bugün

S.KUDRET AKSAL'ın şiirinin ismidir:

Ne tuhaf ömrümün sonuna kadar
Kelimelerle yaşamam.
Ağaçtan çok ağaç sözünü
Denizden çok deniz sözünü
Sevmem.
Halbuki bir sabah erken uyanınca
Balkona çıkmak da güzel..
birsen tezer'in yeni albümü ikinci cihan'da yer alan şarkı. sözlerde biraz değişikliğe gidilmiştir.

eski adı aşk üzerine söylenmemiş her şey yeni hali ne tuhaf birsen tezer ve ilhan şeşen düeti.

her şey yarım kaldı yine ne tuhaf
aşk yarım nefret yarım hayat yarım
bir yanım kaçar gibi
kovalar bir yanım
ne kaldı geriye temiz ve saf

biraz senin yarın biraz benim yarım
bir tek ben bilirim seni sevdiğimi
bir de sen bilirsin biraz

kalabalık kuytularda boğulur çığlıklarım
kuru bir teselli bulurum ben kendi halime
vazgeçilmez tutkularda kaybolur yaşadıklarım
dağılıp giden bir sis halinde

uzaktan gelir gibi sesin
sanki hep başka bir alemdesin
her şeyde biraz seni bulurum
nerde olsam aklımdasın biraz

kimse bilmez, kimse duymaz
bir tek ben bilirim seni sevdiğimi
bir de sen bilirsin, biraz
Tavuk mu yumurtadan çıkar, yumurta mı tavuktan sorusu var ya hani.. Halen çıkamadım o konunun içinden.
birsen tezer'den bir cennet daha. ilhan şeşen düeti de süper olmuş.

ağlatıyor bir de...

kalabalık kuytularda boğulur çığlıklarım
kuru bir teselli bulurum ben kendi halime
vazgeçilmez tutkularda kaybolur yaşadıklarım
dağılıp giden bir sis halinde
insanlar ailesinden bir an önce kurtulmak iş hayatına atılmak ister. ben de asla ayrılmayayım onlardan istiyorum,aynı yerde çalışmak istiyorum.
sözü ve müziği ilhan şeşen'e ait şarkı.

yani tamam söz müzik bunlar önemli. ama bu şarkıda birsen tezer gibi bir faktör var.

hayırlı evlatlarım olsun, mezarımın başında böyle güzel şarkılar çalsınlar. vasiyetimdir.

kalabalık kuytularda boğulur çığlıklarım,
kuru bir teselli bulurum ben kendi halime
vazgeçilmez tutkularda kaybolur yaşadıklarım
dağılıp giden bir sis halinde...
farkedemediklerimize söyledigimiz.

O ukala tavrı sonrası benimle tanışmak istedigini söylediginde şaşırmış ve sadece lafta kalacağını düşünmüştüm. izmir'den ıstanbul'a geldiği günün ertesi, "cumartesi kahve?" mesajı konser öncesi nasıl da ıyi gelmişti. 

Sahnede göründüğünden uzun ve ön dişi benim gibi yampiri. Bohem bunalımlı bir adam olduğunu ve hayatını müzikle geçindirdigini sanıyordum. Beni iyice süzdü ve gülümsedi. Hayat hikayesini anlatmaya başladı. Şaşkınlıktan kaç çay içtim öyle bilmiyorum. 

91 deki ilk kaydı ırak'ta yaptığı askerlikten yadigar. 4 yıl Fransa'da kaldığı için muazzam Fransızcası var. Yazın izmir'de fransızlarla çalışıyor. Kışında Istanbul'da farklı işler ve müzik. Tabi sürekli Kore ve Hindistan'a gittiğini saymazsak. Neyime güvendi bilmiyorum ama baya tane tane döküldü. Bana "sen eksik olabilirsin ama sevilmişsin büyükanne sevgisi falan da olabilir, çok belli.." diyor ve babaannemi anlatıyorum. 

Bu yaşa kadar yapmadığı iş yok ve hepsi birbirinfen oldukça alakasız. 

5 yıllık aşkından sonra yalnızlığına sadık.

Herife deli gibi teklifler geliyor fakat istemiyor. Hatta tanınmak bile!

Bence ileride film cekmesi muhtemel. Argo konuştukça açılıyor. 

Sohbet makaraya dönüyor. Tutturuyor hindistan cevizli dondurma diye. Sonra yine çaya.

Yaşıma göre farklı olduğumu söyleyince ağzından çıkan söz beni şaşırttı "sen çok iyi bir anne olursun, kesinlikle çocuk sahibi olmalısın"...

istiklal'de heyecanla fikirlerini anlatıyor, çok içten. Kendine müzisyen demiyor esnaf, dükkancı diyor. Avcılar'da geçen çocukluk hikayeleri, klip fikri, yeni şarkıları, planları derken yolda Zekeriya'yı görüyorum. O an irfan ile olmaktan daha mutluluk vericiydi benim için. Sohbet ettik. Kör ama Taksim aşığı. insan müzesi'nin en nadide eseri. Yanından ayrıldıktan sonra Zekeriya'yı ilk tanıdığım da sordugum soruyu bana sordu "gülümsemeyi hiç görmedi ama gülüyor.. nasıl..." Sonra hayatımdaki en garip güzelliği taşıyan anısını anlattı.

Bende insan müzesi'nden söz ettim. Bu fikir onu öyle tavladı ki. Hemen bir proje anlattı müzikleri de benden dedi. Benim aklıma nasıl gelmedi diye dövünüp beni sevdiğini anlatırken yol bitti. 

Orhan Veli sevdalısı bu herifin öyle sağlam duruşu vardı ki varlığı beni mutlu etti doğrusu.

Vedalaşmak hiç istememiştim ama yakın dostumun nişanı var. Karşımda durdu benden söz etti. Kollarını açtığında hayvan gibi sarıldık. 

Yine görüşecektik.

Yalnızlığımı sevmesem aşık olacaktım eminim. Böyle biriyle dost olmak ve kalk çaya gidelim diyebilmek bile güzel.

Dünyada böyle birinin olması beni mutlu etti. 
aşk üzerine söylenmemiş her şey haline o kadar alışmışım ki hala sözlerini unutacak gibi hissediyorum tezer'in.

çok ince, anlam üstüne anlam taşıyan şarkı...
Birsen Tezer'in sesinden su gibi akan şarkıdır.
uzaktan gelir gibi sesin
sanki hep baska bir alemdesin
her şeyde biraz seni bulurum
nerde olsam aklimdasin
biraz
kimse bilmez
kimse duymaz
bir tek ben bilirim
seni sevdiğimi
bir de sen bilirsin
biraz.
"her şey yarım kaldı yine ne tuhaf,
aşk yarım nefret yarım hayat yarım.
bir yanım kaçar gibi
kovalar bir yanım.

biraz senin yarın, biraz benim yarım;
bir tek ben bilirim seni sevdiğimi
bir de sen bilirsin biraz."

Bir birsen tezer şarkısı.