bugün

seçme imkanının olmaması hep aynı kek hep aynı kek...
(bkz: (#5483935))
şehir içi otobüs kooperatiflerinin otobüsleri gibi her tarafta durmasıdır. hizmetleri de hiç iyi değildir.
hostları insan azmanı gibidir. öyle kibar, efendi, saygılı hostlar nedense metro turizmde bulunmaz. ilk ve son yolculuğumda, servis sırasında, çok acıktığım için muavinden kek istedim, bursa'dan sonra veriyoruz cevabını verdim.ve ben balıkesir'de inecektim. böyle bir firmayı sevme nedeni ne olabilir ki?
muavinin ısıttığı suyun sıcaklığını 5 dakika önce dakikalarca kulağını karıştırdığı parmağı ile kontrol etmesi...
aynı bileti bir kaç kişiye satmaları, halk otobüsü konforunda yolculuk, düşük hizmet kalitesi...say say bitmez.
yanima bi tane bile kiz oturtmadi hayvanlar daha.*
su alır mısınız? yada su içer misiniz ? gibi basit bir cümleyi, su içyon mu şeklinde yöneltebilen hostlar benim için yeterlidir.
yerel firmalar için nedeni basit her yerel firmanın çalıştığı güzergaha otobüs koyup rekabet etmeleri. Hatta zamanın behrinde konya ya girecekleri zaman konya yerel firmalarıyla kanlı bıçaklı olmuşlardı. Ama yine de kazanan metro ve vatandaş oldu. Rekabet geldi. Kalite arttı mı derseniz o tartışılır. Gerçi sonra yine anlaşarak kazığı yine vatandaşa attılar.
isimden başka bir anlam ifade etmeyen, bir firma olarak sevilmeme nedenleri pek çoktur. sıralanacak olursa;
- bir koltuk pek çok kişiye satıldığı için; host'lar yerinizi değiştirmek için (kaba bir dille) ricada bulunur, reddederseniz yolculuğunuzu kabusa çevirirler.
- şofer otobüs içinde sigara içer. yol bilmeyen soförleri de vardır. (ankara civarında yanlış yola sapan bir şoför dahi oldu)
- saygıdan eser yoktur; paranızla rezil olursunuz...
- yolcu almak için zırt pırt dururlar.
- ayırtılan biletler (ayırtılma süresi dolmadan) bir başkasına satılır.

not1; güvenilir bir firma imajı yaratmıştır fakat güvenirlilikten eser yoktur.
not2; şahsi tecrübelere dayanılarak yazılmış bir entry' dir.
nerede çokluk orada bokluk lafından yola çıkılarak bu kadar çok otobüs e nerde kaliteli şoför derler adama. dolmuştan inme, iki kuru havada uzun yol yapmış tecrübesiz adamları yeterki arabamız ilerlesin gel çalış diyerek almak zorundalar. ve bu durumda bokluk oluyor. sevmedim sevemedim.
tabii ki kara para aklayıcısı, borsa spekülatörü ve çet senet mafyasıyla uğraşan
sahipleri yüzünden. burdan galip öztürk'e selam gönderiyorum.

borsa da yıkılan onca umudun mümesili olarak sayın öztürk'e diyorum ki,

bir gün adamın götünden kan alırlar hemşerim!
(bkz: kamil kan)
tek bir madde yazmamın yeterli olacağını düşündüğüm nedenlerdir.

-metronun filosunda bulunan otobüslerin çoğu firmaya değil,şoföre veya firmaya kiralayan kişilere aittir.
böyle bir firmaya nasıl güvenebiliriz.
tiflis'ten gelinen otobüsün belediye otobüsünden beter bir hurda olması. yok akü değişecek, yok bu oldu, yok şu oldu diye zırt pırt durması.
servislerinin götüme bile benzememesi.
Ankara-istanbul seferini yapan arabanın adapazarı terminalde indiririm demesine rağmen terminale 40 dk uzaklıktaki bi benzincide indirmesi.
1 kere mecburiyetten bindim o da ek sefer çıktı.mükemmel dandik bi otobüs gitmiyo adeta 2saatlik yolu 4 saatte gelmesi ve servislerinin bok gibi olması.dahada binmem.
trabzon-sivas ve sivas-trabzon seferi yapan arabalarının için sürekli mi ayak kokar arkadaş ya? bunlara ek olarak host ve hostlerin sürekli yavşak hareket etmeleri yüzünden binmiyorum metroya.
istanbul şehiriçi servislerinin üzerinde kocamancık "free" yazması.ne demek ki bu!şehiriçinde üzerinde "free" yazan otobüsler görmek istemiyoruz.
nescafe istediğimde suyun garip kokması üzerine muavine

-bu kokuyor
+kokmaz efendim
-al bak kokusuna
+hiç kimse şikayet etmedi ama efendim.

(otobüste 10 kişi vardı. birinci koltukta da ben oturuyordum)
hız sınırlarını aşma konusunda diğer firmalara fark attığı halde aynı mesafeyi daha uzun sürede alma başarısını göstererek, matematik ve mantık sınırlarını zorlayan firma olması. ben şahsen hala anlamış değilim bunun hesabını kitabını.
saygısızlık, düşüncesizlik, öküzlük.
Sarsilarak boşalan muavinleri.