bugün

ölmüş müslüman kadın.
erkeği için buyrun (bkz: merhum)
şu e harfi nelere kadir.
cenaze de cenazın dişi versiyonumu acaba sorusunu akla getiren kelime
murat uyurkulak ın son kitabı.
ilk sayfasında şöyle bir kısım var:

''Lan oğlum, lan kızım, çocuksun sen, bücür ve ayısın lan, bütün bu boklu manzara senin iyiliğin için lan. Kapa çeneni oturduğun yerde otur. Oturduğun yer sertliği ılık ve tuhaf bir yurttur, ki arada bir kalkıp şanlı maziye bakarak inmeyi, kalkıp tekrar inmeyi, inleyerek sevmeyi, severek ölmeyi, ölerek dirilmeyi, nihayet indiğin ve indirdiğin yerde en azından yaşadığına şükretmeyi ihmal etme lan! ''
Sadece musluman olarak oldugune emin olunan kisiler icin kullanilabilen bir sozcuk.
bir tanıdığımızın kızının ismi. ilk duyduğumda çocuğu direk dünyasında öldürmüşsünüz amk dedim kendi kendime.
murat uyurkulak'ın son kitabi.

---spoiler---
kitabi 7 yılda tamamladığını söylemiş yazar. sanırım 6 yılda ilk kısmını, son yıl ikinci kısmını yazmış. çok emek verdiği belli, çok güzel örmüş olayları ancak bir çırpıda alelacele bağlamış sonunu. tol gibi olsun istemiş, mantığı aynı, ancak tol ün yanında bu eser apolitik kalmış. bir de yeraltı edebiyatı yazarları sanırım bir yerden sonra eserlerini işkence, tecavüz ve cinayete boğmak zorunda hissediyorlar kendilerini, uyurkulak da öyle yapmış. büyük hayal kırıklığıma rağmen özlemişim kalemini, keyifliydi ve güzeldi.
Güler yüzlü, sert cümleli sayın uyurkulak'ın uzunca bir zaman beklettikten sonra yayınlanan kitabı.

tam anlamıyla bir güncel gelişmeleri afilli laflarla okumasını yapan yazar, özellikle erkeklik meselesine o kadar ince o kadar sert o kadar vurucu göndermeler yapmış ki kitabı kafanız bir oraya bir buraya giderek okuyacak çok zor bir mevzuyu nasıl böyle incelikli anlatmış abi ya diyeceksiniz.

lezbiyen, gay, transeksüel devlet ile davalaı, edebiyat ortamı gibi bir sürü vahim can alıcı mevzuya değinen uyurkulak umarım bizi bundan sonra çok fazla bekletmez.
'Lisedeyken kara kuru bir kızla birbirimizi sevmiştik. Bir müddet sular seler gibi okuyup deliler gibi seviştik. Derken Zehra, ufacık boyuyla okuduklarını tatbik etmek istedi, o vakitler henüz bir seksenlerde gezinen ayığımla benim gözüm kesmedi. O hapse düştü, ben üniversiteye düştüm. O bana bin mektup yazdı, ben ona iki bin mektup yazdım. O yakıp öldürülerek hayata döndürüldü, ben ölüp tıka basa kitap dolu bir odaya gömüldüm.'

murat uyurkulak, merhume, s. 52-53
ilginç bir kitap.Kitabın başlarında olayı toparlamakta sıkıntı yaşasam da sonlara doğru beni resmen aldı götürdü.Yazar fahişe bir kadının kızını öyle etkileyici anlatmış ki dünyanın bi yerlerinde yaşayan Evren'leri toplayıp nufüsuma geçirmek istedim.Sonlara doğru ''koyayım''la başlayan bölümün her cümlesinin sonunda ''bende'' demekten kendimi alıkoyamadım.
Bir gün, öyle bir an geldi ki, kötü biri olmaya karar verdim. Taştan bir kalple kurtulurum sandım.
güncel Önemli Başlıklar