynaklar yakıldı falan demişsin de çok yanlış gelmişsin onu söyleyeyim. 21. yüzyıl akademisinde dahi bir metne dair araştırmalar yazılı ve sözlü kaynaklar vasıtasıyla yapılır. Bilim, Sanat, kültür yalnızca yazılı kaynaklar üzerinde dönmez.

Yazılı kaynaklar yerleşik hayata geçiş sürecini tamamlamış, devlet teşkilatını oturtmuş, belli bir medeni seviyeye ulaşmış halkların işidir. Kuran-ı Kerim'in indirildiği dönemin Arap yarım adası ise (sizin gibi salakların hep arapları aşağılamak için kullandığı bir sözle) bedevilik kültürünün izlerini taşıyordu. Yani yarı göçebe bu arap halklarının yazılı kültür öğeleri meydana getirmesi, yazılı eserlere dayalı bir gelenek ortaya koyması zaten mümkün değildi.

bu bilgiler ışığında söyleyebiliriz ki Kuran-ı Kerim Sözlü edebiyat kültürü olan bir topluma indirilmiştir ve sözlü edebiyat kültürünün teamüllerine göre kornmuş saklanmış yüzlerce kişi tarafından ezberlenmiştir.

Burada dangalağın biri çıkacak sözlü kültürün güvenilirliğini sorgulayacak o yüzden Ege üniversitesi türk dili edebiyatı bölümünde profesör olan kıymetli hoca Yavuz Akpınar'dan bir olay nakletme ihtiyacı duyacağım.

Erzurum'da bir köy kahvesinde radyoda Erzurum'lu bir aşık olan aşık sümmani'ye ait bir türkü çalınır. türküyü duyan ihtiyarlardan biri derhal sandalyesinden fırlar yanlış yapmışlar diye kızarak. Araya sora en yakın trt yetkilisini bulur sırtında sazıyla kim bilir hangi şehire kadar giderek ve siz trt radyosunda türküyü yanlış çaldınız diyerek doğrusunu çalar. daha sonra anlaşılır ki trt'nin yazılı kaynaklarında gerçekten yanlışlık vardır. Doğru olan ihtiyar amca yani sözlü kaynaktır.

velhasıl ateist olmayın demiyoruz. Donanımlı ateist olun amına koduklarım.
müslümanların imanına yapılmış çirkin hakaret.. Kurana iman etmiş tüm insanlara büyük bir iftiradır.. ALLAH ıslah etsin..
kuran degistirilmis olsaydi birbirinden farkli yuzlerce kuran olurdu. ama bugun tum kurani kerimler harfi harfine ayni.
degismis olan yuzlerce incil ve tevrat var. hepsinin kafasindab ayri bir ses cikiyor. gerci iznik bulusmasi ile incil sayisi 4 e dusurulmustur.
hz osmanin yazdirdigi kurani kerim kayip degil ozbekistandadir.
19 sistemiyle kuranın gerçekten allahın kelamı olduğu çok açıktır. böyle bir matematik sistemini değil bir kul bir bilgisayar bile zor yapar.
imkansız olanın ta kendisidir. Şayet imkansız olmasaydı kuran'ın bizzat kendisi tarafından verilen sinyali insanlık anlardı. Herkes bizim kadar salak değil ve hiçbir zaman bizim kadar salakların ağzına sakız olmadı hz. Kuran ı kerim.
topkapı sarayında hz osman döneminden kalma bir kuran nüshası olduğunu bilmeyen andavalın zırvasıdır, bak bakalım kaç harfi eksilmiş, ya da değiştirilmiş...
hayatında islam tarihini araştırmayan ve kuranın mealini okumayan kendini bir bok sayan densiz yazar beyanıdır.
kuran'ı kerim sonradan toparlandığını ve musaf haline getirildiğini bilmeyen mal cümlesi, dört halife dönemini fetihler ve kavgalardan ibaret zanneder bu am bitleri bak bakalım kuran-ı kerim'in oluşma evresi nasıl.
doğru olabilecek önermedir.

(bkz: emeviler kuran ı değiştirmiş midir sorunsalı)
Hep duyarız türkiyenin yüzde doksan beşi müslüman diye ama ben bunun doğru olduğuna pek inanmıyorum. Şu sözlükte islam, kuran, inanç ile ilgili yazılan girdilerden yola çıkacak olursak bu oranın ne kadar aşağılara indiği malum oluyor. Ayrıca bunu söyleyene sensin kayıp diyorum. Sen önce kendini bul.
Bir yerlerinden hipotez yürüten mal söylemi.

Modifiye edilmiş kitaplar belli, kuran'a bulaştırmaya çalışmayınız.