kuran ı çökerten gerçekler

Kuranda yazan güneşin çamura battığı gerçeği.

#6220293 numaralı ilk entry beni 2019 yılında oldukça sarsmıştı neyse ki altlarında cevap verildiğini görmüştüm.

"De ki: “Ey kendilerinin aleyhine aşırı giden kullarım! Allah’ın rahmetinden ümidinizi kesmeyin. Şüphesiz Allah, bütün günahları affeder. Çünkü O, çok bağışlayandır, çok merhamet edendir.”

Zumer 53.

Allah sadece şirki affetmez. işlenen her küçük günahda ısrar büyük günaha, büyük günahda ısrar ise imansızlığa doğru götürür.

Ancak peygamberler günah işlemezler. Allah, yaratmış olduğu bu fıtratla hiç günah işlemeyenleri cennete, tek günah işleyeni bile cehenneme koymuş olsaydı kimse cennete gidemezdi.

Beşerdir şaşar. Önemli olan şaştığını kabullenmek, bir daha yapmamaya karar vermektir.
Allah affetmese kulu hiç affetmezdi. işte o zaman dünya da huzur namına bir şey kalmazdı.

Burda önemli olan Allah ın rahmetinden ve gazabından emin olmamaktır.

Yani," ben günahkâr bir kulum, Rabbim beni affetmez, o zaman günahıma devam edeyim" demek gazabından emin olmaktır.

" Aman nasılsa Allah affeder " diye günah işlemekse rahmetinden emin olmaktır.

"Allah’ın azâbından ancak hüsrâna uğrayanlar emin olabilirler.”

A’râf sûresi (7 99)

"Gerçek şu ki, kâfir olanlardan başkası Allah’ın rahmetinden ümit kesmez.”

Yasin 87

"insanlar! Allah'ın vâdi elbette gerçektir, öyleyse sakın dünya hayatı sizi aldatmasın; o çok hilekâr şeytan da Allah'ın kerem ve merhametini ileri sürerek sizi aldatmasın." (Fatır, 35/5)

bir kere okumaktır. kendi kendinizi akıl hastası edip sonra bütün ömrünüzü hastalığınızı savunmakla geçiriyorsunuz.

Sana göre yanlış strateji he mi aslan parçası? Stratejik bir mevzu yok olum ortada, uyandırayım. Bana görelik sana görelik bi mevzu da yok. Din bu, kitap bu, peygamber bu, yaratıcı bu. Bunlara inandın inandın, inanmadın tatava yapma siktir git kumda oyna.

Stratejiymiş, er ryanı kurtarıyo sanki pezevenk.

amaç; kurallarla insanları belli bi yolda tutmak değil.

sınav dünyası bu dünya.

allah-u teala doğru yol bu diyor ve insanları özgür iradelerine bırakıyor.

Kur'an-ı Kerim'deki kesin ve keskin kuralların yanı sıra, Allah'ın sınırsız merhamet sahibi olduğu da çokça vurgulanmaktadır. Yani her zaman için bir açık kapı bırakılmış. Bence bu, netliği bozan bir unsur. Şöyle ki; Allah nasılsa affeder düşüncesi ya da en azından düşük de olsa affedebilme ihtimali olmasa insanlar bu günahlardan daha da uzak durmaz mıydı? Amaç insanları koyduğun kurallar ile kontrol altında, belirli bir çizgide tutmak ise ''allah sonsuz merhamet sahibidir'' gibi ibarelerin yer alıyor olmasının yanlış bir strateji olduğunu düşünüyorum. Ve allah'ın da böyle bir açık vermesi söz konusu olamayacağına göre... evet sırf buradan bile hareketle kur'an'ın gerçek olmadığına inanıyorum; çünkü dediğim gibi eğer amaç buysa kendi içinde çelişki teşkil eden bir durum ortaya çıkıyor. hem bu resmen ağza bir parmak bal çalmaktır. insan eliyle koyulduğu çok belli.

