bugün

Baron'un sağ koludur. Asıl ismi ali'dir. Nizamettin güvenç tarafından bıçaklanarak öldürülmüştür.
öldürmek için değil, değer verilen şeyleri korumak için kullanılır.
görsel
cesaret ve asalet timsalidir. öyle tabanca, tüfek gibi korkak piç işi değildir. önce o kılıcı tutacak yürek ve bilek gerekir. ister spor ve estetik açıdan kullan ister çok zorunlu kalırsan düşmanla göğüs göğüse mücadelede kullan.
bende hafif hafif koleksiyonunu yapmaya başladım. şimdilik 11 adet farklı özelliklerde kılıcım oldu.
(bkz: zülfikar) *
mehmet karahanlı'nın sağ kolu en güvendiği adamı.
dört çubuğun birleşimiyle gövdesi oluşuyor.yumuşak ve sert çeliklerin karıştırılması kılıcın dayanıklılık ve keskinlik gücünü artırıyor.bu basit icat en amansız silahların yolunu da açtı.
Eski dilde şemşir olarak da kullanılmış bir kelime.
eskrim sporunun dallarından biridir.kılıç müsabakalarında geçerli tuş alanı kafa,kollar ve gövdedir.bacakların hedef dışı olmasının tarihsel nedeni eski çağlarda düello yapan atlı şövalyelerin etik olarak birbirlerinin atlarına zarar vermek istememelerinden kaynaklanmaktadır.
kelimenin kökeni iki anlama geliyor:
1.kıl:vücutta çıkan tüyler, özellikle saç, sakal ve bıyıkta bitenlerin her biri.
2.kıl:oldurmak anlamına geliyor. ismet özel kelimenin bu anlamında yola çıkarak "namaz insanı kılar" demişti.

oldurmak veya tüy. acaba nasıl bir mantıkla kılıç türedi? kılıcın adam kesen yanı yani katl kötüdür. ve fakat at binen kılıç kuşanan övgüye layıktır. hele ki küffara kılıç çekmek babayiğitliktir.

öyle ise anlam ilişkisi ne?

yalnız burada kıl'ın erkekte olgunluk simgesi olduğunu es geçiyoruz. ki "tüyü bitmemiş yetim hakkı" deyiminde görüldüğü üzre ergenliğe henüz girmemiş veya içerisinde olanlar için olgunluktan bahsetmek mümkün değil. kaba bir tabir olsa da olgunluk için erkekte kıllanmak önemli. yani gösterge/simge/sembol/remiz olarak.

kıl'ın iki anlamı arasındaki bağı kurduk. şimdi sıra kılıç'la olan bağda:

acaba o ne?

bu konuda da içerisinde kıl geçen deyimlere müracaat şart galiba:

kıl gibi: çok ince.
kıl köprü: (mec.)sırat köprüsü.
kıl kadar: en ufak.
kıl payı: çok az fark.
kılı kırk yarmak: büyük bir dikkatle incelemek, titizlik göstermek.
kıldan kıla: bütün ayrıntılarıyla, inceden inceye.
kılına dokunamamak: en ufak bir zarara maruz kalmamak.

bu deyimlerden anladığım kadar çokca incelik, dikkat ve titizlik isteyen bir şey kılıç. gerek yapımında çeliğin inceltilmesi esnasında, gerekse kullanımında gösterilen hünerler açısından en ince/küçük/zarif hata onu işlevinden edebilmektedir.

bu arada başka bir çağrışım olan kılçık kelimesi çok benzer kılıç kelimesine. kılçık ince ve dikkat edilmediğinde boğazda tahribata neden olabilen bir kemik parçası. balık yemenin en büyük ve titizlik isteyen meşakkati.

tüm bunlar çerçevesinde kılıç ismini boşa almamış. bizler ilk etapta anlamını ve kökle bağlamını hemencecik kuramasakta türkçe'de aynı kökten türeyen tüm kelimeler birbiri ile anlam olarak akrabadır. birbirine o anlam sayesinde bağlanır. bu değmekten ötedir. kök öyle bir anlam içerir; ki kendisinden türeyen tüm kelimeler o kökün içinde mevcuttur. bu yüzden kökler tek kelime ile veya tek anlam ile açıklanamayacak kadar grift bir anlam yoğunluğuna haizdir.
Atilla Olgaç' canlandırdığı ismi ali kılıç olan, Mehmet Karahanlının sağ koludur. Diksiyonu ve rolündeki başarı takdire şayan.
Ağrı ilinin Hamur ilçesine bağlı bir köy.

ilçenin tüm köyleri için:

(bkz: Hamur)
Adıyaman ilinin Gerger ilçesine bağlı bir köy.

ilçenin tüm köyleri için:

(bkz: Gerger)
ingilizcesi 'sword' olan kelime.

Etkileyici şekillerde üretilmiş tipleri olan, bir tarafında elle tutulabilen sapı ve devamında uzun, yassı, keskin metal kısımdan oluşan savaş aletidir. günümüz askerlerinde de bazı tören kıyafetlerinde aksesuar olarak yer alır.
kesici ve delici ilkel bir silah..