bugün
- sadece reis de liderlik vasfı olmaması8
- latife makbule veya zübeyde isminin azlığı9
- psikiyatri servisinde tanışılan kız11
- 15 temmuz da hz muhammed istanbul daydı8
- dördüncü murad9
- v a m p i r o v9
- türkler ve araplar aynı ırktandır8
- true nun çaylak olması14
- batının türkiye hayranlığı12
- ekrem imamoğlu ile kafayı bozan ak partililer19
- şeriatçı olduğunu kimseye söyleyemeyenler23
- erdoğanın 300 milyar dolar serveti olması13
- chp liler neden ingiliz düşmanı değil46
- ekrem imamoğlu'nun bir sevgilisi olduğu iddiası30
- sırrı süreyya önder35
- yeni akit'in yılın haber sitesi seçilmesi8
- aşık olmanın avantajları14
- üstad kadir mısıroğlu14
- arda güler12
- tayyip erdoğan ın artık kabak tadı vermesi10
- chp nin olmazsa olmazı9
- evli erkek9
- evli erkeklerle ilişkiye giren kadınlar8
- fotokopici bi erkek9
- osmanlı yı yeniden kuracağız21
- yazarların sahip olmak istedikleri süper güçler18
- bir evlilik ne zaman bitmeli10
- uyudun mu yazan kız15
- iyi insan olmanın hiçbir işe yaramaması21
- hıdırellez9
- iyi geceler17
- depresyondan kurtulamamak10
- 4 mayıs 2025 fenerbahçe beşiktaş maçı38
- silivri'deki yapraklar alkışlıyor mu15
- gerçeği aramak10
- şeytan13
- bir sonra ki halife kim olacak14
- hırsız vaaaaaaaaaar12
- hiçbir bant o yolsuzluk dosyasını kapatamaz13
- özgür özel'e atılan osmanlı tokadı16
- o kadın polisimiz başörtülüydü20
- kader doğuştan yazılı bir şey midir12
- ali koç11
- ramadan fahriden8
- 13 yıl önceki fotoğraflarınız11
- 4 mayıs özgür özele saldırı30
- en sevdiğiniz sözlük ahmeti8
sezai karakoc'un on dokuz yasinda muazzez akkaya'ya yazdigi, babamin döneminde her gencin mutlaka ezberledigi siirmis. siirdir.
fena halde güzeldir..
monna rosa, siyah güller, ak güller;
gülce'nin gülleri ve beyaz yatak.
kanadi kirik kus merhamet ister;
ah, senin yüzünden kana batacak,
monna rosa, siyah güller, ak güller!
fena halde güzeldir..
monna rosa, siyah güller, ak güller;
gülce'nin gülleri ve beyaz yatak.
kanadi kirik kus merhamet ister;
ah, senin yüzünden kana batacak,
monna rosa, siyah güller, ak güller!
enfes bir şiirdir.sezai karakoç büyük bir düşünür olmasının yanı sıra büyük bir şairdirde.şiirin her kıtasının baş harfleri birleşince muazzez akkaya ismi ortaya çıkar..
monna rosa,siyah güller,ak güller;
gülce'nin* gülleri ve beyaz yatak.
kanadı kırık kuş merhamet ister;
ah,senin yüzünden kana batacak,
monna rosa,siyah güller,ak güller!
ulur aya karşı kirli çakallar,
bakar ürkek ürkek tavşanlar dağa.
monna rosa,bugün bende bir hal var,
yağmur iğri iğri düşer toprağa,
ulur aya karşı kirli çakallar.
açma pencereni,perdeleri çek:
monna rosa,seni görmemeliyim.
bir bakışın ölmem için yetecek;
anla monna rosa,ben öteliyim...
açma pencereni,perdeleri çek.
zaman çabuk çabuk geçiyor monna;
saat on ikidir,söndü lambalar.
uyu da turnalar gelsin rüyana,
bakma tuhaf tuhaf göğe bu kadar;
zaman çabuk çabuk geçiyor monna.
zeytin ağacının karanlığıdır
elindeki elma ile başlayan...
bir yakut yüzükte aydınlanan sır,
sıcak ve minnacik yüzündeki kan,
zeytin ağacının karanlığıdır.
ellerin,ellerin ve parmaklarin
bir nar çiçegini eziyor gibi...
ellerinden belli olur bir kadın.
denizin dibinde geziyor gibi
ellerin.ellerin ve parmakların.
zambaklar en ıssız yerlerde açar,
ve vardır her vahşi çiçekte gurur.
bir mumun ardında bekleyen rüzgar,
işıksız ruhumu sallar da durur,
zambaklar en ıssız yerlerde açar.
akşamları gelir incir kuşları,
konarlar bahçemin incirlerine;
kiminin rengi ak,kiminin sarı.