10 / YÛNUS - 45
''Allah'ın onları, sanki günün ancak bir saati kadar kaldıklarını
zanneder, vaziyette yeniden diriltip toplayacağı gün aralarında birbirleriyle tanışırlar.''
yine başka Bir Ayette;
''onlar biz dünyada sadece 1 kaç saat Kaldık- diyecekler.''
ve;
Gerçekten, senin Rabbinin katında bir gün, sizin saymakta
olduklarınızdan bin yıl gibidir. (22 Hac Suresi - 47)
yine, başka bir ayete Bakmaya Sebep göstermeden;
Allah katında bir gün, bizim saydığımız bin yıl gibi olduğundan,
öldüğümüzde Allah katında Sorgulanacağımız Vakit, Bazı günahkarların,
orada kendilerini;
-''biz Dünyada birkaç saat kaldık'' diyerek savunacakları,
dünya ile Ahiret Arasındaki zaman farkını Kavrayabilecek Ne teknoloji
nede zihin olmadığından, Ayetlerden Anlamak Çok Açıktır.
Allah'ın, matematiksel hata yaptığını iddaa edenlere;
1000 yılı 24 Saate bölün Buyrun;
Sonuç;
41 Yıl yapmaktadır.
şimdi gelelim ayette ki
1-2 saate
41 ila 82 Yıla tekamül etmektedir vede inkarcıların
savundukları süre bir kaç saattir...
bu iki ayet Arasında Yıllar olmsına rağmen, kuran'da
en ufak hataya Denk gelinmemektedir.
ve Buradaki Matematik Taktire şayandır, efenim.

Güneşi üfleyerek söndürmeye çalışanların iddiası.

Tanım;
Kuran-ı Kerim i gerçekten anlamak niyeti ile değil de sadece onu bozmak niyeti le eline almış olan veya hiç almamış olan birinin, bilgisi olmadığı halde, bilmediği konuda hüküm yürütmesi sonucu kendi aklınca ortaya koyduğu gerçeklerdir.

Ki bu kişi;
1) çoktan çöktüğü ispatlanmış bir Darwin Teorisini hala Yaşayan bir teori olduğunu iddia edecek kadar cahil biri olabilir.
2) Firavunun Ramses olduğunu On Emir Filminden Öğrenip öğrenmediği kendisine sorulası bir tip olabilir.
3) Tanrı Kuranda Ben Mirası Evin Ailesi arasında Eşit Paylaştırdım dememiştir ki Adaletli paylaştırdım demiştir. Adalet Rakamsal değil Hakça olandır. Bu da Tanrının matematik bilmediğini değil, bunu eleştiren kişinin önündeki apaçık gerçeği yorumlamaktan aciz bir bir beyin yapısına sahip biri olduğunu gösterebilir.

Eğer Öyle ise Bir Ailede Günümüz Miras Hukukunda neden Mirasın Yarısı Anneye Verilirde Diğer yarısı Çocuklara eşit paylaştırılır. O zaman Miras Hukuku uzmanlarınında Matematik bilmediğini iddia edebiliriz. Ama bize denilen Şey Adaletli ve kimseyi madur etmeden HAK paylaşımdır.

Diğer maddelerini dahi açıklamaya lüzum görmeden konuyu bitiriyorum. Karşımızdaki Kişi Neyi amaçlamıştır?
Şovenist davranarak Rayting Yapmayı...

Ne olursa olsun yazmalı doğru yada yalan. Amaç Artılanmak veya eksilenmek amaç Başlığın okunması.
Sonuç;

(bkz: Onyüzbin milyon baloncuk yuttum eheheeeee)

Yazarın Şunları söylediğini duyar gibiyim;

Oooo kaç tane entry girmişler ardımdan eheheeeheehe!
Raytingler bu gece benim, oğlum yaşadık, hemen bak istatistiklerde çıkmışmıyım lan???

Çıktın Çıktın Hayırlı olsun, Kur'an Tarafından Lanetlenenler Listesinde ön Sıralardasın.
Hadi Sevin Ateist Bilim adamı.

(ibretlik kardeş imandan çıktım)
bir aralar benim de kafamı karıştıran, fakat hepsinin * aslını tek tek öğrendiğim bazı şeylerin kuranı çökerttiğini sanmaktır. birinci entry de yazan her şeyin açıklaması zaten vardır, allah sözlük yazarı kardeşlerimden sağolsun bilmediklerimi öğrendim.
(bkz: tamam dağılalım)

sperm tam olarak testislerde üretilmez testestoron hormonları testislerin üstünde yani leğen kemiğinin üzerinde ama kaburgaların altındadır eğer bunla inanacaksanız işte size kanıt.

entryde kur'an adı geçmese küfürlerimden kurtulamayacağınız başlık. ama bu da geçerli: dope - die motherfucker die (bkz: orospu ve çocuğu) (bkz: baba ve piç) (bkz: ırıspı) (bkz: orospu erkekler)

(bkz: izlanda)

kuran'i işletim sistemi sananların olduğunu öğrenmemle mavi ekran vermeme sebep olmuş basliktir.

islam düşmanı hezeyanı bir klişe ifade.

