bugün

sabah hafta içi neredeyse her gün metroya bindiğim için değinilen durumu çok yaşamışımdır.çözüm yollarından bir kaçı kitap okumak, bir arkadaşını bekleyip beraber gitmek her ne kadar pek sevmesem de oyun oynamak ya da müzik dinlemek. özellikle sabah saatlerinde insanların mutsuz yüz ifadelerini ve birbirlerini dövecekmiş gibi bakmalarına maruz kalmak istemiyorsanız naçizane tavsiyelerim bunlardır.
(bkz: kitap)
Valla etrafa bakarim insanlara bakarim cok severim ben metroya binmeyi acikcasi.
camdan dışarı.
ışıkları saymaya çalışırım her defasında.
biz kim ossurdu diye bakıyoruz abi.
eğer ayak da değil de oturuyorsan tak kulaklığı yalandan da olsa kapat gözlerini uyumuş numarası yap. eğer ayakta ve cama yakın bir yerdeysen cam dan dışarı bak. ama cam dan da uzak ve ayaktaysan o zaman ölmeyi bekle.
Eğer okuyacak bir şeyim yoksa; Yer döşemesindeki noktacıklara, kirlere, çizgilere bakmak onları saymak, kafada onlardan şekiller oluşturmak birbirine bağlamak suretiyle zaman geçirmişliğim vardır.
Her gün yasadıgım problem. Özellikle su koru metrosunda (bilen bilir) karşılıklı ip gibi yan yana sıralı koltuklardan birine oturdugumda yer dösemesinden baslamak suretiyle camdaki yansımam, ayakkabılarım, mıncıklanan müzik listem ve izlenildigim hissine kapıldıkca kafamı kaldırıp cevreye her göz gezdirisimde bakışmaya calısan hanzoların varlıgı içerisinde oldukca gerici gecen bir yolculuk.
Hareket halindeyken kitap okumak film izlemek gibi aktivitelerle midesi agzına gelenlerden tavsiyeye ihtiyac duydugum sorunsaldır.
sağlam malı olan hatunların kıçına başına elbette. zaten nereye baksam böyle manzaralar denk geliyor. karı 90 yaşına gelmiş, hala alev alev ya da ben fazla abazayım.
görsel
başlığı açan neler yazmış sonra alta abazanin biri nereye bakilacagini açıklamış. bari entryi okusaydın