bugün
- yazarların kız çocuğu olursa koyacağı isimler15
- flörtü eleme sebepleri14
- öğretmen maaşları20
- bir erkeği cezbeden şeyler12
- suratı sabunlamak11
- aleyna tilkinin annesi vs melis sezen'in memeleri8
- 1 85 boyunda zeki esprili yakışıklı kültürlü erkek36
- uludağ sözlük discord grubu8
- anın görüntüsü16
- istanbulda vurularak öldürülen okul müdürü20
- 007 slip don giysin kampanyası10
- eksi ruyaları kaldıracak kantar13
- ali koç'un jose mourinho ile anlaşması24
- macar bakanının türklük açıklaması12
- arkadaşlar falıma bi bakar mısınız8
- yanındakiyle yaşar aklındakiyle ölürsün15
- sözlük yönetimi beni silsin mi16
- ameliyat ettikleri hastann karnında mala unuttular10
- 25 yaşında üniversite okumaya niyetlenmek8
- sözlüğün terzisi8
- 007 silik yesin kampanyası9
- bik bik silik yesin kampanyası9
- nervio'nun güzel ellerinden yiyeceğim dayak10
- sözlük yazarlarının boy kilo ölçüleri11
- rusyaya gidince kızlar etrafımda pervane olacak17
- hayatınız boyunca sizi en derinden yaralayan olay16
- görüldü bile atmayan insan tipi22
- fenerbahçe8
- kocaeli de fabrikada yaşanan cinsel grup seks14
- yazarların evlenmek istedikleri dizi karakterleri11
- allah yerine hızır'dan yardım istemek14
- eloande'ye zengin koca bulmak8
- aşık olmak12
- mimarlığı bırakmak13
- erkeklerin iğrenç özellikleri21
- keki kabarmayan sözlük kızı30
- sözlükteki kızlar mı dışardaki kızlar mı10
- deniz gezmiş25
- fenerbahçe neden şampiyon olamıyor17
- eloande14
- bebeği gibi seven incitmeyen değer veren erkek12
- fener olmasa galatasaraylılar kimle dalga geçecek9
- 6 mayıs 2024 konyaspor fenerbahçe maçı30
- bik bik'in 18 saat 30 dakikadır sözlüğe girmemesi12
- hayatta kalmak için cebinde köpek maması taşı9
- akp'nin galatasaray'ı destekleme nedeni17
- icardi'nin burnuna kafa atacak olmam13
- durduk yere tribe giren erkek17
- allah ile tanrının farkı var mı9
hande yener'in 15 mayıs'ta satışa çıkacak olan yeni albümü.
söz konusu albüm sonuna kadar dinlendikten sonra kurulacak cümle.
kendi şahsi fikrimi beyan etmem gerekirse, berbat ötesi bir albüm olmuş. hande yener'in diğer albümleriyle kıyaslandığında, bir tane bile kulağa hoş gelen parça olmadığı görülecektir. sadece romeo adlı bir parçanın nakaratı falan güzel ama o şarkıda da hande yener ısrarla romeo'yu romiyo diye okuyo inanın sabahtan beri sinirim bozuldu, kafam takıldı resmen. ne romiyosu a.q. ? dilin mi dönmüyo, bilerek mi yapıyosun nedir senin olayın. ohh be rahatladım.
türk pop müziği için kesinlikle dönüm noktası olacak olan albüm. *
amerika'da ya da ingiltere'de çıkmış olsaydı listelerde ilk 10'a girebilecek madonna'nın Confessions on a dance floor'u tadında güzel albüm. bu albüm aynı zamanda bir çok riski de beraberinde taşıyor türk dinleyicine beğeni açısından. saz yok, darbuka yok, oryantal ezgiler yok yani bizim insanımıza yabancı bir müzikle çıkıvermiş ama buna alışmamız lazım fantezi/arabesk yapıcam diye kasan bizi eurovision'larda rezil eden bünyeler varken bu albümü dönüm noktası olarak kabul etmeliyiz kral tv'de ishal olmuş çocuk misali kırım kırım kıvranan şarkıcı bozmalarına tokat gibi gelen albüm. gerek altyapısı gerek sözleri ile üstünde bayağı durulmuş, emek harcanmış olduğu belli. iddia ediyorum bu albüm 2000li yılların türk pop'u için dönüm noktası olacaktır, örnek alınacaktır.