üsenmeden tüm yazılanları okudum. bi deli kuyuya bi taş atmış kırk akıllı çıkaramamış misali tüm yazılanlar. ilk entry kendi içinde zaten çelişkili hangi kafayla yazılmışsa artık! bir teorinin asla kanunlaşamayacağı bilgisine sahip tek bir yazarımızın olması beni oldukça hayal kırıklığına uğrattı. lisede hatta ortaokulda öğrendiğiniz o "teoriler ispatlanınca kanunlaşır"düşüncesini unutun bir kere. yok öyle bir dünya! kanunlaşan hiçbir teori yoktur ve hiçbir kanunun da teorisi yoktur.
cinler metafiziksel varlıklardır. görenleri hatta münasebetleri olanları tanıyorum.
miras mevzusuna gelince, açıp nisa suresinin okunması yeterlidir. mantık çerçevesinde okunduğunda hata olmadığı görülecektir.
cami mevzusuna girmiyorum bile, açıklamak benim harcım değil, zira mühendis değilim!
firavun konusunda ise ingiltere de bulunan cesedin fotoğrafını görmüştüm bir arkadaşım gittiğinde çekmiş fotoğrafı ve çenesindeki kılların bile hala durduğunu söylemişti. firavun bir ünvandır ve kur'an da adı zikredilmemiştir.

kuran'ın testiste üretilen spermi belde üretiliyor sanmasıdır.
(bkz: tarık suresi 7 ayet)

kuran hakikatlarden oluştuğuna göre bu bir paradokstur.

oysa ki paradoks değildir, çökmez.

(bkz: kuran cökertmek)

Windows mu bu amk?

1. maddeden kaybeden başlıktır. diğerlerine cevap vermeye bile gerek kalmıyor.
firavun; eski mısırda hükümdarlara verilen genel isimdir. bahsedilen firavun ll.ramses'dir. kızıldenizde boğularak ölen ll.ramses'in oğlu 19.hanedana mensup 4. fravun merenptah'tır.

1) Eğer boğulan Firavun, Hazreti Musa'nın (a.s) kendisine gönderildiğinde Mısır'ı yöneten Minfetah ise, mumyalanmış cesedi hala Kahire müzesinde sergilenmektedir. Sir Grafton E. Smith Firavun'un mumyasından bandajları kaldırdığında cesedi üzerinde bir tuz tabakası bulunmuştu ki, bu onun denizde boğulduğunun apacık delilidir.

Aciklamalara gore Kizil denizde bogulan ve 40 yildan fazla hukum surebilmis tek Firavun, 2. Ramses`dir. Hakimiyeti 67 yil surmustur. Yaklasik 92 yasinda olmustur.

2) allah (c.c)matematiksel haata yapmayacagına göre sen bu hatayı yapıyorsun.

3) tam tersine evrim teorisi çöktü.alın size daha 2008 yılında olan fakat ateistlerin görmediği gelişme.

Evrim teorisi konusunda yıllardan beri devam eden tartışmalarda dün yeni bir sayfa açıldı. Yeni bulgular bilim adamlarını şaşkına çevirdi. Teori çöktü gibi...
Dünyaca ünlü bilim adamları son yıllarda fosiller üzerinde yapılan incelemenin teorinin şimdiki halini zayıflattığını açıkladı.

Evrim teorisine göre modern insan, 3 aşamadan geçerek günümüze ulaştı. Milyonlarca yıl öncesinde modern insanın ilk atasına Homo Hibilis adı verildi. Ardından Homo Erektus geldi. Ve son olarak insanın şu anki haline ulaştığı Homo Sapiens türü yaşamaya başladı. Ancak bu sıralama dün bilim adamları tarafından yapılan açıklamayla darbe yedi. Amerikalı paleantrolog Maeve Leakey AP ajansına yaptığı açıklamada “Normalde farklı dönemlerde yaşamış olması gereken ilk iki türün tam 500 bin yıl boyunca yan yana hayatlarını sürdürdüğünü belirledik” dedi.

Şaşkına döndüler

2000 yılında Kenya’da yaptığı kazılarda, bir Homo Erectus’a ait kafatasıyla bir Homo Habilis’a ait çene kemiği aynı seviyede bulundu. Yedi yıl süren araştırmalar sonucunda iki fosilin de aynı dönemde yaşadığının anlaşılması bilim dünyasını şaşkına çevirdi. Çünkü Homo Habilus’ların 2.5 ile 1.8 milyon yıl önce, Humo Erectus’ların ise 1.9 milyon yıl öncesinden 250 bin yıl öncesine kadar var olduğu tahmin ediliyordu.

