bugün

bu türküyü sikimsonik dizilerden sonra öğrenenler var. yazık.
hani türküler , sadece bizim ülkemize has olan bir kültür ya; neden sizde türkü diye sorsa avrupası , amerikası bu türküyü dinleterek cevap vereceğim türküdür. daha çok güzel türküler var belki ama; bu türkü gelmiş geçmiş en iyi 5 sırasında kesinlikle yer alır.
Bir kara sevdanın sığmaz belki ama kelimlere sığdırılmış halidir.
En vurucu cümlesi "Aşk kağıda yazılmıyor Mihriban." cümlesidir.
siz türkler niye tutturdu bir türkü sevgisi, müziği vs nedir bunu güzel kılan deseler veya sorsalar diyelim; ilk dinleteceğim türkünün ismidir.
farsça şifacı anlamına gelen türkçe'de hoş bir kadın ismidir.
- alıntı -
mihriban şiirinin yazarı abdurrahim karakoç gençlik yıllarında delice aşık olur ve bir o kadar da sevilir... niyetleri evlenmektir ama kız tarafı bütün sürekli "hayır" demektedir bu işe... velhasıl bu sevdadan vazgeçilir...

aradan yıllar geçer... birgün abdurrahim karakoç'u bir arkadaşı ziyarete gelir.. ve karakoç'a, yolda, onun eski sevgilisi ile karşılaştığını, biraz sohbet ettiklerini, bayanın evlenmiş olduğunu söyler... arkadaşı yanındayken hislerini pek belli etmese de, o gittikten sonra abdurrahim karakoç oturur ve duygularını dizelere döker:

mihriban

sarı saçlarına deli gönlümü,
bağlamışlar çözülmüyor mihriban.
ayrılıktan zor belleme ölümü,
görmeyince sezilmiyor mihriban.

yar deyince kalem elden düşüyor,
gözlerim görmüyor aklım şaşıyor.
lambada titreyen alev üşüyor,
aşk kâğıda yazılmıyor mihriban.

önce naz sonra söz ve sonra hile
sevilen seveni düşürür dile
seneler asırlar değişse bile
eski töre bozulmuyor mihriban

tabiplerde ilaç yoktur yarama,
aşk deyince ötesini arama.
her nesnenin bir bitimi var ama.
aşka hudut çizilmiyor mihriban

boşa bağlanmamış bülbül gülüne
kar koysan köz olur aşkın külüne
şaştım kara bahtım tahammülüme
taşa çalsam ezilmiyor mihriban

tarife sığmıyor aşkın anlamı
ancak çeken bilir bu derdi gamı
bir kör düğüm baştan sona tamamı
çözemedim çözülmüyor mihriban

abdurrahim karakoç

bir süre sonra şiir bir dergide yayınlanır... karakoç'un şiirlerini severek okuyan bu bayan da o dergiyi almış ve okumuştur... içinden karakoç'a bir mektup yazmak geçer ve şu satırları yazar:

"şiirinde sanki bana sesleniyor gibiydin... benim seni unuttuğumu sanma.. ben de hala seni sevmekteyim ve bu aşk bitmeyecek... sen bende esen eski kavak yelisin ve seni unutmam mümkün değil..."

bu mektubu alıp okuyan abdurrahim karakoç cevaben ikinci şiirini yazar..

unutursun mihribanım

“unutmak kolay mı?” deme
unutursun mihriban’ım.
oğlun kızın olsun hele
unutursun mihriban’ım.

zaman erir kelep kelep
meyve dalında kalmaz hep
unutturur bir çok sebep
unutursun mihriban’ım.

yıllar sinene yaslanır
hatıraların paslanır
bu deli gönlün uslanır
unutursun mihriban’ım.

süt emerdin gündüz gece
unuttun ya, büyüyünce...
ve işte tıpkı öylece
unutursun mihriban’ım.

gün geçer azalır sevgi
değişir her şeyin rengi
bugün değil, yarın belki
unutursun mihriban’ım.

düzen böyle bu gemide
eskiler yiter yenide
beni değil, sen, seni de
unutursun mihriban’ım.

