bugün

eski itu ogretim uyesi.

(bkz: bir bilim adamının romanı)
aradan kaç yıl geçmesine rağmen cisimlerin mukavemet isimli eseri hala üniversitelerde okutulmaktadır.çok büyük bir bilim adamıdır.masondur.
(bkz: itu mustafa inan merkez kutuphanesi)
adı verilmiş viyadük izmittedir...
deha imiş. çocukken, daha önce doğan erkek çocukları öldüğü için psikolojisi bozulan ailesi ona nazar değip de ölmesin diye kız gibi davranmış; küpe filan takmış, kız gibi giydirmiş... öğrenmeye ve paylaşmaya fazlasıyla açık, alanında derin izler bırakmış bilim adamı. cahit arf ile çok iyi anlaşırmış. oğuz atay'ın hocalığını da yapmış.. daha ne olsun. süper bi adammış yani.

(bkz: bir bilim adamının romanı)
itü'yü itü yapan şahsiyettir. Türk bilim tarihine büyük katkıları olmuştur. Hocalıkta da üstüne yokmuş.
24 ağustos 1911 de adana'da doğup.türkiye'nin yetiştirdiği en büyük bilim adamlarından biridir ancak çok genç yaşta 56 yaşında 5 ağustos 1967 yılında vefat etti.halbuki bilime hizmet etmek istiyordu.daha çok öğrenci yetiştirmek istiyordu yazdığı kitap mukavemet kitabının 2. cildini yayımlamak istiyordu.yetiştiridği kişilerden biri süleyman demirel ona bayındırlık bakanlığını teklif etmişti o ise ben bilime hizmet etmek istiyorum demişti.dışardaki gazeteciler bakanlık size mi teklif edildi deyince hayır şu beye dedi.hayatı boyunca maddi sıkıntı çekti asistanlarından dahi borç aldığını söylerdi almanyada öldüğü zaman eşi jale inan'a anında faturalar yağmıştı.jale inan yıkanması gereek bizim gelenklerimiz öyel diyince hoca bulunamadı ve oğlu hüseyin inan ben yıkarım bu benim görevim diyerek babasını yıkamıştır.1971 yılında ölümünden 4 yıl sonra bilim hizmet ödülü veridi.öğrencisi oğuz atay hocasının hayatını romanlaştırarak bir bilim adamının romanını yazdı.
hüseyin inan ve rabia inan'ın oğlu. kendi oğlunun adını da hüseyin koymuştur. cahit arf'ın baya iyi arkadaşıymış kendisi.
oğuz atay ın itü den hocası aynı zamanda 'bir bilim adamının romanı' adlı kitabının konusunu teşkil eden kişilik. *
hayatı çalışmak ve öğretmekle geçmiş çok zor şartlar altında yılmadan ülkemizde bilimi geliştirmeye çalışmış bilim adamıdır. özellikle isviçre'de bulunduğu sırada doktora tezi olan fotoelastisite kavramı üzerine çalışması ve mekanik üzerine yazdığı ''cisimlerin mukavemeti'' adlı kitabıyla dikkat çekmiştir. ayrıca mustafa inan'ın hayatı üzerine yazılan biyografik roman (bkz: bir bilim adamının romanı)kitabı kesinlikle okunmalıdır.
iTÜ'yü birincilikle bitirip doktorasını dünyanın en iyi teknik üniversitelerinden biri olan ETH Zürih'te yapmıştır. Tekrar geri döndüğü iTÜ'de rektörlük görevinde bulunmuştur. Kendisini bilime adamış, sadece öğrencilerini yani Türkiye'nin geleceğini düşünen vatansever bir insandır. Kendi ağzından birkaç sözünü de yazmazsam olmaz.

"Bilim uzun ve çetin bir yoldur çocuklar. Bilimi yarı yolda bırakmayın, olur mu çocuklar? Oppenheimer gibi hissediyorsanız, bırakın yüksek binaları başkası yapsın, büyük barajlarda başkası çalışsın. Bazılarına çok uzaklardan bile görünen yüksek yapılar kurmak çekici gelecektir. Bırakınız bu işleri öyleleri yapsın. Bazıları da insanları çalıştırmak, büyük teşebbüsleri idare etmek ihtirası ile yanarak kuvvetli olmak isteyeceklerdir. Bırakınız parayla da onlar uğraşsın. Sizin kuvvetli olmak gibi bir derdiniz yoksa, siz de Leonardo Da Vinci gibi 'Kuvvet nedir?' diye merak ediyorsanız buyrun sizleri Mekanik kürsüsüne beklerim. Çünkü bazılarına göre 'Kuvvet' para ile organizasyonun çarpımına eşittir; bize göre de kuvvet ivme ve kütleyi ilgilendiren bir büyüklüktür. Bu iki formülü birbiriyle karıştırmayın olur mu çocuklar?"