(bkz: kaynanam nasil kudurdu)
hande yener'in - şimdilik - son albümünün adı.
albümde yeralan şarkılar;
01 Kibir (Yanmam Lazım)
02 Ne Yaparsın
03 Yalan Olmasın
04 Romeo
05 Fırtına
06 Şu An Erken
07 Paranoya
08 Nasıl Delirdim
09 Kurtar Beni
10 Kötülük
11 Sen Ağla
12 Aşkın Gücü
13 Naciye
14 Seni Sevi... Yorumlar Yok
15 Kibir(remix)
albümde yeralan şarkılar;
01 Kibir (Yanmam Lazım)
02 Ne Yaparsın
03 Yalan Olmasın
04 Romeo
05 Fırtına
06 Şu An Erken
07 Paranoya
08 Nasıl Delirdim
09 Kurtar Beni
10 Kötülük
11 Sen Ağla
12 Aşkın Gücü
13 Naciye
14 Seni Sevi... Yorumlar Yok
15 Kibir(remix)
deli bir insanın delirdiğini fark ettikten sonra kendi iç dünyasına yaptığı yolculukta sorduğu sorudur.
mesela benim cevabım için (bkz: marmara üniversitesi diş hekimliği fakültesi)
bir yaşayan bilir bir de allah. ben daha da başka bir şey demem.
mesela benim cevabım için (bkz: marmara üniversitesi diş hekimliği fakültesi)
bir yaşayan bilir bir de allah. ben daha da başka bir şey demem.
...anlatayım.
diye devam edebilecek girizgahtır.
hiç bu hallere düşmem gibi geliyordu, deliliğin düşüncesi bile deliceydi. kendimce gayet sıradandım, normaldim. normal olmak ne demekse artık, ben tam karşılığıydım.
her şey 3 gün içinde oldu. sırasıyla babamla çok büyük bir kavga ettik, nişanlım yüzüğü attı, iş ortağım kefili olduğum yüklü miktarda krediyi çekip kayıplara karıştı. sıralamanın bu şekilde olup olmadığını tam olarak hatırlamıyorum. ancak asıl film annemin elinden telefonu kapıp sözde nişanlımın halasına "bana bak kadın şimdi seni yaşına başına bakmadan bir güzel düzerdim ama karşıdayım biliyorsun, yol uzun ve üşeniyorum!" dedikten sonra koptu. valide hanım fenalıklar geçirdi. sen böyle biri değildin, olaylar üst üste gelice delirdin herhalde dedi.
henüz delirmedim ama delirmem an meselesi dedim. daha sonra dayımın emrivakisi ile ördek gözlü bir psikolog bozuntusuna 6-7 kez gittim. kadın salak salak sorular soruyordu, ben ise aptal aptal cevaplar veriyordum. ancak beni dinlemiyordu, ne anlatırsam anlatayım başını ufak bir reveransla yukarı, aşağı sallıyor hı hı diyordu. arada bir duvar da asılı olan tabloya bakıp iç geçiriyordu. tablo, resim sevinci programında ki kabarık saçlı adamın 20 dakika da boyadığı sıradan göl resimleri gibiydi, kıymetsizdi. ben konuşurken sürekli elini koltukaltına sokup, kokluyordu. bir değil, iki değil dayanamadım. ayağa kalktım, ben de koklayabilir miyim diye sordum. beni kovdu. iyi de oldu.