ah,beni vursalar bir kuş yerine!
akşamları gelir incir kuşları...
ki ben,monna rosa,bulurum seni
incir kuşlarının bakışlarında.
hayatla doldurur bu boş yelkeni
o masum bakışlar...su kenarında
ki ben,monna rosa,bulurum seni.
kırgın kırgın bakma yüzüme rosa:
henüz dinlemedin benden türküler.
benim aşkım uymaz öyle her saza,
en güzel şarkıyı bir kurşun söyler...
kırgın kırgın bakma yüzüme rosa.
artık inan bana muhacir kızı,
dinle ve kabul et itirafımı.
bir soğuk, bir garip, bir mavi sızı
alev alev sardı her tarafımı,
artık inan bana muhacir kızı.
yağmurlardan sonra büyürmüş başak,
meyvalar sabırla olgunlaşırmış.
bir gün gözlerimin ta içine bak:
anlarsın ölüler niçin yaşarmış,
yağmurlardan sonra büyürmüş başak.
altın bilezikler, o korkulu ten,
cevap versin bu kanlı kuş tüyüne;
bir tüy ki, can verir bir gülümsesen,
bir tüy ki, kapalı geceye, güne;
altın bilezikler o korkulu ten!
monna rosa,siyah güller,ak güller;
gülce'nin* gülleri ve beyaz yatak.
kanadı kırık kuş merhamet ister;
ah,senin yüzünden kana batacak,
monna rosa,siyah güller,ak güller!
ulur aya karşı kirli çakallar,
bakar ürkek ürkek tavşanlar dağa.
monna rosa,bugün bende bir hal var,
yağmur iğri iğri düşer toprağa,
ulur aya karşı kirli çakallar.
açma pencereni,perdeleri çek:
monna rosa,seni görmemeliyim.
bir bakışın ölmem için yetecek;
anla monna rosa,ben öteliyim...
açma pencereni,perdeleri çek.
zaman çabuk çabuk geçiyor monna;
saat on ikidir,söndü lambalar.
uyu da turnalar gelsin rüyana,
bakma tuhaf tuhaf göğe bu kadar;
zaman çabuk çabuk geçiyor monna.
zeytin ağacının karanlığıdır
elindeki elma ile başlayan...
bir yakut yüzükte aydınlanan sır,
sıcak ve minnacik yüzündeki kan,
zeytin ağacının karanlığıdır.
ellerin,ellerin ve parmaklarin
bir nar çiçegini eziyor gibi...
ellerinden belli olur bir kadın.
denizin dibinde geziyor gibi
ellerin.ellerin ve parmakların.
zambaklar en ıssız yerlerde açar,
ve vardır her vahşi çiçekte gurur.
bir mumun ardında bekleyen rüzgar,
işıksız ruhumu sallar da durur,
zambaklar en ıssız yerlerde açar.
akşamları gelir incir kuşları,
konarlar bahçemin incirlerine;
kiminin rengi ak,kiminin sarı.
ah,beni vursalar bir kuş yerine!
akşamları gelir incir kuşları...
ki ben,monna rosa,bulurum seni
incir kuşlarının bakışlarında.
hayatla doldurur bu boş yelkeni
o masum bakışlar...su kenarında
ki ben,monna rosa,bulurum seni.
kırgın kırgın bakma yüzüme rosa:
henüz dinlemedin benden türküler.
benim aşkım uymaz öyle her saza,
en güzel şarkıyı bir kurşun söyler...
kırgın kırgın bakma yüzüme rosa.
artık inan bana muhacir kızı,
dinle ve kabul et itirafımı.
bir soğuk, bir garip, bir mavi sızı
alev alev sardı her tarafımı,
artık inan bana muhacir kızı.
yağmurlardan sonra büyürmüş başak,
meyvalar sabırla olgunlaşırmış.
bir gün gözlerimin ta içine bak:
anlarsın ölüler niçin yaşarmış,
yağmurlardan sonra büyürmüş başak.
altın bilezikler, o korkulu ten,
cevap versin bu kanlı kuş tüyüne;
bir tüy ki, can verir bir gülümsesen,
bir tüy ki, kapalı geceye, güne;
altın bilezikler o korkulu ten!
Mona Roza Tek Gül anlamına gelir.
Şiirin hikayesi şöyledir;
Sezai Karakoç mülkiye'de bir okul arkadaşına sevdalanır.. Kendisini yakışıklı bulmadığı için ona bir türlü açılamaz.. Bir gün cesaretini toplayıp aşkını Muazzez'e sunar.. Reddedilir ve çok üzülür..Okullar tatil olur..Muazzez hanım Geyve' de yazlıkta kalmaya başlar..Üstad Sezai Karakoç ta tam karşısındaki yazlığın bahçesinde bahçıvan olarak çalışmaya başlar..Her gün karşılıksız sevgi duyduğu sevgilisini seyreder..ona şiirler yazar..