düzenleme: nokta, virgül falan
kendisi türkiye'de yetişen çok büyük bilim adamlarından birisidir. adam üniversite hayatı boyunca hiç defter kullanmamış, o derece hayvani bir hafızaya sahipmiş. şimdi bakıyorumda dersimize giren efsane hocaların hemen hemen hepsinin hocası. çok büyük adammış vesselam.
oğuz atay'ın kitabında hakkında şöyle bir olayı anlattığı bilim adamı:

ingiltere'den gelen bir adamın mustafa inan'ın sınıfına ilk dersidir. derste mustafa'nın hiç not almadığını gören adam ona kızar, dersi takmadığını düşünür. mustafa inan hocanın anlattığı her şeyi kelimesi kelimesine tekrar edince hoca görevinden istifa eder.
oğuz atay (bkz: bir bilim adamının romanı) çok güzel anlattığı eski itü hocası.
"Çözümleri basitleştirin. Gerçeğe yakın sonuçlar bulursunuz. Gerçeği, nasılsa bulamayacaksınız." diyen bilim adamı. *
gurur duyulan insan...
insanda hayranlık uyandıran bilim adamı.
--spoiler--
turkiye'de daha bilgisayar yokken, bilgisayar egitiminin yesermesini saglayan ozverili ve mutavazi bilim adami, gercek bir insan. gecim sorunu yuzunden yol parasi bulamayarak evle okul arasinda yuruyup surekli hastalandigi icin, bu ulkenin degerli insanlarina verdigi onemi suratimiza bir tokat gibi patlatan gercegin adi...
hulyalar, gulbenler, mahsunlar, mukreminler, cemler, canlar ve cinler bu ulkenin degerleri olarak sunuluyorlar. hepsinin hayatini toplasaniz, mustafa inan'in bir gunu kadar eder. onlarin hayatini kaplayan isleri mustafa inan bos zamanlarinda bile yapmazdi...
--spoiler--

aklınız varsa bilimle ilgilenmeyin, bu ülkede suç.
herkes gurur duyuyor falan da bunu diyen insanlarımızın, başta kendim dahil, çiğerimiz yalan. fizik, kimya ve biyoloji mezunlarının çoğunlukla nefesi açlıktan kokuyor. doğa bilimlerine verdiğimiz önem bu. zaten biri ölünce kıymete biner daima.
oğuz atay her ne kadar gönlüne göre aktaramasa da onu sayfalarına, sanırım mustafa inan' ı, ''bir bilim adamının romanı'' 'ndan daha iyi anlayabileceğimiz bir kaynak mevcut değildir.
Oğuz atay'la tanınan bir biliminsanı.

Bu durum bir kez daha kanıtlıyor ki edebiyat yeryüzündeki en mühim ilimdir.
Algoritmalardan, denklemlerden, deneylerden, karmaşık matematiksel hesaplardan hiç anlamayan birine bu alanda uzman olan birinin öğretilerini anlatabilirsiniz.
Oğuz Atay'la tanıdığım kişi.
hafizasina hayran kaldigim adam.
sadece 25 kişi hakkında bilgi vermiş. maalesef bu tür insanlara yeteri kadar değer verilmiyor. bir inşaat mühendisliği öğrencisi olduğum için mühendisliğin temeli mukavemet sayesinde tanımıştım kendisini ama bu tür çınarların sadece bize değil herkese gösterilmesi gerekir ki insanlar ilham alsın. belli mi olur belki ülkemizde bilime biraz daha saygı gösterilir.
ilklerin ve zorlukların adamıdır. yurt dışındaki fırsatları çevirip sadece ülkesine hizmet etmiştir ve kendisinden sonraki öğrencilere büyük katkıda bulunmuştur. başta inşaat olmak üzere bütün mühendislerin gururudur mustafa inan. kendisi erken vakitte aramızdan ayrılsa da yaptıklarını ve hizmetinin değerini bilen insanlar hep olacaktır.

kendisinden efsanevi alıntıyı bilmeyenlerinde okuması için şuraya koyuyorum.

"Bilim uzun ve çetin bir yoldur çocuklar. Bilimi yarı yolda bırakmayın, olur mu çocuklar? Oppenheimer gibi hissediyorsanız, bırakın yüksek binaları başkası yapsın, büyük barajlarda başkası çalışsın. Bazılarına çok uzaklardan bile görünen yüksek yapılar kurmak çekici gelecektir. Bırakınız bu işleri öyleleri yapsın. Bazıları da insanları çalıştırmak, büyük teşebbüsleri idare etmek ihtirası ile yanarak kuvvetli olmak isteyeceklerdir. Bırakınız parayla da onlar uğraşsın. Sizin kuvvetli olmak gibi bir derdiniz yoksa, siz de Leonardo Da Vinci gibi 'Kuvvet nedir?' diye merak ediyorsanız buyrun sizleri Mekanik kürsüsüne beklerim. Çünkü bazılarına göre 'Kuvvet' para ile organizasyonun çarpımına eşittir; bize göre de kuvvet ivme ve kütleyi ilgilendiren bir büyüklüktür. Bu iki formülü birbiriyle karıştırmayın olur mu çocuklar? Kürsü ile ticarethaneyi birbirine karıştırmayın olur mu çocuklar?"
http://www.yenicaggazetes...inan-viyadugu-48802yy.htm