bugün

Bir zamanlar acar bir gazeteci iken geçtiğimiz günlerde ispanya kraliçesi olan 41 yaşındaki bayan. Hemşire bir anne ile gazeteci bir babanın kızı olan Letizia Ortiz, baba mesleğine el atıp hırsı, azmi ve güzelliği ile kısa sürede parladı. ABC televizyonu haber ajansı EFE ve CNN + kanalında çalıştı. 11 Eylül saldırıları ve Irak Savaşı sırasında sahadan haber yapan gazetecinin talihi, 2002'deki Galiçya'daki tanker felaketi sırasında döndü. Ortiz, Prens Felipe ile tanıştı. Bir yıl içinde nişanlanan çift Avrupa basınının en çok merak ettiği çift oldu.

Prenses Letizia, "resmi kız arkadaş" titrinden prensesliğe giden her adımda "stil ikonu " kimliği ile parladı. Özellikle ingiliz basınında 'Kate Middleton'ın yeni sürümü' olarak anılsa da Letizia bu görevi ondan çok önce üstlenmişti. Balenciaga, Boss, Dior ağırlıklı bir gardroba sahip olan Letizia, ispanyol modasını da patlattı, Madrid Moda Haftası'nın moda takviminde önemli bir yere gelmesini sağladı. Middleton ve Michele Obama'nın "halka yakınım" mesajı vermek için kullandığı " orta sınıfI da görelim" ekolünün de öncüsü. Prenses ispanyol markaları Zara ve Mango'nun tasarımlarını sıklıkla giyerek gönüllü mankenliğini yaptı. Giydiklerini tekrar tekrar giyme trendini başlattı. Ayakkabı markaları Pura Lopez ve Magrit'i ihya etti. Gelinliğini de tasarlayan Manuel Pertegaz'ı 'seçkin modacı' ligine taşıdı. Eski cumhurbaşkanı eşi Carla Bruni Sarkozy'i ziyaret ederken giydiği Felipe Varela tasarımı elbiseyle "Bruni'den bile güzel" başlıklarıyla basına taşındı, tasarımcının satışlarını patlattı. 16 baget pırlantadan oluşan Suarez tasarımı nişan yüzüğü, hala en çok taklit edilen modellerin başında geliyor.

Ancak Letizia, herkesten moda dünyasından aldığı kadar alkış almadı. Prensesin "avam takımından" olması bir yana, daha önce bir evlilik geçirmiş olması da muhafazakar ispanyolların hiç de hoşuna gitmedi. Üstelik 26 yaşında lise yıllarında öğrencisi olduğu edebiyat hocası ve yazar Alonso Guerrero'yla 19 yıllık bir birlikteliğin ardından, 1998'de bir yıl süren bir evlilik yapan Letizia'nın "skandal" hareketleri bununla da bitmiyordu. Gazeteci Isidre Cunill'in yazdığı "Letizia Ortis: Kralın Çemberinde Bir Cumhuriyetçi" adlı kitaptaki iddialara göre, prenses üniversite yıllarında esrar içmekten gözaltına alınmış ve istenmeyen bir hamilelik yaşamıştı. ispanya'da o yıllarda kürtajın yasak olması nedeniyle Meksika'da bir kliniğe başvuran Ortis,taç giydikten sonra ispanyol Gizli Servisi CNI'ı devreye sokarak, kayıtları ettirdi. Prenses Letizia'nın ilk eşine eski fotoğraflarını yayımlamaması için 600 bin Euro verdiği de söylendi. Prens Felipe'nin , eşinin bir önceki evliliği ile ilgili tek bir bilginin yayımlanmaması için tüm imkanlarını da kullandığı söylentiler arasında.

Prensesin başı, geçen yıl kuzeni David Rocasolano'nun yazdığı "Adios Princesa" (Elveda Prenses) adlı kitap yüzünden de ağrıdı. Kitapta 40 yaşındaki prenses, "Kontrol bağımlısı, obsesif ve paranoyak" olarak tanımlanıyordu. Kuzeni Rocasolano, Letizia'nın en büyük korkusunun sırlarının aile üyelerince ifşa edilmesi olduğunu iddia ederek "hürremvari" hareketlerle içindeki düşmanı saptamaya çalıştığını söylüyor: "2005'te ilk kızı Leonor doğmadan önce tüm aile üyelerini bir araya getirerek toplantı yaptı. Oğlu olacağını, ismini de Pelayo koyacağını söyledi. Amacı bu haberi basına kimin satacağını öğrenmekti." Kitabı kuzeninin yazdığı göz önüne alınırsa, paranoyak olmakta pek de haksız sayılmaz.

ispanyol Lady Di'si olarak adlandırılan Letizia, Diana'nın ilk zamanlarının aksine, sindirilmiş bir figür olmayacağını daha nişan töreninde göstermişti. Nişanlandıktan sonra ilk resmi basın toplantısında çok konuştuğu için kendisini susturmaya çalışan Prens Felipe'ye "Lafı ağzıma tıkma, izin ver konuşayım!" diyerek basın mensupları önünde şaka yollu çıkışan Letizia'nın girişken tavrı ispanya basınında hoş karşılanmadı. La Razon gazetesi, prensesi utanç verici bir servet avcısı olarak tanımladı. Basın, o günden bugüne prensesi acımasızca eleştirdi. 2008'de rahat nefes alamadığı gerekçesiyle burnunu yaptıran Letizia, Epoca dergisi tarafından "estetik bağımlısı olmakla" 2007'de ikinci çocuğu Sofia'yı doğurduktan sonra gözle görülür bir şekilde kilo verince haber sitesi Vanitatis tarafından "anoreksiya ve bulimiaya hastası" olmakla itham edildi. (Aslı Barış, Hürriyet, 08.06.2014)