-alıntı-
"Mi" bir notadır. Ince sesler grubundan.
"Hr" almancada bir kısaltmadır.
"iban" uluslararası hesap havalelerinde kullanılan kodlamadır.
yani;

Şaka lan şaka. Musa eroğlu'dan dinlenmesi gereken mukemmel türküdür.
- alıntı -
mihriban şiirinin yazarı abdurrahim karakoç gençlik yıllarında delice aşık olur ve bir o kadar da sevilir... niyetleri evlenmektir ama kız tarafı bütün sürekli "hayır" demektedir bu işe... velhasıl bu sevdadan vazgeçilir...

aradan yıllar geçer... birgün abdurrahim karakoç'u bir arkadaşı ziyarete gelir.. ve karakoç'a, yolda, onun eski sevgilisi ile karşılaştığını, biraz sohbet ettiklerini, bayanın evlenmiş olduğunu söyler... arkadaşı yanındayken hislerini pek belli etmese de, o gittikten sonra abdurrahim karakoç oturur ve duygularını dizelere döker:

mihriban

sarı saçlarına deli gönlümü,
bağlamışlar çözülmüyor mihriban.
ayrılıktan zor belleme ölümü,
görmeyince sezilmiyor mihriban.

yar deyince kalem elden düşüyor,
gözlerim görmüyor aklım şaşıyor.
lambada titreyen alev üşüyor,
aşk kâğıda yazılmıyor mihriban.

önce naz sonra söz ve sonra hile
sevilen seveni düşürür dile
seneler asırlar değişse bile
eski töre bozulmuyor mihriban

tabiplerde ilaç yoktur yarama,
aşk deyince ötesini arama.
her nesnenin bir bitimi var ama.
aşka hudut çizilmiyor mihriban

boşa bağlanmamış bülbül gülüne
kar koysan köz olur aşkın külüne
şaştım kara bahtım tahammülüme
taşa çalsam ezilmiyor mihriban

tarife sığmıyor aşkın anlamı
ancak çeken bilir bu derdi gamı
bir kör düğüm baştan sona tamamı
çözemedim çözülmüyor mihriban

abdurrahim karakoç

bir süre sonra şiir bir dergide yayınlanır... karakoç'un şiirlerini severek okuyan bu bayan da o dergiyi almış ve okumuştur... içinden karakoç'a bir mektup yazmak geçer ve şu satırları yazar:

"şiirinde sanki bana sesleniyor gibiydin... benim seni unuttuğumu sanma.. ben de hala seni sevmekteyim ve bu aşk bitmeyecek... sen bende esen eski kavak yelisin ve seni unutmam mümkün değil..."

bu mektubu alıp okuyan abdurrahim karakoç cevaben ikinci şiirini yazar..

unutursun mihribanım

“unutmak kolay mı?” deme
unutursun mihriban’ım.
oğlun kızın olsun hele
unutursun mihriban’ım.

zaman erir kelep kelep
meyve dalında kalmaz hep
unutturur bir çok sebep
unutursun mihriban’ım.

yıllar sinene yaslanır
hatıraların paslanır
bu deli gönlün uslanır
unutursun mihriban’ım.

süt emerdin gündüz gece
unuttun ya, büyüyünce...
ve işte tıpkı öylece
unutursun mihriban’ım.

gün geçer azalır sevgi
değişir her şeyin rengi
bugün değil, yarın belki
unutursun mihriban’ım.

düzen böyle bu gemide
eskiler yiter yenide
beni değil, sen, seni de
unutursun mihriban’ım.

-alıntı-
Şu sıralar her yerde duyar olduğum türkü. Herkesler bilince bizim gibi kıdemliler eski tadını alamıyor artık. Hep o amk dizisi yüzünden.
aşka hudut çizilmezmiş ögreten şiirdir...

sadece şiir değil birde üzerine türküdür...

lambada titreyen alevi üşütür...

adamın ebesi ile ikili sohbet ettirir...

http://fizy.com/s/1ajg7g
Ne zamandir sağda solda, sosyal medyada falan sürekli karşıma çıkıyor. Senelerdir bildiğimiz, dinlediğimiz türkü noldu da birden bu kadar populer oldu lan diye merak ediyordum.
Meğer bi tane dizide caliyormus, o yüzden herkes dinlemeye başlamış.

Diziyi izlemiyorum ama iyi ki çalmış bu müziği. Kendi özünden bir haber insanlar en azından musa eroğlu gibi bi sesi tanimis. Bu da güzel.
Aşk kağıda yazılmıyor, aşka hudut çizilmiyor...
sanki şu sıralar bestelenip çıkmışcasına herkesin dilinde olan türkü. popülariteyle tekrar hatırlanması üzücü.
bir isim türkü sayesinde bu kadar mı güzelleşir dedirtir.
En güzel Musa eroğlu söyler. Evet.