bugün

ismet özel'in marmara fm'deki radyo konuşmalarını topladığı kitabıdır.
bir semerkand tv yapımı.
http://youtu.be/6tZL_xuGluM

"1-cennetin bedeli 'la ilahe illallah'tır. (süyûti, el-camiu's-sağir)
2-rahmetim gazabımı geçti. (buhârî, tevhid, 15, 22, 28, 55)
3-"âmentü billah" de, sonra da dosdoğru ol. (müslim, iman, 62)
4-allahu tealâ muhakkak ki sizin suretlerinize ve mallarınıza bakmaz. fakat kalplerinize ve amellerinize nazar buyurur. (müslim, birr)
5-bir kişinin kalbi dosdoğru olmadıkça (istikamet bulmadıkça) imanı dosdoğru hale gelmez. kişinin dili dosdoğru olmadıkça da kalbi dosdoğru olmaz. (süyûtî, el-camiu's-sagîr)
6-kıyamet gününde âlimlerin mürekkebi ile şehitlerin kanı tartılır, âlimlerin mürekkebi şehitlerin kanından daha ağır
gelir. (süyûti, el-camiu's-sagir)
7-dünyadan rağbetini kes ki allah seni sevsin. insanların elinde olanlardan rağbetini kes ki insanlar seni sevsin. (ibn mâce, zühd)
8-işlerin ancak sonuna itibar edilir. (buhari, kader, 5)
9-sözlerin en doğrusu allah'ın (c.c.) kitabı ve yolların en hayırlısı muhammed'in (s.a.v.) yoludur. işlerin en şerlisi de sonradan uydurulanlardır. (müslim, cuma 43)
10-utanmadıktan sonra dilediğini yap. (buhârî, edeb. 78)
11-cenab-ı hak'tan af ve afiyet talep edin. zira bir kimseye (imanî hususlarda) yakîn ihsan buyurulduktan sonra, afiyetten daha hayırlı birşey verilmemiştir. (buharî, edebü'l-müfred)
12-söz vermek borçtur. (taberâni, el-mu'cemü'l-evsât)
13-yemek sofranıza hepiniz toplanın. yemeğe başlarken de cenab-ı hakk'ın ismini anın, allah o yemeğinizi sizin için mübarek kılar. (ibn mâce, et'ime)
14-insanın kendini ilgilendirmeyeni (mâlâyaniyi) terk etmesi, müslümanlığının güzelliğindendir. (mâlik, muvatta, hüsnü hulk)
15-gerçek zenginlik mal-mülk çokluğu değil, gönül zenginliğidir. (buhârî, rikâk)
16-temizliğe devam et ki rızkın artsın. (ali el-müttaki, kenzü'l-ummâl)
17-cenab-ı hakk'ın en çok sevdiği amel, az da olsa sürekli ve devamlı olandır. (müslim, salât 217)
18-ey insanlar! hayatınız sona ermeden, günahlarınızdan pişmanlık duyarak allah'a tevbe edin. (ibn mâce, salât, 117)
19-günahından tevbe eden, sanki günah işlememiş gibi olur. (ibn mâce, zühd)
20-kişi ile küfür ve şirk arasında namazı terk vardır. (müslim, iman 134)
21-amellerin kıymeti niyetlere bağlıdır. herkesin niyeti ne ise eline o geçer. (buhârî, iman, 41)
22-cennet annelerin ayakları altındadır. (ahmed bin hanbel, el-müsned)
23-haset, ateşin odunu yakıp yok ettiği gibi iyilikleri yok eder. (ibn mâce, zühd)
24-allah tealâ şu kula rahmet eylesin ki, bilerek konuşur ya da susar. böylece dilin zararından korunmuş olur. (ibn mübârek, kitabü'z-zühd)
25-her işittiğini başkalarına söylemek, insana günah olarak yeter. (müslim, ebû davud, hâkim)
26-cebrail bana komşuyu öyle tavsiye etti ki, komşuyu komşuya mirasçı kılacak sandım. (buhâri, müslim, birr)
27-kanaat tükenmez hazinedir. (taberânî, el-mu'cemü'l-kebîr)
28-selâm, kelâmdan (konuşmadan) öncedir. (tirmizi, isti'zân, 11)
29-hiç biriniz kendisi için arzu ettiğini mümin kardeşi için de arzu etmedikçe hakiki mümin olamaz. (buhârî, müslim, birr)
30-tevazu sahibi olanı allah yüceltir, kibirli olanı da allah alçaltır. (süyûti, el-câmiu's-sagîr)
31-allah, insanlara acımayanlara merhamet etmez. (ahmed b. hanbel, el-müsned)
32-ne mutlu o kimseye ki, kendi kusuru başkasının kusurlarıyla uğraşmaktan onu alıkoyar. (deylemî, müsnedü'l-firdevs)
33-müslümanların işini önemsemeyen onlardan değildir. (teberânî, es-sağîr)
34-insanların hayırlısı, insanlara en faydalı olanıdır. (ebu ya'lâ, el-müsned)
35-müslüman o kişidir ki, diğer müslümanlar onun dilinden ve elinden emniyettedir. (müslim, iman, 65)
36-babaya itaat, allah'a itaattir. (münzirî, et-tergîb ve't-terhîb)
37-âlimlerin âbidlere üstünlüğü, benim sizin en alt derecede olanınıza üstünlüğüm gibidir. (tirmizî, ilim 19)
38-güzel sözler sadaka yerine geçer. (buhâri, cihad, 72)
39-kolaylaştırınız, zorlaştırmayınız; sevindiriniz, nefret ettirmeyiniz. (buhârî, edeb, 80)
40-ilmin esirgenmesi helâl olmaz. (deylemî, müsnedü'l-firdevs)"
görsel
“Hayır, hayır! Senin Rabbin hakkı için, onlar aralarında ihtilâf ettikleri meselelerde seni hakem kılıp, sonra da verdiğin hükümden ötürü içlerinde hiçbir sıkıntı duymaksızın sana tam bir teslimiyetle bağlanmadıkça, iman etmiş olmazlar.”(Nisa, 4/65),

