bugün

hemen hemen yayınlanan her yorum farkında emre kongarın ayar komasına soktuğu yazar, gazeteci, danışman kişisi. hatta güncel ortamlarda ayar yemiş mehmet barlas bakışı bile vardır.

emre kongar soruyor...

- bu hükümet, ekonomiyi yürütebiliyor mu ?
- hayır
- peki kim bunun suçlusu ?
- muhalefet partisi

gibi her seferinde " kim suçlu " sorusuna otomatiğe bağlayıp " muhalefet partisi " cevabını veren, yorumlarıyla ekran başındaki insanları yarıp geçiren kişidir
liberal demokratlık yaparak hükümetin yanından ayrılmayan gazeteci. geçen gün yorum farkı'nda kürt açılımı'yla ilgili olarak "sonuçta amerikan projesi de olabilir, önemli olan bunun bizim işimize gelip gelmediğidir" diyerek biz izleyicileri dumur etmiştir. bir açılım, üstelik de etnisiteye dayalı bir açılımın amerika'nın eliyle yapılması ve bizim işimize yaraması, faydalı olması nasıl olacak doğrusu bunun cevabı da barlas'ta olmalı. biraz amerikancı demokrat tipolojisine sahip gibi biri.
liboş tayfasından bir yazar.
inanılmaz itici bir ses tonuna sahip zat.
kimin gemisine binerse onun bayrağını çekecek izlenimini veren şahsiyet.
yorum farkını her izlediğimde, köşe yazılarını her okuduğumda herşeyi bilen adam bu olsa gerek diye düşünmeden edemediğim kendini bir çok konuda * oldukça fazla geliştirmiş, aşmış şahsiyet.
okunası, okundukça kendisinden birşeyler öğrenilesi düşünür.

http://sabah.com.tr/Yazar...enlerin_dedikleri_olsaydi
--spoiler--
- Sermaye eksiğimizi yabancı sermaye ile gidermeye çalışacağız...
- Hayır, olamaz!
- Televizyonu Türkiye'ye getireceğiz...
- Hayır, olamaz!
- Boğaz'a köprü yapacağız...
- Hayır olamaz!
- Birinci köprüyü satıp ikincisini yapacağız...
- Hayır olamaz!
- Dış ticareti serbestleştirip ihracat hamlesi yapacağız...
- Hayır olamaz!
- Kıyıları özel sektöre açıp turizm hamlesi yapacağız...
- Hayır olamaz!
- Otoyollar yapacağız...
- Hayır olamaz!
- Türk lirasını konvertibl yapacağız...
- Hayır, olamaz!
- Kürt realitesini bölücü terör sorunundan soyutlamak için açılım yapacağız...
- Hayır, olamaz!
- Bir daha askeri darbe olmaması için cuntacıları yargı önüne götüreceğiz...
- Hayır, olamaz!
- Avrupa Birliği'ne tam üye olacağız...
- Hayır, olamaz!
- Kıbrıs'a kalıcı çözüm bulacağız...
- Hayır, olamaz!
- Kamu işletmelerini özelleştireceğiz...
- Hayır, olamaz!
--spoiler--
ben yorum yapmayacağım, olamaz diyenlerin kim olduğunu herkes tahmin etmiştir.
(bkz: iktidara kim gelirse onun yalakası olan gazeteci)
bildiğin liboştur efendim.

güç hangi zümreye geçerse onun borusunu öttürür. ara sıra, gücün kimde olduğu pek belli olmazsa ortaya karışık görüşler beyan eder, terazi kefesi kimden yana ağır basmaya başlarsa ortaya karışık yığından, o kefeye ait güzellemeleri seçip çıkarır.

kendisi ve benzerlerinin uzun ömrü, her döneme göre şekil değiştirebilmesi sebebiyledir.***
bugünkü yazısı ile ironinin kralını yapmış sabah gazetesi başyazarı.

http://www.sabah.com.tr/Y..._ne_yapacagini_biliyor_mu
rüzgar nereye eserse oraya yönelen köşe yazarı.
ayrıca (bkz: ikinci cumhuriyetçi)
Hiç kimseden çekmedi diğer gazete yazarlarından çektiği kadar. Aslında sağlam bir duruşu olsa birikimini hiç şüphe duymadan paylaşmak isterdim. Ama görüşleri her hükümet değiştiğinde yeniden yapılandığı için insana güven vermiyor.
oysa ki sakinliği, duruşu ve tarzı ile herşey çok farklı olabilirdi. Ezeli düşmanı Emin Çölaşan'dır. "Liboş" yakıştırmasının hedefi bizzat kendisidir. Şimdilerde ise Ahmet Hakan tarafından malumatfuruş olarak nitelendirilmiştir.
her zamanki gibi muhteşem bir yazı kaleme almış üstad.
http://sabah.com.tr/Yazarlar/barlas/2010/08/31/kuzularin_sessizligi_bitti_herkes_kurt_olabiliyor_artik
--spoiler--
Kuzuların sessizliği bitti... Herkes kurt olabiliyor artık...