internete dadanmıştım, psikoloji sayfalarını geziyordum. internet bana psikolog kadından daha iyi geliyordu. amerikalılar' ın self-make in bokunu çıkardıklarını gördüm. kendin yap, kendini tanı, kendini tedavi et, kendini geliştir, daha birsürü kendi kendini becermeye varacak onlarca saçmalık okudum. bence uğraşmamalıydı insan kendiyle bu kadar. rahat bırakmalıydı, deliliğini kabul etmek bir bakıma onunla yüzleşip devre dışı bırakmak demek oluyordu. yüzleşemedim...
diye devam edebilecek girizgahtır.
hiç bu hallere düşmem gibi geliyordu, deliliğin düşüncesi bile deliceydi. kendimce gayet sıradandım, normaldim. normal olmak ne demekse artık, ben tam karşılığıydım.
her şey 3 gün içinde oldu. sırasıyla babamla çok büyük bir kavga ettik, nişanlım yüzüğü attı, iş ortağım kefili olduğum yüklü miktarda krediyi çekip kayıplara karıştı. sıralamanın bu şekilde olup olmadığını tam olarak hatırlamıyorum. ancak asıl film annemin elinden telefonu kapıp sözde nişanlımın halasına "bana bak kadın şimdi seni yaşına başına bakmadan bir güzel düzerdim ama karşıdayım biliyorsun, yol uzun ve üşeniyorum!" dedikten sonra koptu. valide hanım fenalıklar geçirdi. sen böyle biri değildin, olaylar üst üste gelice delirdin herhalde dedi.
henüz delirmedim ama delirmem an meselesi dedim. daha sonra dayımın emrivakisi ile ördek gözlü bir psikolog bozuntusuna 6-7 kez gittim. kadın salak salak sorular soruyordu, ben ise aptal aptal cevaplar veriyordum. ancak beni dinlemiyordu, ne anlatırsam anlatayım başını ufak bir reveransla yukarı, aşağı sallıyor hı hı diyordu. arada bir duvar da asılı olan tabloya bakıp iç geçiriyordu. tablo, resim sevinci programında ki kabarık saçlı adamın 20 dakika da boyadığı sıradan göl resimleri gibiydi, kıymetsizdi. ben konuşurken sürekli elini koltukaltına sokup, kokluyordu. bir değil, iki değil dayanamadım. ayağa kalktım, ben de koklayabilir miyim diye sordum. beni kovdu. iyi de oldu.
internete dadanmıştım, psikoloji sayfalarını geziyordum. internet bana psikolog kadından daha iyi geliyordu. amerikalılar' ın self-make in bokunu çıkardıklarını gördüm. kendin yap, kendini tanı, kendini tedavi et, kendini geliştir, daha birsürü kendi kendini becermeye varacak onlarca saçmalık okudum. bence uğraşmamalıydı insan kendiyle bu kadar. rahat bırakmalıydı, deliliğini kabul etmek bir bakıma onunla yüzleşip devre dışı bırakmak demek oluyordu. yüzleşemedim...
delirtenler utansındır.
zor olmadı, diye cevaplayasımın geldiği soru öbeği... valla zor olmadı!
hande yener in gökdelenlerde gezdiği albüm. şimdiki yerinden kilometrelerce uzakta.
müziğinin kalitesi oldukça düşmüş.
asıl "nasıl delirdim" in cevabı muhtemelen hande yener'in bu albümüdür. (bkz: nasıl delirdim)
Beni siz delirttiniz.