“O kendi heva ve hevesiyle konuşmuyor. O, kendisine vahyedilen bir vahiyden başka bir şey değildir.”(Necm, 53/3-4)

mealindeki ayetler, sünnetin, teşriin ikinci kaynağı olduğunun delilidir.

Buna göre, Hz. Peygamber (asm)'in -fiilî, kavlî, takrirî- sünnetini bize ulaştıran sahih hadisleri inkâr etmek büyük bir dinî risk taşımaktadır. Hz. Peygamber'in sünnetinin teşri kaynağı olduğunu inkâr eden veya sahih bir hadisin Hz. Peygamber'in sözü olduğuna inandığı hâlde kabul etmeyen dinin dışına çıkmış olur. Bu husus âlimlerin ittifakla kabul ettiği bir konudur.

Nitekim, imam Ebu ishak b. Rahuye: “Hz. Peygamber'den kendisine gelen bir haberin doğru olduğuna inandığı hâlde –hayatî bir zorlama olmaksızın- onu reddeden kâfir olur.” hükmünü vermiştir.

Yine Suyutî şu şekilde fetva vermiştir:

“Hadis otoriteleri tarafından sıhhatin şartı olarak kabul edilen kriterlere sahip olan bir hadisi inkâr eden kimse kâfir olup Yahudî, Hristiyan ve diğer kâfir kafilelerle birlikte haşrolur.” (bk. Suyutî, Miftahu’l-Cenne fi’l-ihticaci bi’s-Sünne, s.14).
Keza Allam ibnu’l-Vezîr de şunları söylemiştir:

“Hz. Peygamberin hadisi (sözü) olduğunu bildiği hâlde, onu inkâr eden kimse kâfir olur.(bk. el-Avasım ve’l-kavasım, 2/274).
"Fetava’l-lecneti’d-daime" adlı fetva kitabında şu görüşlere yer verilmiştir:

“Sünnetle amel etmeyi inkâr eden kimse kâfir olur. Çünkü, sünneti yalanlamak, hem Allah’ı hem Resulünü hem de ümmetin icmaını tekzip manasına gelir.(bk. Lecne, el-Mecmuatu’s-sanî, 3/194).

https://sorularlaislamiye...-ehl-i-sunnetten-cikar-mi