bugün

en büyük antikemalisttir. saygıyla selamlıyoruz...
http://www.facebook.com/#!/video/video.php?v=1407885591809
Sanki aşk sustu dedim.
Aşk hiç susar mı ? dedi.
Sen susuyorsun ya dedim.
Ben aşk mıyım ? dedi.
Aşksın dedim.
Sustu... işte böyle bir şeydir .
şu müthiş mısraların sahibi üstad;

surda bir gedik açtık mukaddes mi mukaddes,

ey kahpe rüzgar, şimdi ne yandan esersen es.
Mahkemede maymunlaşma diyen hakime size bakınca düşüyorum bu duruma diye ayarı vermiş filozoftan bir sonraki mertbeye ulaşmış,üstad kelimesini bile bana göre saygısızlık kabilinde olan şairlerin şairi...
yar o ki..
Falan, dağın ardında;
Seslen, seslen, işitmez
Filan toprak altında;
Göz yaşları diriltmez.
kalemine ve zekasına hayran olunası yazar.yazdıkları kadar hazır cevaplarıyla da meşhurdur. bir keresinde; necip fazıl hapishanede kaldığı süre içerisinde saçını sakalını hiç kestirmemiş dolayısıyle saçı sakalı birbirine karışmıştır. ideolojisi taban tabana zıt olan eski bir dostu hapisten çıkan necip fazıl ı ziyarete gelir ve üstad a
"bu ne hal necip ayıya dönmüşsün" der bunun üzerine necip fazıl " dur o zaman biraz da duvara döneyim" der ve yüzünü arkasındaki duvara çevirir.
beklenen şiiriyle kendisine hayran bırakmış şairdir.
inanılmaz bir zeka nın sahibi,batıda doğsaydı küresel bir münevver olurdu.
türk edebiyatının en büyük şairlerinden biridir. pek çok şiirinde allah'a olan sevgisini ve inancını da yazmıştır.
kötü bir yazar ve şairdir ama ırkçılık ve cahillik konusunda üstüne yoktur.

(bkz: ayasofya hitabesi)
ağlayın su yükselsin
belki kurtulur gemi.
dizeleriyle beni benden alan büyük şair.
nazım hikmet safsataları ile boş beyinlerini dolduran malların anlayamayacağı kadar iyi bir yazar ve şairdir.
şanlı bir maziden nasıl murdar hale geldik ve bu iç kanatıcı halden nasıl kurtuluruz sorusunun cevabı.
''surda delik açtık mukaddes mi mukaddes

ey kahpe rüzgar artık ne yandan esersen es''

dizeleriyle tamda bugünümüze ışık tutmuştur.
söz ustasıdır, fikir adamıdır, ama şiirinin her zaman bir ayağı eksiktir.

şiirinin anlamı açıktır, söz söyler gibi yazar şiirlerini,
20 yaşındaki genç de 70 yaşındaki dede de okusa aynı şeyi anlar.
fakat şiir dedin mi bir ayağı da batıni olmalı.
gizle dolmalı harfler.
her okuyan farklı farklı düşünebilmeli,
farklı farklı hissedebilmeli.

yani şiir özgürlüktür aslında.
edebiyatın kutsal metnidir.
ama necip fazıl'ın şiirlerinin tek doğrusu vardır,
o da necip fazıl'ın doğruları dır.
ama necip fazıl'ın şiirlerinde herkes aynı şeyi hisseder,
o da necip fazıl'ın hissettikleridir.
sürekli bir mesaj kaygısıdır şiirleri,
bir anlatmaktır gider dizeler boyu.
anlatır, anlatır, anlatır,
sayfalar boyunca anlatır.
ve her zaman benim bildiğim doğru der ve son sözü söyler.
yanıt verdirmez okuruna.
bir kendini beğenmişliği,
bir ben bilirliği vardır.
işte bu yüzden şiirleri ve kendi herkes tarafından sevilmez.
siyasetin kokuşmuşluğunu bulaştırmıştır şiirlerine.
belki de bir şairin en son yapacağı şeyi,
o hep yapmıştır.

