bugün

gustave flaubert'in, üzerinize afiyet, her bakımdan pek bi doyumsuz olan bir kadını anlattığı etkileyici yapıtıdır.
iğrenç bir kadının anatomisinin Türk düşmanı (bkz: gustave flaubert) 'dan anlatıldığı öss sorularına meze olmuş bir romandır..Madame Bovary bir doktorla evli iken yemediği halt kalmamış iki herifle aşk yaşamış,eve haciz getirmiş ve sonunda da intihar etmiş bir kadındır..

Mr. Homais karakteri(aynı mesleğin erbabı olmamızdan ötürü heralde) aklımda kalan ve kitabın belirleyici,babacan biraz da kurnaz karakteridir....
realizm akımının etkisinde yazılmış ilk romanlardan biridir..
claude chabrol'un 1991 tarihinde basarili bir sekilde beyaz perdeye tasidigi gustave flaubert romani. madame bovary'nin yasadigi ask acisi anlatiliyor.
alakali olarak (bkz: die leiden des jungen werthers)
sıradışı ve ahlaki çöküntü olarak tanımlanan tutkular yaşayan bir kadın kahramanın ,yazıldığı dönem için hoş karşılanmaması romanın ve flaubert in büyük tepkiler almasına neden olmuştur
Realist bir romandır..: Madam'ın tam adı emma bovary'dir.Yazarımız Gustave flaubert.
yayımlandığı dönemde yasaklanmıştır kitap, toplum ahlakına aykırı olduğu gerekçesiyle... Emma evli ve aşık ya... Hem de Fransa'da .. Aşk insanlarının ülkesi. Ne diyim!
lisede her sınıfta mutlaka birilerinin okuduğu kitaplardan biridir. *
her lisede okutulmayan bir kitaptır.
keske tum liselerdeki erkek ogrencilere okutulsa da erkekler buyurken karsılarına cıkan kadınların ne istedigini bilseler diye dusunuyorum.
yoksa bir kadın neden aldatsın ki?
bir sebebi olmalı. *

genel anlamda uslup olarak cok akıcı degildir, tasvirler uzundur fakat konusu ilginctir. bu yuzden cok bilinen bir kitap olmustur. evet yazıldıgı donemde tepki toplamıstır. ama; evet bir ukala ama var, anna karenina kadar etkin midir, bence degildir.

