bugün

oecd'nin türkiye ekonomisi için daha önce yüzde 6,8 olarak açıkladığı büyüme tahminini yüzde 8,2'ye çekmesidir.

http://www.milliyet.com.t....2010/1315802/default.htm
vpills ile neden olmasın.
büyüdükçe yoksulluk oranımız artıyor
büyüdükçe daha da kutuplaşıyoruz
büyüdükçe ab den ümidimiz azalıyor
büyüdükçe bilimde,sanatta,eğitimde geri kalıyoruz
büyüdükçe başta futbol olmak üzere sporda geriye gidiyoruz
büyümek buysa bu büyümek bize yaramadı arkadaş.
geçtiğimiz yıllar içinde, kriz yıllarını bunların dışında tutarak, genelde iyi yüzde değerlerle büyüyen bir ekonomiye sahibiz. ancak bu büyümenin cebimdeki etkisi nedense o yüzdelerle ifade edilememekte. burdan bu büyüme rakamları ile övünen sevgili hükümetimize bi çağrım olacak. hadi gelin memur, işçi ve emekli maaşlarını bu büyüme oranına göre belirleyin. hani her sene büyüyoruz ya, bence bu saydığım kesimler "yapay" enflasyon oranı baz alınarak zamlanmayı haketmiyor. nihayetinde her sene büyüyen, acayip bi ülkeyiz. di mi len?
balıklara yem . bununla ilgili bir finansal terim vardı yanılmıyorsamda şöyleydi

sular yükselince balıklar karıncaları yer, çekilince karıncalar balıkları yer hiyerarşik finans bakış açısını yorumlayınız sınav sorumdu.

bu durum şuna benziyor özelleştirmelerle elinde oluşan sıcak parayı ve üstünden attığın iş yükünü farklı sınıflardaki dış ve iç yatırımcılarla destekleyerek (ben bir subvansiyon göremedim ama ) ülke büyüme hızını arttırmak. yani genişleme ekonomisinin sonucudur.

oecd de sonuçta bu rakamlarla özellikle iç değil dış yatırımcıları Türkiye pazarına sokmak istediğinin reklamını yapmaktadır.
tam tanımı fakirleştiren büyüme yamulmuyorsam. yabancı sermaye elini kolunu sallaya sallaya kaynaklarımıza el koyuyor, biz kendi toprağımızda daha bir ırgat oluyoruz büyüdükçe.
,,,bunun altında bir bit yeniği var. Birde imf ''bravo çok iyi gidiyorsunuz'' derse, o' zaman ayvayı yedik.
"doğrudur, bir şeyler büyüyor kesin" dedirtir. ama bu büyümeden ülkede yaşayanların olumlu etkilendiğini söylemek mümkün değildir. zira büyüyen kazık sürekli çalışana giriyor. o kazıktan etkilenen yurttaş sayısı arttıkça doğal olarak yönetenlerin banka hesaplarında muazzam büyümeler oluyor.

garip olan şudur ki o kazığı en çok yiyenler, kazığı sokana en fazla gönül verenler oluyor. sanırım stockholm sendromundalar. umarım bir gün çıkarlar.
diğer kuruluşlarda yüzde 6,5 civarındaki tahminlarini yenilemek durumunda kalabilirler.