bugün
- 1 m dolara bu bebeğe sertçe tokat atar mısınız19
- anın görüntüsü16
- icardi1905 silik olsun kampanyası19
- şehirler arası aşk yaşamak9
- hamas bir terör örgütüdür14
- true'nin porno arşivi kaç gb8
- sözlükte ateist gibi takılan yahudiler10
- aleyna tilki10
- sözlük kızından gelin olmaz21
- herkes güncel fiyatını yazabilir mi9
- arkadaşlar sizden bir şey rica edebilir miyim22
- ağaç gövdesi gibi bacakları olan kadın14
- sözlük yazarlarının tatlıları8
- alınan en güzel iltifat14
- kızımın kiminle yatıp kalktığıyla ilgilenmezdim9
- vatandaşlık farkı alan otel21
- cumaya gidenlerin çok azalması10
- bik bik'in balona binmesi34
- en yaşlı özelliğiniz9
- 170 boyunda olduğum için hep reddedildim23
- sabah aç karnına içilen bira13
- bir kadının yemek ısmarlaması14
- ideal duş alma sıklığı14
- futbolcu ismiyle nick almak10
- diyanet işleri başkanına audi 6 tahsis edilmesi15
- icardi190524
- artificialintelligence12
- kız mı erkek mi belli olmayan yazarlar8
- adanada polisin saldırganın ayağına sıkması14
- icardiyi tokat manyağı yapmak12
- suriyeliler suriye'ye dönsün9
- erkeğe ne hediye alınır31
- sırtınızı bir sözlük kızına dayar mısınız17
- uzağı göremeyen insan9
- millet açsa neden kafeler tıklım tıklım18
- 27 nisan 2024 fenerbahçe beşiktaş maçı24
- seni seviyoruz insan olmaya çeyrek kala8
- bik bik moderatör olunca bana kız ayarlar mı8
anayasa mahkemesinin üniversitelerde türbanın serbest bırakılması ile ilgili aldığı red kararına yaşar büyükanıt'ın yorumudur. iki kelime ama çok şey analatıyor.
(bkz: işin özeti)
"zaten bilinen bir şeyin bildirilmesi, tekrarlanması" anlamına gelen söz. "işin özeti" gibi bir anlamı yoktur.
herkes tarafından bilinenin bildirilmesidir. (zorunlu tanım)
bugüne kadar aldığım her nefes üzerine... sağ elimle, kalbim ve beynimle.
var oluşundan bile haberdar olmayan bir kurşun kalem ve elde edemediğim bir silgi. sadece oku.
sürrealist ve gelişigüzel, elimin karaladığı sayısız kaç kelime, niteliksiz cümle. yaşadığım her saniyenin somuta geldiği soyut nesne... anlam karmaşası değil ya da ironi. biraz duygu karmaşası biraz güneş ışığı. aydınlatmak için değil bu kez dünyayı ya da ihtiyaç duyan herhangi bir deryayı. yakamoz kadar geçici değil, onun kadar ihtişamlı. bana sahip olan her şey bazen yazabildiğim iki üç kelime bazen yazamadığım, olamadığım, göremediğim ve duyamadığım latife. gerekesiz ve eksikti her zaman özel dediğim kişiler, rafta tuttuğum ilişkiler...
Hayır shakespeare olmadım ben hiç, çalışmadım da olmaya. perdeye koyduğu her eser, yarattığı dünya idi kendisine, açtı perdelerini her asırda yüzbinlere, ben kapatıyorum zira kimse izlesin istemiyorum.
şiirsel olsun istemiyorum, şiir olsun hiç istemiyorum. sadece istediklerimi yazyıroum. bir süre beni dinle.
birine sarılmak istedim ben ilk defa benim değilken ve hiç benim olmamışken. hiç görmemişken ve kafamda yaratmamışken. öpmek istedim ilk defa hiç tatmamışken, onu hiç yaşamamışken...
kum saatini geri çevirsem bir süre, geri alabilir miyim zamanı? geri dolması için geçen zamanı saymadan anailz edebilir miyim yaşadıklarımı?