“Keşfedilmeyi bekliyor”

Çalışmaya katılan bilimadamlarından Prof. Fred Spoor’a göre, iki tür muhtemelen yakın alanlarda yaşıyordu ancak birbirlerinin arasına pek karışmıyordu. Birbirlerinden rahatsız olan ve karşılaşmaktan kaçınan iki türün beslenme alışkanlıkları da farklıydı. Homo Habilis’ler daha otçul bir yaşam sürerken, Homo Erectus’lar et de yiyordu. Spoor, elde ettikleri sonuç karşısında yaşadıkları şaşkınlığı “Bu, büyük büyük anneniz ile büyükannenizin kardeş çıkması kadar ilginç” diye anlattı. “Bu sonuç insan evrimin bilinenden çok daha karışık olduğunu ortaya koyuyor” diyen Spoor’a göre, bu türlerin atası olan ve 2 ile 3 milyon yıl önce yaşayan bir tür daha var. Ancak bu döneme ait fosiller şimdiye dek bulunamadığı için bu tür hala keşfedilmeyi bekliyor.

KAYNAK:AKTiF HABER / AP

4) cami insan yapımıdır. çökebilir. allah öyle emretti ise önüne kim gecebilirki...

5) internette o kadar arastırmama ragmen cinlerin olmadıgına dair hiçbir kanıt yoktur.

firavun british müseum dadır, yan yatırılmıştır düz konulsa mükemmel bir şekilde secde vaziyetindedir. git kendi gözlerinle gör, denmesi gereken bi gerçekleme durumudur.

bunun dışında ; evrim teorisine karşı bi sürü bilimadamı vardır. alman bilimadamları enstütüsünün sayfasında devamlı olarak yayınlanan artık binlerce makale vardır.

bunun dışında kanser araştırmaları sırasında, hücrenin bölünmesinin son derece komplike bi olay olduğu ortaya çıkmış ve hücrenin evrim geçirmesi olayının, kanser olabilme ihtimali yüzünden - ki mükemmel hücreler bile hatalı hücre üretebiliyo demektir bu- evrimin pek mümkün olmadığı iddia edilmiştir.

ayrıeten mükemmel bir mideye, karaciğere, kalbe sahip olmayan bir adam, ya da bir nesne, ya da bir canlı, öyle uzun yaşayamaz, senin adam gibi bi karaciğerin yoksa, ya da karaciğerin yarım saat düzgün çalışmasa, sen ölürsün, yani öyle yüzbinlerce yıl sürmez o iş, ilk adama benzeyen "nesne" de mükemmel bi karaciger olmasa, o adam bi saat sonra ölür. nerde kanıtlanmış evrim teorisi?..

onu da geç, üretim sistemi mükemmelleşmemiş bir canlı, doğum yapamaz. o soy devam edemez, o soy devam edemeyince, evrim de olamaz, çünkü evrimi kabul etmenin önkoşulu, o "yarım yamalak" canlıların soylarını devam ettirdiklerine inanmaktır. senin rahmin, yumurtaların komple üreme organın mükemmel olmadan, nerde doğuruyorsun bebek?...bugün annenin doğurduğu bebek, ahanda bizim komşu kadın, alman kadın, bebek tuttu kalbi hatalı doğdu, anca 3 gün yaşatabildiler bebeği. yıkıldı kadın.

hani nerde kanıtlanmış evrim teorisi?...sen nerde yarım yamalak rahimle bebek doğuracaksın?...mükemmel rahimle bile doğuramıyorsun icabında...doguruyosun...ama bebek ölüyo. e bebek ölünce evrim bitmiş oluyo... bundan çıkan sonuç şu; yarım yamalak , tam sistemleri oturmamis bi canli, yasayamiyo, derhal ölüyo. dünyadaki gercek böyle.

oturuyolar kağıt üzerinde teori üretiyolar, bi de onu gerçek sanıyolar...bunu artık bilimadamları da dillendiriyo. sen her canlı cinsi dahil olmak üzere, "kanser" diye bi ölümcül hastalık varken, ve bu hastalık hücrenin bölünme probleminden kaynaklanırken, nasıl evrimden bahsedebilirsin?...ve nasıl "kesinlikle kanıtlandı" dersin ?...kanıtlansa, hatalı hücre bölümünün önüne geçer, kansere çare bulurlar...nerde kanıtlandı?...biraz zor kanıtlanır.

su soyle bu böyle demeyle olmuyor o.
ardını araştıran tarafından salak yerine konursun.
ardını araştırmayanla kanka olun mutlu mutlu takılın.

ateistler dinsiz mi din düşmanı mı?
tutarlı olun kardeşim, dinsizseniz bırakın milletin diniyle uğraşmayı saygı duyun.