beyler okuyun, anlayın. hatta ezberleyin. gereklilik parametrelerinizin icine bu iki kitabı sıgdırın.
ilkokul çağlarında daha gözüm bile açılmadan nerden elime geçtiğini bile bilmediğim ama ağzımın sulanarak okuduğum başrolünde çift kaşarlı bir ablanın olduğu derinnn bir roman.
gustave flaubert'in ölümü yazmak ve ölürken yaşanan duyguları anlatmak için doktor gözetiminde intihar ettiği kitabın ismidir.
(bkz: bu kadar da realist olunmazki)
gustave flaubert' in " madame bovary kimdir ? " sorusuna " madame bovary benim. " diye cevap verdiği, şahsıma göre son derece sıkıntılı ve buhranlı bir kitap olan ama realizmin baş yapıtlarından biri olarakta sayılan eserdir.
ucuncu napolyon döneminde yasanan kepazelikleri yazan gustave flaubert'in bir romanidir. bu romanin matragini woody allen bir hikayesinde kendi uslubu ile yapmistir.
edebiyata bovarizm teriminin girmesine yol açan roman.
fransız edebiyatından ilginç bir kadın karakter. kimilerine gore ahlaksız, kimilerine goreyse ne istedigini bilmeyen doyumsuz biri..
--böyle spoiler olmaz olsun--
bildiğin orospudur kendisi
--oldu artık bir kere--
kapana kısıldığı için hakettiği hayatı yaşamadığını düşünen bir kadının istediklerini elde ettiğini sanarak son noktaya kadar hem kendini hem etrafındakileri aldatmasını anlatır roman. madam bovary nihayetinde intihar eder, çünkü çıkışı olmayan bir kapan yaratır zamanla kendisine.
realizm deyince akla gelen roman çok güzel betimlemeler barındırır.
anekdot: 2007 yılında vizyonlarımızda yer alan Little Children filmi sonu itibariyle romanı tam anlamıyla baz almasa da modern bir madam bovary gösterir bizlere.
okuma şerefine teknik aksaklıklar sebebiyle nail olmadıysam da filmi izlediğim bir eserdir. film versiyonu vasattır.
"evlenmek" eyleminin içine girmeyi çok çok istediğini zanneden, boşluklar içinde ne istediğini bilmeden buhranlı bir şekilde ordan oraya koşan bir kadının hikayesi. evlenir, ama kocasına bin bir mana bulur onu sevmemek için bin türlü sebebi vardır kendine göre. sonra çocuğu olur çocuğunu bile sevmez. sevgilisi olur bi onu sever oda bunu öpüp koklayıp terkeder sonra bu çıldırmanın eşiğine gelir kocasından iyice nefret eder sonra yine bir sevgilisi olur oda terkedince artık bir buhran anında ölüp gider pişmanlık ve sancılar içinde.
insan yaşamının yer,zaman ve millet farkı gözetmeksizin ne kadar birbirine benzediğini düşündürten,realist akımın köşe taşlarından harika roman.
yeni türk edebiyatı hocamdan öğrendiğime göre bovaryzm diye bir akım başlatmış roman.
(bkz: doyumsuzluk)
emma karakterinin intiharıyla biten roman. Kişisel iç bunalımı, çatışmayı konu almıştır.
Türk ve dünya edebiyatında ki benzerleri
(bkz: Aşk-ı memnu)
(bkz: anna karenina) *
dunya romaninin basyapitlarindan biri.
yayinlandigi donemde ahlaka aykiri bulndugu gerekcesiyle mahkemelik olmasina ragmen aklanmis ve buyuk gurultu koparmistir. ozellikle emma bowary gercek anlamda ilk kadin karakterdir dunya romaninda.
kendisinden sonra yazilan bir cok romana ilham kaynagi olmasinin yaninda usluba en cok onem veren yazarlardan olan gustav flaubert'in kelimeleri ozenli secisi nedeniyle yazmi yillar alan roman, tekniginin saglamligi, uslubunun farkliligi ve ozellikle realist tarzi sayesinde klasiklerden ilk akla gelenlerden biri.
mutsuz bir kadının iç dünyasına; isteklerine, fantezilerine, acılarına, sevinçlerine ve yanlışlarına ayna tutan romandır.

'mutlu değildi, hiçbir zaman da mutluluğa kavuşamamıştı. yaşamın bu yetersizliği, dayandığı şeylerin bu birdenbire çürüyüverişi neden ileri geliyordu? ama bir yerde güçlü kuvvetli, yakışıklı bir ruh, melek kılığına girmiş bir ozan yüreği, şiirlerini göklere yükselten tunç telli bir saz varsa, ne diye raslantı sonucu gelip emma'yı bulmasındı? ama hiçbir şey, bir araştırma yapmanın zahmetine değmiyordu; her şey yalandı çünkü. her gülümseyiş sıkıntılı bir esneme, her sevinç bir lanet, her zevk bir tiksinti gizliyordu; en güzel öpüşler bile insanın dudaklarında daha yüksek bir şehvetin gerçekleştirilemeyen isteğinden başka şey bırakmıyordu.'

'güzel bir günün sıcağında
sevdayı düşünür küçük kız hep'

--spoiler--
yaptığı büyük hataların hesabını acılar içinde kıvranarak ölmekle ödeyen bovary'nin aslında tek suçu aşkı aramaktı.. ne yazık ki bulamadı.
--spoiler--
lisedeyken yıllık ödev zorunluluğum olduğu için sayfalarını atlaya atlaya okuduğum roman.
doyumsuz bir kadın -emma olur kendisi-cesaret ve aptallığı bir arada bulunduran kadın portresi