Mona Roza şiirinin her kıtasının baş harflerine dikkat edersek 'Muazzez Akkayam' ismi ortaya çıkar..
Aradan zaman geçer..okul biter ve mezuniyet töreni yapılır..Mezuniyet töreninde Sezai Karakoç Mona roza şiirini okur..Muazzez Akkaya ise tam karşısındadır.Şiiri bittikten sonra bir alkış tufanı kopar..Herkes bir daha okuması için ısrar eder..ve tam 3 kez Sezai Karakoç bu şiiri ard arda okur.Sahneden tam ineceği sırada Muazzez Hanım koşarak yanına gelir..ve ona hala teklifinin geçerli olup olmadığını sorar..Sezai Karakoç kesinlikle hayır cevabı verince Muazzez Hanım bayılır...
Ertesi gün ise Muazzez Hanım' ın intihar ettiği duyulur..Sezai Karakoç çok pişman olur..
Ve üstad hala ,llk ve tek aşkına sadık kalarak hala evlenmemiştir.
Şiirin hikayesi şöyledir;
Sezai Karakoç mülkiye'de bir okul arkadaşına sevdalanır.. Kendisini yakışıklı bulmadığı için ona bir türlü açılamaz.. Bir gün cesaretini toplayıp aşkını Muazzez'e sunar.. Reddedilir ve çok üzülür..Okullar tatil olur..Muazzez hanım Geyve' de yazlıkta kalmaya başlar..Üstad Sezai Karakoç ta tam karşısındaki yazlığın bahçesinde bahçıvan olarak çalışmaya başlar..Her gün karşılıksız sevgi duyduğu sevgilisini seyreder..ona şiirler yazar..
Mona Roza şiirinin her kıtasının baş harflerine dikkat edersek 'Muazzez Akkayam' ismi ortaya çıkar..
Aradan zaman geçer..okul biter ve mezuniyet töreni yapılır..Mezuniyet töreninde Sezai Karakoç Mona roza şiirini okur..Muazzez Akkaya ise tam karşısındadır.Şiiri bittikten sonra bir alkış tufanı kopar..Herkes bir daha okuması için ısrar eder..ve tam 3 kez Sezai Karakoç bu şiiri ard arda okur.Sahneden tam ineceği sırada Muazzez Hanım koşarak yanına gelir..ve ona hala teklifinin geçerli olup olmadığını sorar..Sezai Karakoç kesinlikle hayır cevabı verince Muazzez Hanım bayılır...
Ertesi gün ise Muazzez Hanım' ın intihar ettiği duyulur..Sezai Karakoç çok pişman olur..
Ve üstad hala ,llk ve tek aşkına sadık kalarak hala evlenmemiştir.
selcuk küpcük seslendirmis bu siiri.
cokta güzel olmus.
müzikleriyle siirin okunusuyla dinlendikce daha bir hosa giden calisma olmus.
cokta güzel olmus.
müzikleriyle siirin okunusuyla dinlendikce daha bir hosa giden calisma olmus.
muzazzez akkaya sıralamasının her seferinde sezai beyi sinirlendirdiği,sonrasında sezai karakoç tarafından sıralaması değiştirilerek yeniden inşa edildiği şiir.doyumsuz bir harika..
şiir hakkında çeşitli rivayetler vardır.Sezai karakoç mevzuubahis muazzez akkayaya olan aşkına karşılık bulamaz ve yıllar sonra kızla karşılaştıklarında üstad şiiri kendisine verir akabinde kız intihar eder.Şairin hiç evlenmemesinin nedeninin de bu olduğu söylenir.
ne yazıkki şiirle ilgili efsaneler ahmet hakanın muazzez akkayayı bulması ile sona erdi.daha doğrusu kızını bulmuş muazzez akkayanın.kızının anlattığına göre mülkiyede okumuş grace kelly tipinde bi kadınmış.48 senedir evliymiş.ne sezai karakoçun aşkından ne de bu şiirden haberi varmış kadının.ama üniversitedeyken ceketinin cebinde şiirler bulurmuş.pingpong şampiyonuymuş okulda.bunun üzerine sezai karakoçun başka bi şiiri ;
Ha Sezai ha ping-pong masası
Ha ping-pong masası ha boş tüfek
Bir el işareti eyvallah ve tak tak
Gözlerin ne kadar güzel ne kadar iyi
Ne kadar güzel ne kadar sıcak
Tak tak tak tak tak.