ilk, son, orta görüşte aşk saçmalıktan ibaret. görmeden de aşık olursun zira. ellerinle tutamadığın gibi aşkı, gözlerinle de yakalayamazsın her zaman. o da gelip bulmaz ki seni, herşey kader mi? içtiğin suyun minarel oranıysa kader, hissettiğin şeyin adı mıdır doğru? anlatamadıklarımın toptan adı mıdır aşk?
bullshit!
doğumun bir kader değildi. bir başlangıç idi. kader adlı ansiklopedi için. indeksti, önsözdü... çıktığın yolun adıydı. seçtiğin yolun sonucu. ilerlemezsen o yolda ne kader razı ne fikir, sonucu belli yaşam filmi. oscar peşinde, yardımcı oyuncu adı altında bir yönetmen, tüm gerekliliği başarının. mutlu olmak, olabilmek adına çektiğin her nefes, ne kadar pis olsa da hava. mutlu olmak adına, istediğim yanıma bu ne idüğü belirsiz yolda, biraz farklı biraz derin. david fincher'ın çekmediği bir filmlde anti şizofrenik bir marla... tüm sahip olduklarım sığmışken bir dileğe... o dilek ki çok nettir, iki kelime bir cümle.
ne bu kağıdın alabileceği derinlikte, ne de bu kalemin yazabileceği gerçeklikte.
belki bir tabloda picasso'nun çizdiği. aynen soyutluktan fırlamış bir somut gibi.
yazmaya başladığımda açık ve netti. artık biraz zor biraz sisli. . .
gecenin bir saati ya da hayatın her şekli...
(bkz: malumun ilami)
bugüne kadar aldığım her nefes üzerine... sağ elimle, kalbim ve beynimle.
var oluşundan bile haberdar olmayan bir kurşun kalem ve elde edemediğim bir silgi. sadece oku.
sürrealist ve gelişigüzel, elimin karaladığı sayısız kaç kelime, niteliksiz cümle. yaşadığım her saniyenin somuta geldiği soyut nesne... anlam karmaşası değil ya da ironi. biraz duygu karmaşası biraz güneş ışığı. aydınlatmak için değil bu kez dünyayı ya da ihtiyaç duyan herhangi bir deryayı. yakamoz kadar geçici değil, onun kadar ihtişamlı. bana sahip olan her şey bazen yazabildiğim iki üç kelime bazen yazamadığım, olamadığım, göremediğim ve duyamadığım latife. gerekesiz ve eksikti her zaman özel dediğim kişiler, rafta tuttuğum ilişkiler...
Hayır shakespeare olmadım ben hiç, çalışmadım da olmaya. perdeye koyduğu her eser, yarattığı dünya idi kendisine, açtı perdelerini her asırda yüzbinlere, ben kapatıyorum zira kimse izlesin istemiyorum.
şiirsel olsun istemiyorum, şiir olsun hiç istemiyorum. sadece istediklerimi yazyıroum. bir süre beni dinle.
birine sarılmak istedim ben ilk defa benim değilken ve hiç benim olmamışken. hiç görmemişken ve kafamda yaratmamışken. öpmek istedim ilk defa hiç tatmamışken, onu hiç yaşamamışken...
kum saatini geri çevirsem bir süre, geri alabilir miyim zamanı? geri dolması için geçen zamanı saymadan anailz edebilir miyim yaşadıklarımı?
ilk, son, orta görüşte aşk saçmalıktan ibaret. görmeden de aşık olursun zira. ellerinle tutamadığın gibi aşkı, gözlerinle de yakalayamazsın her zaman. o da gelip bulmaz ki seni, herşey kader mi? içtiğin suyun minarel oranıysa kader, hissettiğin şeyin adı mıdır doğru? anlatamadıklarımın toptan adı mıdır aşk?
bullshit!
doğumun bir kader değildi. bir başlangıç idi. kader adlı ansiklopedi için. indeksti, önsözdü... çıktığın yolun adıydı. seçtiğin yolun sonucu. ilerlemezsen o yolda ne kader razı ne fikir, sonucu belli yaşam filmi. oscar peşinde, yardımcı oyuncu adı altında bir yönetmen, tüm gerekliliği başarının. mutlu olmak, olabilmek adına çektiğin her nefes, ne kadar pis olsa da hava. mutlu olmak adına, istediğim yanıma bu ne idüğü belirsiz yolda, biraz farklı biraz derin. david fincher'ın çekmediği bir filmlde anti şizofrenik bir marla... tüm sahip olduklarım sığmışken bir dileğe... o dilek ki çok nettir, iki kelime bir cümle.
