bugün

aniden her şeyin ortasında durmaktır. hani durursunda yanda hareket eden bir şeylerle beraber hareket ediyorsun gibi gelir.
aslında çoktan durmuşsundur. bunu fark etmek gibidir. isteyebileceklerin ayrı yolları gösterirken istemediklerini yapıp çoktan geride bırakmışsındır. yol seçimlere kalır. seçimlerde sizden başka herkese.
bilmezsin nerde durduğunu ve ne zamandır beraber akıp gitmediğini seçmediklerinle.
bazen ne istemediğini bilmek ama ne istediğini bilmeme durumu. bazen de istediği şeyi aktaramama durumu. sebebi ne olursa olsun beğendirme cabasında birisi varsa işin içinde allah kolaylık versin kendisine..
steve jobs, "insanlar çoğunlukla siz onlara gösterene kadar ne istediklerini bilmiyorlar" demiştir.
çağımızın hastalığı demek isterdim ama değil lan.
fazlaca sorgulayan üç beş dangalağın hastalığı. ya da ben öyle olduğuna inanmak istiyorum. mutlu olamayanların, mutlu olmayı bilemeyenlerin durumu. gitmek istemeyip aynı zamanda kalmak da istememek gibi. hiç sevmesem de kelime olarak tam da 'araf' gibi. ne boktan bir kelime oysa ki 'araf'. ama ne istediğini bilememek tam da 'araf' gibi.
gençlerin en büyük sorunu. yaklaşık 2 senedir benim de tabi. yukarıda fazlaca sorgulayanların hastalığı falan denmiş de olm valla öyle değil lan. ben ki elimden geldiğince zevklerim için yaşayan bir insanım, benim bile kafamın tam ortasında bu soru "lan iyi güzel yaşıyoruz da sonra nolucak" diye düşünüyorum. öyle ot gibi bölümü sevmeden okula gidip gelmek, salak salak insanlarla muhattap olmak zorunda kalmak, hepsi birleşince böyle mala bağlıyorsun iyice. hukuk hocası derse gelip "5 sene sonra kendinizi nerede görüyorsunuz?" sorusuna cevap verememek falan hepsi aha bu durumun habercisiyimiş. neyse hayırlısı artık.
ne istediğimi bilsem de istediğim şeyin hayatta çok bir yeri olmamaısıdır beni üzen.
görsel
bu aralar çevremdeki insanlarda sıkça karşılaştığım durum. kafalarında en ufak bir fikir yok ama bık bık bık hala konuşup duruyorlar. ulan madem kafa yormuyorsun sus bi siktir git demi tatava etme. sonra da bozuluyorlar trip atıyorlar. ybsg!
Şu an yaşadığım durumdur. Zaman hızla akıp geçiyor ve benim, ne bildiğim bir yeteneğim var ne de bir hayalim. Ne istemediğimi az çok biliyorum ama ne istediğimi bilmediğim için bazı şeylere katlanmak zorunda kalıyorum.
insanın fıtratında olan ve kendi evrim sürecinde her daim beynini kemiren kodlamanın açıklamasıdır.

duygusal karmaşıkların beyni ne hale getirdiği ve insanın aklını ne kadar çürüttüğünün göstergesidir.
duygularla ilgilenmek kafa karıştırmak yerine beynimizi daha doğru yönlerde kullanılarak hayatımızı kolaylaştırabiliriz.

ama hep duygular ön planda olduğundan insanın beynini karmaşaya sürükler ve kodlar loopa girerek insanın neyi yapması gereketiğini bilememesine sebep olur.

istenmeyen bir durumdur ve insanın başarısızlığının tek sebebidir.
Alternatifin çok olması da bir sorundur az olması da. Ama modern dünyada çok olması daha büyük etken sanırım.

görsel
Al margen.
Ne istemediğini bilmek bu anlamda iyi bir başlangıç olabilir.
Bunun en büyük sebebi birden fazla unsura olan yatkınlıktır. Yetenekli ya da histerik insanlarda daha çok görülür.

Bazıları kendisine ayırabildiği boş vakti doğru koordine edemeyince; buna müteakip, tek bir alanda uzmanlaşmak yerine, kısıtlı zaman aralığında birden fazla işle uğraşıp o işlerden kendisini tatmin edecek kadar verim alamayınca bu tarz bir boşluğa düşer. kafasındaki karmaşa onu daha da büyük arayışlara sürükler. Ya yatkınlıklarından vazgeçip ilgi alanından oldukça farklı bir şeye sarar ya da istek mekanizmasına daha da çok alternatif yayar.

Beynindeki gaz odaları üçse beşe çıkar..

Çareyse; bir seçim yapmak. Unutmayın ki en kötü tercih araf halinden çok çok daha iyidir.
ne istediğini bilmemek gibi gözüküp kendi kendinize bunun sorgusunu yaptığınızda, çoğu zaman cevabını bulabileceğiniz bir durum oluyor genelde. buluyoruz ama ulaşmak istemiyoruz bence. ne istediğimizi de , ne istemediğimizi de çok iyi biliyoruz aslında. bilmiyor gibi gözükmek istememizin sebebinin psikolojik açıklaması illa ki vardır ama tam olarak bir şey diyemiyorum. hani halk jargonunda, birnevi durumuna, yaptığına şükretmesi gerekirken memnuniyetsizlik gösterenlere sen daha ne istiyorsun, allah'tan belanı mı derler ya, belki de biraz da öyle. ama tamamen ne istediğini bilmemek durumu ile bağlantılı değil bu. sadece örneklendirme babında.
bu benim galiba. zihnim karıştı.
ikizler burcu insanının sürekli yaşadığı durumdur.
Ben tek kelimeyle ben, tek kelimeyle yazardım da sözlük ontry nordo diye soruyor.
Sanırım burcumun bunun üstünde etkisi var ikizler burcu olunca böyle oluyormuş, ben değil bi arkadaşım.
Yalnız olmadığımı gösteren başlık. Ne istediğimi bilmeden spontane yaşadığım günler silsilesindeyim. Kurtulmak istiyorum bu durumdan.
Seçenekler göğünde her yıldızın eşit parlamasıdır. Sana yakın ya da uzak olanı görememektir.

Bir boşluk. Sürekli genişleyen.
işte bu benim. öyle bir noktaya geliyorsunuz ki bir noktadan sonra.. hedefsiz gemi hiçbir yere varamaz ile kader gemisi illa ki karayı bulur denilen iki ateş çemberinin etkisinde ne gelirse kabul edip yaşayan hale geliyorsunuz .

Sevdiğinizin ne olduğunu bilmeyince ,olan şeyleri seviyorsunuz oluyor .
neler istemediğini bilmek, ne istendiğini ortaya çıkarmaz.
diğer bir adıyla kararsızlıktır. ne istediğini bilmiyorsun ya da sana neyin iyi geleceğini tam olarak kestiremiyorsun çok berbat bir durumdur. yenilikçi insanlar bundan hep muzdariptir.
kararsızlığın tavan yaptığı zaman.
Genelde maaşın yattığı ilk gün olur bende. Bir önceki ay ay sonlarına doğru istediğim şeyleri para olmadığı için yapamadığı dan, ay başı yaparım diye sabırsızlık ile bekler maaşın sevinci ile hepsini unutur bu sefer ne yapsam diye kendimi sıkıntılar içerisinde buluru. Kısır bir döngü bu aslında, akıllandım önümüzdeki ay için notlar hazırlayacağım mantıklı gelenleri yaparım artık.