Ha Sezai ha ping-pong masası
Ha ping-pong masası ha boş tüfek
Bir el işareti eyvallah ve tak tak
Gözlerin ne kadar güzel ne kadar iyi
Ne kadar güzel ne kadar sıcak
Tak tak tak tak tak.
bazı sevdaların efsane halinde kalmasının ne kadar güzel olduğunu gösteren şiirdir. uydurulan o efsane o kadar güzel, o kadar dokunaklı ve içten gelmişti ki insanlara herkes böyle bir aşk yaşama sevdasındaydı. ama o umutta söndü, yılların efsanesi platonik çıkınca birçok kişinin de hayalleri yıkıldı, benim gibi.
sürekli beğenileceğini şimdiden kanıtlamış şiirdir. genelde şiirler çok geç ün kazanır. şimdiden bu kadar ünlendiyse artık tutulamaz bu şiir, derim ben.
bir gün gözlerimin ta içine bak; anlarsın ölüler niçin yaşarmış. dizeleri harika olan şiir.
bir zamanlar islamcı gençlik muska gibi yanında taşırmış bu şiiri. selçuk küpçük yavuz bülent bakiler'in istanbul adlı o doyumsuz şiiri ile birlikte monna rosa'yı bestelemiştir.
acının, aşkın, karasevdanın en güzel biçimde dile gelmiş hali... mi desem ne desem.
bu da diğeri (bkz: Ve Mona Roza)
karakutu.com'un haberciliği ile ortaya çıkmıştır mona rozanın kimliği. (bkz: muazzez akkaya)
gelen uyarı üzerine edit : daha doğru bir ifade ile muazzez akkayanın kimliği, ne olduğu, nerede olduğu ve hayatını nasıl yaşadığı ortaya çıkmıştır.
gelen uyarı üzerine edit : daha doğru bir ifade ile muazzez akkayanın kimliği, ne olduğu, nerede olduğu ve hayatını nasıl yaşadığı ortaya çıkmıştır.
(#1433861)
"bir gün gözlerimin taa icine bak
anlarsin ´ölü`ler nicin yasarmis"
umudun en kana islemis söylemidir kanimca.
anlarsin ´ölü`ler nicin yasarmis"
umudun en kana islemis söylemidir kanimca.
(bkz: mona rıza)
muhterem fem hocalarımızla gittiğimiz piknik dönüşü içlerinden pek bir sanatçı görünümlü olanının otobüs mikrofonundan okuyarak herkeşleri bitap düşürdüğü etkileyici şiir. yıllardır google'da mona lisa diye aratmam da benim götten anlamam olsa gerek.
bir ağıt bi isyan delice sevmektir gözümde mona roza.
aşk böyle şiirler yazdırır dedirten bi eserdir.
rivayetler ne kadar doğrudur bilinmez ama sezai karakoç un bu aşktan haya duyduğunu hiçbir zaman açıklamadığını düşünüyorum.çünkü muazzez akkaya nın şahsı yeni bulunmuştur (bkz: karakutu com) ve böyle bi aşk ın varlığından hiç haberi olmamıştır.
aşk böyle şiirler yazdırır dedirten bi eserdir.
rivayetler ne kadar doğrudur bilinmez ama sezai karakoç un bu aşktan haya duyduğunu hiçbir zaman açıklamadığını düşünüyorum.çünkü muazzez akkaya nın şahsı yeni bulunmuştur (bkz: karakutu com) ve böyle bi aşk ın varlığından hiç haberi olmamıştır.
memleketin birinde ali şahin canozan adında bir zat-ı muhterem yerel televizyonda sanat-edebiyat programları yapmaktadır. bir programını da doğunun yedinci oğluna ayırmıştır. programın bir yerinde mona rosa'yı okur. vakıflardan emekli ali abiyi ertesi gün sebze halinde gören yaşlı başlı, sakalı dizinde bir amca durdurur ve şöyle der :
-muhterem, o molla rıza ne mübarek bir adammış, hikayesini bir daha anlatsan, öyle huşu içinde dinledik ki!
ali abimiz çaresizdir :
- ne demek emmi, okuruz bir dahaki programda!
-muhterem, o molla rıza ne mübarek bir adammış, hikayesini bir daha anlatsan, öyle huşu içinde dinledik ki!
ali abimiz çaresizdir :
- ne demek emmi, okuruz bir dahaki programda!
....
benim gözlerim yeşildir, evet evet, onun gözleri kara;
ben günah kadar beyazım, o tövbe kadar kara...
.
bu kadar güzel yüzlerce mısraya sahip bir şiir.
benim gözlerim yeşildir, evet evet, onun gözleri kara;
ben günah kadar beyazım, o tövbe kadar kara...
.
bu kadar güzel yüzlerce mısraya sahip bir şiir.
aşıkken kendime , sevgiliden daha yakın hissettiğim dizelerdir.
Gündemdeki Haberler
güncel Önemli Başlıklar