Tanrı'yla aynı fikirde değilim
intihar edenlerin
cehenneme gideceği konusunda,
kainatın yaratılışına
katılmaktan bıktığımda ruhum,
intihar edeceğim bende
denenmemiş bir yolla
nerdeyse bütün akıllı kalpler
intihar edip siktir çekmiş yeryüzüne,
ben ateist değilim, babasıymış gibi
tanrı'ya küsen bir çocuğum
eğer tanrı intihar edenleri ve nietzsche'yi
cehenneme gönderirse
cehennemde yanmayı tercih ederim bende
tanrı dürüstlüğü sever..
tanrı'nın hayal gücünü beğenmiyorum
ben tanrı olsam
peygamberler göndermez
direk konuşurdum insanlarla
ben tanrı olsam
hitler'i iyi kalpli bir yahudi olmakla cezalandırırdım
yahut yetenekli bir yazar yapardım onu
içindeki kötülüğü insanlara değil
tuvallere boşaltırdı
ben tanrı olsam
devletler yok olur
gül kokulu bireyler var olurdu sadece
atlar çılgın zamanlar koşardı
ben tanrı olsam
düşünce gücüyle herkesin
istediği karakter olmasını sağlardım
dünya bir şiirin
yaratılım sürecine dönüşürdü böylece
ben tanrı olsam intihar ederdim
insanlarla birlikte
acı çekmeyi öğrenemediğim için
Tanrı'yla aynı fikirde değilim
intihar edenlerin
cehenneme gideceği konusunda,
kainatın yaratılışına
katılmaktan bıktığımda ruhum,
intihar edeceğim bende
denenmemiş bir yolla
nerdeyse bütün akıllı kalpler
intihar edip siktir çekmiş yeryüzüne,
ben ateist değilim, babasıymış gibi
tanrı'ya küsen bir çocuğum
eğer tanrı intihar edenleri ve nietzsche'yi
cehenneme gönderirse
cehennemde yanmayı tercih ederim bende
tanrı dürüstlüğü sever..
tanrı'nın hayal gücünü beğenmiyorum
ben tanrı olsam
peygamberler göndermez
direk konuşurdum insanlarla
ben tanrı olsam
hitler'i iyi kalpli bir yahudi olmakla cezalandırırdım
yahut yetenekli bir yazar yapardım onu
içindeki kötülüğü insanlara değil
tuvallere boşaltırdı
ben tanrı olsam
devletler yok olur
gül kokulu bireyler var olurdu sadece
atlar çılgın zamanlar koşardı
ben tanrı olsam
düşünce gücüyle herkesin
istediği karakter olmasını sağlardım
dünya bir şiirin
yaratılım sürecine dönüşürdü böylece
ben tanrı olsam intihar ederdim
insanlarla birlikte
acı çekmeyi öğrenemediğim için
hande Yener'in kesinlikle en dinlenilesi albümüdür. müzikalite uçmuş, sözler aşmıştır. romiyo romiyo hariç tabi ehehe. romiyo ne aq.
bazı yazarların, yazmasaydı/ yazamasaydı cevaplandıracağını söylediği sorudur.
öğrencilerim beni delirtiyor. telefonu okşamaktan beyinsiz kalmış her biri. koordinasyonsuz, kombinasyonsuz sersemler.
Amerika'da çıksa milyon satabilecek hande yener albümüdür. O dönem müzik çevrelerinin nasıl şok olduğunu ve kalitesini alkışladıklarını çok iyi hatırlıyorum. Tabi ki albüm kaliteli olduğu için satmadı.
Eğer bu albüm gerekli satış oranına ulaşsaydı bugün serdar demet gibi tipler tarih olurdu ya da bu albüme uygun hale yenilenme yaşarlardı.
Kibir ve romeo gibi şarkıları aynı sound ile madonna söylese ortalık yıkılırdı.
Eğer bu albüm gerekli satış oranına ulaşsaydı bugün serdar demet gibi tipler tarih olurdu ya da bu albüme uygun hale yenilenme yaşarlardı.
Kibir ve romeo gibi şarkıları aynı sound ile madonna söylese ortalık yıkılırdı.
(bkz: ahmet poyraz Karayel)
intihara özendirenler intihar etseler de kurtulsak. nasıl şarkı sözü lan o..
hande ablamın inanılmaz güzel bir albümüdür. nasıl delirdim ama, muahahahaha.
güncel Önemli Başlıklar