işin özeti şu... "Kuzuların Sessizliği" sona erdi.
Kuzular koç oldular artık.
Hatta kurda dönüşen kuzular da var ağılda.
Türkiye'de yaşanan huzursuzlukların özünde bu "Değişim" var.
"Üniter devlet" mi?
"Jakoben laiklik" mi?
"Zorunlu askerlik" mi?
Türklük mü, Kürtlük mü?
Tartışılmayan hangi konu var şimdi?
Demokratlaşma, kapitalistleşme, kentleşme ve benzeri süreçlerin sonunda ortaya çıkan yeni toplum, eskisinden farklı.

Büyük kışla yok artık
Türkiye de dünyalı oldu.
Her birey ve her toplum kesimi kendi şarkısını söylemeye kararlı.
Türkiye büyük bir kışla değil artık.
Devletin sahibi olduklarını varsayan "Cumhuriyet Muhafızları"nın karşısında devletin gerçek sahipleri olan halk var, seçmenler var, sivil toplum var, cemaatler var, işçiler, girişimciler var...
Sermaye sahibi olmak da artık sadece istanbul'un veya "Devletçilik" dolayısıyla Ankara'nın tekelinde değil.
Anadolu sermayesi de var, yabancı sermaye de var.
Tartışılmayan hiçbir konu yok artık.
Bu tartışmaları bir noktada kesip, tek sesliliği zorlayacak iletişim yapısı da yok artık.

Mumlar sönerken
Her gazetenin manşeti farklı.
Kendilerini medyanın tek efendileri zannedenlerin mumları yatsıdan önce diğer efendiler tarafından söndürülüyor.
O da olmazsa internet sitelerinde söndürülüyor yalancıların mumları.
Çoğulcu ve sivil demokrasi böyle bir şey.
Artık gündemde "Devleti ele geçirmek" yok.
Halkı ikna edip "Yönetime talip olmak" var.
Seçmenler kendilerine efendi seçmiyor, hizmetçi seçiyorlar.
Hizmet edemeyenlere, yönetim de verilmiyor.
Bu gerçeği görmezden gelenlerin balonlarını uluslararası konjonktür de patlatıyor.
"Demokrasi" yükselen değer bu dünyada...
Buna ya alışacağız, ya da alışacağız...
Anayasa da değişecek, kendilerini değişmez zannedenler de değişecek.
"Kuzuların Sessizliği" bitti.
--spoiler--
geçenlerde tv de izledim kendisi. başbakanın karşısında el pençe. sonra daha önceki iktidarlar aklıma geldi, o zaman da aynı şekildeydi. her dönem iktidar yalakası. insanın midesi bulanıyor, nasıl bu kadar omurgasız olabiliyor diye. o aynaya bakınca kendisine sormuyor mu ben nasıl bu hale geldim diye. bu nasıl bir çıkar ilişkisi, nasıl bir yüzsüzlükdür.
başbakan a karşı el pençe divan durmak şöyle dursun,geleneklerimizin aksine başbakan a gayet özgüvenli davranan başbakan ın da saygı duyduğunu belli ettiği nadir insanlardan biri.
liboş tayfanın bayrağını sallayanlardan.
türkiye'deki 86 yıllık statükocu egemen güçlerin bok atma çabalarına rağmen, demokratik duruşundan bir milim sapmayan, eğriye eğri, doğruya doğru demesini bilen sağlam bir insandır. muhteşem hafızası, bilgi birikimi ve usta kalemi ile genç nesillerin ufkunu açacak bir vizyona sahiptir.
topraklarını sermayeye peşkeş çeken iktidarı durmadan yalıyor, liboş.
para neredeyse oraya giden makyavelist, dönek, asena kılıklı, liboş yazar(!) parçası.
kurbağa kermit'in iktidar yalakası hali.

biz ona kısaca asimile kermit diyebiliriz.
hürriyet yazarı ahmet hakan ın da dediği gibi "her devrin adamı olan" sabah gazetesi başyazarı.

ahmet hakan ile girdiği " kenan evren" polemiğinde tam anlamıyla rezil olmuş, düşüncelerini savunmak yerine hakaret etmeyi tercih ettiği için tamamen gözümden düşmüştür ayrıca.
daha kötü bir iki yazar daha var medyada;

şamil tayyar, kütahyalı jöle 1, yiğit jöleli 2.
her iktidara yakın köşe yazarı.
(bkz: uzaktan kumandalı yazar)

ekleme: lan, sözlük'te bu takma adı kullanan biri varmış. oysa varlığından bile haberim yoktu.
eski bir medya terimi olarak. (bkz: yağdanlık)

(bkz: http://www.gazeteciler.co...laka-yagdanlik-7954h.html)