bugün

Allah’ın Resulünü zırt pırt rahatsız eden terbiyesiz sahabelere, kuran-ı Kerim yoluyla çekilmiş ayardır.
hiç bir yorum , ekleme vb yapmadan diyanet işleri başkanlığı resmi yani gov.tr sitesinden azhab 53-55 tefsirini aşağıya kopyaliyorum sonra yok cımbızlanmis yok işinize geldiği gibi yorumlamışsınız demeyin buyrun:

Hicâb (perde, örtü) âyeti diye anılan 53. âyet ile onu takip eden iki âyetin gelmesine sebep olarak iki olay nakledilmektedir. Bunlardan birincisine göre Hz. Peygamber’in kayınpederi de olan Hz. Ömer, “Evinize iyiler de kötüler de girip çıkıyor, eşlerine perde arkasında olmalarını söyleseniz!” deyip duruyordu, sonunda hicâb âyeti nâzil oldu. En detaylı bir şekilde olayın şahidi Enes b. Mâlik tarafından anlatılan ikinci olay, Hz. Peygamber’in Zeyneb ile evlendiği günün akşamında verdiği düğün yemeği ile ilgilidir. Yemek yendikten sonra davetliler kendi aralarında sohbete dalmışlar, yeni evlileri bir türlü baş başa bırakmamışlardı. Hz. Peygamber birkaç kere dışarı çıkıp girerek rahatsız olduğunu bildirmek istediyse de fayda vermedi, bilhassa sona kalan üç kişi oldukça geç vakitte kalkıp gitti, Resûlullah tam yatak odasına girmek üzere idi ki bu âyet vahyedildi (Buhârî, “Tefsîr”, 33/8). Âyette, kuşkusuz beşerî ilişkiler ve muaşeret kuralları bakımından diğer müslümanlar için de aydınlatıcı olan şu hükümlere yer verilmiştir: a) Hz. Peygamber’in evine, davet edilmeden yemek maksadıyla girmek yasaklanmıştır. b) Yemeğe gelenlerin erken gelip yemeğin hazırlanmasını evin içinde bekleyerek hâne halkını rahatsız etmemeleri istenmiştir. c) Yemek yendikten sonra davetlilerin kendi aralarında sohbete dalıp evde gereğinden fazla kalmaları menedilmiştir. Burada Hz. Peygamber’in rahatsız bile olsa bunu sineye çekerek insanları incitmekten geri durduğuna; yani onun güzel ahlâkına, utanıp çekinen kişiliğine, nezaket ve zarafetine de dikkat çekilmiştir. d) Peygamber eşlerinin her türlü şaibeden, münafıklarla kendini bilmezlerin dedikodu malzemesi olmaktan uzak kalmalarını sağlamak maksadıyla bundan böyle yabancılarla hep perde arkasından görüşüp konuşmaları emredilmiştir. e) Hz. Peygamber’i üzmek ve kendisinin bırakmasından veya vefatından sonra eşleriyle evlenmek müminlere haram kılınmıştır. 57-58. âyetlerde Resûlullah’ı üzme yasağına müminleri üzmek de eklenmiş, bunları üzenin Allah’ı üzmüş olacaklarına işaret edilmiş ve üzenleri bekleyen korkunç âkıbet haber verilmiştir. 
bir de ahzab 52. var: "bundan sonra artık başka kadınlarla evlenmen, elinin altında bulunan cariyeler hariç, güzellikleri hoşuna gitse bile, bunların yerine başka hanımlar alman sana helâl değildir. allah her şeyi gözetler."

ne kadar arap da olsan bir yerden sonra işler çığırından çıkınca uçkuruna dur demek zorunda kalıyorsun. bu ayetin kafamda canlandırdığı sahne aynen şu: adamın kapısında uzun bir kuyruk oluşmuş. millet sırayla kızım senin olsun, anam, babam sana feda olsun diyerek peygamberlerine sunum yapıyorlar. işler içinden çıkılmaz bir hal alınca şöyle bir arkasına bakıp yeterince karısı olduğunu da düşününce insan, ister istemez bu insanlardan kurtulmak için böyle bir ayet yazıyor.
Adama yedi sülalesinin kadınlarına kadar herşey helal. E bi sktirin gidinde bunun tadını çıkarsın.
Kendi evime çıktığımda kapının üzerine yazacağım özlü söz.
"Misafirlikte fazla kalmayın, kalkın gidin"

Tabi bu beni peygamber yapmaya yetmiyor.
peygamberin kuzenlerinin (hala ve amca kızlarının ) kendisine helal kılınması, biyoloji bilmeyen bir tanrıya işaret ediyor bence.

bu da var maalesef.
Tek gözlü amiral nerden buldun bu bilgiyi kardeşim. Kafandan mı yazdın Bi yerden aldın mı
görsel
görsel
kurandan cımbız yapıp aklınca ahkam kesen ateist kişi beyanıdır. gerçekten çok ama çok yazık..