işte bu yüzden o,
söz ustasıdır,
fikir adamıdır ama iyi bir şair değildir.
şiirlerini beğendiğim bir şairdir.
fakat cahillikten bahsettiği halde vasiyetinin ölümünden sonra cenazesine hiçbir kadının gelmesini istememesi cahillliği gösteren bir durumdur.
milliyetçi harekettendir. koyu türk islam ülküsü yazarıdır. kaleminden her şey çıkmıştır. yeri gelir gazeteci yeri gelir yazar. yeri gelir şair dir. çok engin bir şahsiyet.
gençlik yıllarında erotik şiirler yazan, sonradan siyasi söyleme dönen şair.

kadın bacakları

her ayağın bastığı yerde sanki kalbim var,
kalbim ki vahşi bir zevk alır ezilişinden.
ömrümün geçtiği yolda bana sorsalar,
gidiyorum bir kadın bacağının peşinden.

bir kadının içinden ağlayışı, gülüşü,
gözlerinden ziyade bacaklarına yakın,
bir lisandır onların duruşu, bükülüşü,
kadınlar! onlar varken konuşmayınız sakın.

ince sütunlardaki ilahi güzelliğe
bacakların ruhudur şekil veren diyorum
bacakları bir kalın örtüde saklı diye
mermerde kalbi çarpan venüs'ü sevmiyorum.

boynuma doladığın güzel putu görseler
insanlar öğrenirdi neye tapacağını.
kör olsam da açılır gözüm, ona sürseler
isa'nın eli diye, bir kadın bacağını.

necip fazıl kısakürek
1934 senesinden sonraki şiirleri günümüz edebiyat çevrelerinde şiirden(!) sayılmayan,tasavvufa yönelmesiyle kendisine yeni bir yol seçtiği gerçeği hazmedilemeyen şairdir.tasavvuf öncesi hayatını eleştirenlere baraj kapağı kıvamında cevap vermiş büyük üstad: "çöplükleri karıştırmak köpeklerin işidir".
üstad'dır. hazır cevaptır. gelin bir hikâye ile örnekleyelim:

Necip Fazıl çok fazla sigara içermiş.
Bir gün bir öğrencisi ona gelmiş ve demiş ki:
-Hocam bugün bir rüya gördüm; bütün bitkiler Allah'a secde ediyordu, bir tek tütün etmiyordu..
Üstad cevabı yapıştırmış:
-Getirin o kafiri yakalım!
*
örtünmeyi gericilik, açılıp saçılmayı medeniyet sayanlar için geliyor;

"medeniyet dediğin açmaksa bedeni, desene hayvanlar bizden daha medeni."
Bir gün Necip Fazıl, bir üniversitede konferansa katılmış.
Çıkıp her zamanki gibi Din ve Allah kavramı hakkında konuşmuş.
Konuşması bittikten sonra, onunla karşıt görüşlü olan bir Profesör, Necip Fazıl'a 'Siz önceden çıkıp farklı şeyler söylerdiniz, şimdi ise o sözlerinize çelişen şeyler söylüyorsunuz. Yazdığınız şiirler hala ezberimdedir bu ne demek oluyor?
Necip Fazıl'ın cevabı parmak ısırtacak bir cevap olur. "Benim geçmişim bir çöplüktür ve çöplükleri sadece köpekler kurcalar."
üstad yine bir konferans da iken sahneye bir öğrenci tarafından salatalık atılmış, hafif bir fısıltı, gülüşme arasından sonra üstad yerdeki salatalığı eline alarak;

+ Bir arkadaşınız burada kimliğini unutmuş, konuşmadan sonra gelsin benden alsın.
demiştir.
sakarya türküsü her kesim tarafından sevilen şiiridir.