muzu kabuğuyla birlikte yemek

kanımca iğrenç bir tadı vardır. muzu soymadan kabuğuyla beraber yeme eylemidir.
(bkz: k-pax)

makat maymunluğudur.

vitamini kabuğunda olduğundandır.

hayvanı bir dürtü. insanın özüne döndüğü trajik anlardandır.

boşanda semerini ye lafını kabuğunu soyda içini ye olarak değiştirebilecek eylem. iğrenç bi tadı var bu arada. denemeyin.

vitamini kabuğundadır tespitini yanlış anlamış olmaktır.

bir üst versiyonu:
(bkz: kiviyi kabuğu ile yemek)

daha da ilerisi için:
(bkz: ayvayi agaci ile yemek)

şerefsizliktir. *

hayvanlıktır.

eldivenle burnu kurcalamaktan hiç bir farkı yoktur.

efendim bilendırdan geçirilip bebeklere yedirilir...ama yine de abartmamak gerek.

diyarbakır'ın bir ilçesinde yatılı bölge okulunda kalan çocukların, hayatlarında ilk defa muz görmelerinden mütevellit yaptıkları eylemdir... aslında yapmaya çalıştıklarıdır ki, ilk ısırıklarından sonra yüzleri ekşir, muzu bırakmak isterler... siz bir taraftan bu görüntüye gülümseseniz de, diğer taraftan gözünüzden yaş gelmesine engel olamazsınız...

denemişliğim var.ama hakkaten tadı bozuyor kabuk.

(bkz: insan olan bunu yapmaz)

pkk'lıların yaptığıdır. öyle ki, önüne yemek koysan tabağı da indirir mideye müsveddeler.

vitamin kabuk ilişkisini abartmış insan eylemi.

muzu kabuğuyla yiyenler yemişi kabuğuyla sevenlerdir. onlar da türk'ü pek sevmezler. çünkü türk erkeğinin yemişi kabuksuzdur.

evrime nispettir.

Sene 2011, aylardan Mart.
Yer: Hatay

Ailemden, sevdiklerimden ve bakkal Hüseyin’den çok uzaklardaydım. Askerliğimin ilk günleriydi. Şafak 450. (Oha amına koyim)
Sabahın 6 sında hemen sağımda yatan Mardinli Keto’nun dürtüşleriyle açtım güne kedi amcığına dönmüş gözlerimi.
‘GAK GAK OZAN GAK LA GAK’
Aslında yarım saat daha yatabilirdim lakin tuvalet o kadar kalabalık oluyordu ki; bir lavaboda 4 kişi tıraş oluyordu, medeniyet hak getire.
Ağır ağır doğruldum ve kauçuk terliğimi, kundura giymekten büzüşmüş ayaklarıma giydim. Doğru tuvalete.
Henüz 10 günlük askerdik ve ülkenin birçok yerinden, farklı kültürden insanla aynı havayı teneffüs edip eğitim yapıyorduk. Binevi grup seksti.
Deniz görmemiş, eli çatal tutmamış, sigarayı paketinden çıkarıp tütünü tekrar saran her şeyi geçtim Televizyonu ilk defa gören insanlar da vardı.
Tıraşımı olmuş, dişlerimi fırçalayacaktım. Tam o sırada Mustafa dürttü, ‘Arkana baksana lan’ diyerek kıs kıs gülüyordu. Aynadan arkaya doğru baktığımda; pisuvarda ayağını yıkayan Bitlis'li Beyto’yu gördüm.
Usulca yanına yaklaşıp;’ALLAH SENiN BELANI GÖTÜNDEN VERSiN iSHAL GÖTÜN ViTAMiNSiZ MAHSÜLÜ, SENiN BEN iLiNi ViLAYETiNi SiKEYiM, AMINA KODUMUN UYGARLIKTAN UZAK, TOPRAĞI SiKiLESiCE EVLADI SENi’ demedim tabi, yaklaştığım gibi hemen yanındaki pisuvara işemeye başladım. içimden ‘ZAAA XD’ diyordum ama hiç çaktırmıyordum.
‘LA SEN Ni YABIYON AMONO GOYiM? BURASI AYAH YIKAMA YiRi’ dedi.
‘Orospu evladı buraya insan işiyo, ne ayağı amına koyim, siktir git buradan eşgalini siktiğim’ diyerek savurdum orospu çocuğunu.
Velhasıl içtimaya geçtik. Sayı alındı ve doğru kahvaltıya, yemekhaneye.
‘UYGUN ADIMMM!! AAARŞŞ!’ komutuyla yemekhaneye yürümeye başladık. Sırayla tabldotları aldık. Ardından osurtmaktan göt çatlatan helvamızı, kibrit kutusunun çeyreği kadar beyaz peyniri, avuç içim kadar pekmezi ve 1(bir) muzu tabldota atıp masaya geçtik.
Pisuvarda ayağını yıkayan Bitlis’li alagavat yine geldi, karşıma oturdu. Tam bitirmiş kalkacakken badim Yiğit dürttü beni. ‘Bak bak napıyo orospu evladı’ diye.
Gördüğüm manzara aynen şu şekildi; ‘Zambiwya maymunu, sanırsın 12 gündür açlıktan midesini kurumuş, üzerine onu sıçmış, almış eline muzu KABUĞUYLA BERABER YiYOR AMINA KOYiM’
Hiç bozuntuya vermeden Yiğit atladı yandan ‘YE MORUK YE, ViTAMiNi KABUĞUNDA ZATEN’ diye.
Tüm yemekhaneyi bi gülme aldı, biz bozuntuya vermemek için ağır ağır çıktık oradan.
Tekrar içtima alındı.
Talim çavuşu taşak geçtiğimizi nereden anladıysa artık, ördek yürüyüşüyle tüm gün alayı öyle yürüttü bize. Orospu çocuğu.