ne bu kağıdın alabileceği derinlikte, ne de bu kalemin yazabileceği gerçeklikte.
belki bir tabloda picasso'nun çizdiği. aynen soyutluktan fırlamış bir somut gibi.
yazmaya başladığımda açık ve netti. artık biraz zor biraz sisli. . .
gecenin bir saati ya da hayatın her şekli...
(bkz: malumun ilami)
ekseriyetle malumun ilanı şeklinde kullanılan, fakat çok da yanlış yapılmayan ifade.
malumu ilam; bilineni bildirmek veya ona yeltenmek, malumu ilan ise bilineni duyurmak anlamdadır.
malumu ilam; bilineni bildirmek veya ona yeltenmek, malumu ilan ise bilineni duyurmak anlamdadır.
sıkça malumun ilanı şeklinde yanlış söylenen deyim.
"herkesin bildiğini ortaya koyup bundan dolayı takdir beklemek/almak" var bir de ki en beteri budur.
olum çok tırtsınız lan vallahi çok tıraşsınız kimse kusura bakmasın.
duyar kasanlarda çok oluyor bu mesela:
adam açlık başlığına
"kimse aç kalmasa keşke :(" minvalinde bi boklar karalıyor sonra bu adam sözlüğün en iyi yazarlarından birisi falan oluyor bilmem ne ya da kahvehane seviyesindeki muhalefetiyle akp eleştirisi yapıyor, hayvan sevgisini gösteriyor, yaşlılara otobüste yer veriyor falan bunu da gözümüze sokuyor vs... neyse uzatmayacağım da şaka gibi amk.
he sikimde mi? değil (biraz sikimde ama onun da nedeni başka) kıps.
her neyse şunun farkındayım bu leş yerde kimsenin muazzam çıkarımlar, zihin açıcı fikirler beklediği yok, ben de beklemiyorum ama sıradanlığın ve basitliğin yüceltilmesi de hoşuma gitmiyor o kadar. ben bi sik mi yazıyorum sanki? yooo bildiğin sıçıyorum sözlüğe o zaman benim de hakkım neyse o verilir geçilir bunu demek istiyorum sadece.
üçüncü şahıslara isim vermeden laf sokan kezban oldum sanırım. ehehehe komik benje.
not: arkadaşlar neden böyle oluyor? *
olum çok tırtsınız lan vallahi çok tıraşsınız kimse kusura bakmasın.
duyar kasanlarda çok oluyor bu mesela:
adam açlık başlığına
"kimse aç kalmasa keşke :(" minvalinde bi boklar karalıyor sonra bu adam sözlüğün en iyi yazarlarından birisi falan oluyor bilmem ne ya da kahvehane seviyesindeki muhalefetiyle akp eleştirisi yapıyor, hayvan sevgisini gösteriyor, yaşlılara otobüste yer veriyor falan bunu da gözümüze sokuyor vs... neyse uzatmayacağım da şaka gibi amk.
he sikimde mi? değil (biraz sikimde ama onun da nedeni başka) kıps.
her neyse şunun farkındayım bu leş yerde kimsenin muazzam çıkarımlar, zihin açıcı fikirler beklediği yok, ben de beklemiyorum ama sıradanlığın ve basitliğin yüceltilmesi de hoşuma gitmiyor o kadar. ben bi sik mi yazıyorum sanki? yooo bildiğin sıçıyorum sözlüğe o zaman benim de hakkım neyse o verilir geçilir bunu demek istiyorum sadece.
üçüncü şahıslara isim vermeden laf sokan kezban oldum sanırım. ehehehe komik benje.
not: arkadaşlar neden böyle oluyor? *
Artık herkes tarafından bilinen, kabul görmüş bir şeyi dile getirmek, dillendirmek.
güncel Önemli Başlıklar