bugün

-kırılmak, üzülmek, rencide olmak.
-bedende hissedilen kırık olma hali, halsizlik.
- kırgın mısın bana?
+ hayır... aslında evet! ama güzel bir gülümsemen, ellerinin sıcaklığının tekrardan hissetmek, başını gögsüme yaslaman, sıkıca sarılman bana, aslında hiç gitmemiş gibi yanımda olman tüm kırgınlıklarımı yok edebilir... evet sadece bunlardan birisini sevgi ile yeniden yapman aslında hiç kırılmamışım gibi hissettirebilir beni... ama sanırım zor olan kırgınlıkları gidermek değil bunlardan birisini yapmak olsa gerek...
hastalık** belirtisi.
kırılan kişinin kendi dile getiremediği, krıgınlığa sebep kişinin anlaması/anlayabilmesi makbul olan duygu hali.
içinizin parçalanması sızlaması hali.
kırıldımı insan bi defa asla eskisi gibi olamaz... kimseyi kırmayalım..
kalbin tamiri, bozulmasıyla ters orantılı olduğundan dikkat edilmesi gereken hadisedir.
kıran için ne kadar kolaysa, kırılan için o kadar zordur. insanın hayatında bir şeyleri bitirirken, içinde de çok şeyi öldürür.
kırılan insanın hep saf gibi üste çıkması durumudur. ***
görsel

görsel
alınmaktır, üzülmenin yoğun yaşandığı andır. an olmasına rağmen unutulmayanların içerisine kazılan olur çoğu zaman.
"küskünlük" ile karıştırılmaması gerekir.
her 2 kişiden 1'i bunu karıştırıyor. rakam büyük. anlam kargaşası fazla. yazık.
yardımından emin olduğun bir dostunuzun; sizden, öylece, hiç bişey olmamış gibi yardımını esirgemesi durumudur.
:hala kirgin misin bana?
:(aci bir tebessümle) ben kirilmam sana.
:peki kizgin?
:cesetlerin umurunda midir parcalanmak?
:ruh hisseder,diyorlar.
:ne aci! bu demek oluyor ki,ölümden sonra hayat yok.
bir hayli kırıldım,
her şey kadar, herkes kadar, sen kadar,
canıma batan her halin felç gibi indi bedenime,
gözlerimden tut da ciğerime kadar kırgınım!
aslında ne sana, ne olanlara…
kendime kırgınım…
maziye hiç değil, an’a kırgınım.
anlatamadığım, anlayamadığım masalların bana yaptıklarına,
dinlediğim şarkılarda bana seni anlatan şarkıcılara,
beni anlamadığın kelimelerin bana her şeyi anlatıyor gibi geliyor oluşlarına…
bir hayli kırgınım…
beni ben kırdım oysa,
iyi değilim!

Çisel Onat
kızgınlığın gürültüsüz halidir.
her seyi yerinden oynatabilecek guce sahip,
bir kucuk yanma hissi.
vücudunuzun artık takatinin kalmadığı andır. omuzlarınız dik durmayı beceremez , gövdenizi taşıyamacak gibi hissedersiniz, adımlarınız yavaş, bakışlarınız mayhoştur. oyle bir yatağa kıvrılıp , sol tarafa dönük dizlerinzi karnınıza doğru çekip uyumak yada saatlerce öyle kalmak istersiniz.
Son, sessiz "koru beni" çığlığından hemen sonraki aşamadır. Belkide Duyulamadığından gerçekleşir zaten. *
Her şey geçiyorda kırgınlık baki kalıyor.
yutkunma sesinin orkestra şefi olacağı bir durum.
kırıldığımda can yücelin bu dizeleri ruh halimi anlatıyor;

hani insan bazen ne ileri, ne geri tek bir adım atamaz ya..
Birini yanında tutmayı bilmez ama onun yokluğunu da istemez.
Kaybetmeyi göze alamaz ama kazanmak için mücadele etmez.
'Bağlanmaya cesaret edemez ama ondan tamamen kopmayı da beceremez'.
Ne sevilmekten vazgeçer, ne sevmeyi bilir.
Hani çok sonra zaman geçer savrulurlar ya,
O zaman dökülür dudaklardan, itiraf edercesine;

“Ne gözümü alabildim, ne göze alabildim.."
hasta olunacağı hissedildiğinde kullanılan sözcük.

(bkz: üzerimde bir kırgınlık var)
bazen kaderin kendisidir. bazen ömrün yarısıdır.

ne seçebilirsin, ne kaçabilirsin.
kızgınlık ile arasında çok büyük fark vardır.

(bkz: bir harf herşeyi değiştirir)