bugün

instagram'da atatürk ve ayasofya ile ilgili bir haberde "atatürk'ü neden sevmiyorsunuz?" şeklinde yapılan yoruma muhtemelen 17-18 yaşında olan bir genç tarafından verilen yanıttır. Vallahi çok üzücü.
"biz size kuran'ı okuyup anlayasınız diye gönderdik" diyor. Sen kuran'ı anlamadan boş boş okusan neye? Bu kitap sana okuyup ders çıkarasın diye gönderilmiş. Su gibi okuyup geçmenin kime ne faydası var ve samimi mi? Okuyorum ama ne okuyorum ?
işte atatürk de bu konuda millet dinini anlasın diye çalışmalar yapmış diye biliyorum. Bu konuda ben de pek malumat sahibi değilim ama atatürk'ü bu sebepten ötürü sevmemek yalnızca "aptallık" olur.

görsel
yani bence bu durumu böyle büyütmek yanlış. zamanın şartlarına göre düşünmek lazım. ek olarak allah türkçe bilmiyor mu sanki de buna bu kadar tepki geliyor? allah sonsuz güç kudreti olan bir varlıksa ezanın arapça olup olmamasına karışmaz. kaldı ki koskoca evreni yaratıyor bununla mı ilgilenecek allah aşkına?

her şeyi bırakın da azcık şu dinin hurafelerini öğrenin.
imamların, hacıların hocaların, şıhların şuhların ekmeğini

kestiği için olsa gerek.
Atatürk kuranı ilk türkçeleştiren kişi değildir daha önce de çeşitli türk lehçelerinde kuranlar telif edilmiştir hatta satır arası deyimi kuran satırları arasına yazılan meallerden gelir Atatürk’ün asıl hizmeti türkçe tefsir hazırlatmasıdır.
Atatürk, kazım karabekirin teşvikiyle 1930 lu yıllarda bu konudaki ihtiyaç ve zarurete binaen kuran tefsiri ve tercümesinden sonra aynı zamanda imam buhari nin hadis kitabı sahihi buharinin de tercümesini bizzat yaptırtmıştır. Hadis inkarcıları bunu da bilmezler tabi. Gençler çok cahil. Düşmanlık ise cahillikten ileri gelir..

--spoiler--
ilk hadis çalışmasını Atatürk yaptırmış

"Diyanet'in Konulu Hadis Çalışması Atatürk döneminden sonra bir ilk"

05.06.2008 - 10:10 |

Diyanet Vakfı Yayın Kurulu Başkanı Prof. Dr. Mustafa saim Yeprem, Türkiye Cumhuriyeti kurulduktan kısa bir süre sonra Atatürk’ün Meclis kararıyla özel bir bütçe ayırarak Kuran tefsiri ve tercümesi ile hadis çalışması yaptırdığını söyledi.

Diyanet işleri Başkanı Prof. Dr. Ali Bardakoğlu’nun, Kuran ve hadis çalışmasının Atatürk’ün projesi olduğunu açıklaması, kamuoyunda yankı buldu. Türkiye Diyanet Vakfı Yayın Kurulu Başkanı Prof. Dr. Saim Yeprem, Bardakoğlu’nun sözlerini açıkladı. Yeprem Atatürk’ün 1920’lerin sonu 1930’ların başında Kuran tefsiri ve tercümesi ile hadis çalışması yaptırdığını belirterek, Atatürk’ün projesinin islam dinini temel iki kaynağından dönemin en son şartlarına göre Türk halkına sunmak olduğunu belirtti.

Atatürk özel bütçe ayırdı

Atatürk’ün her iki çalışma için Meclis kararı çıkartarak, özel bütçe ayırdığını söyleyen Yeprem, şunları anlattı: “Kuran tefsiri için Elmalılı Hamdi Efendi, Kuran tercümesi için Mehmet Akif Ersoy’u, hadis çalışması için ise Babanzade Ahmet Naim Bey’i görevlendirdi. Ancak Mehmet Akif Ersoy tercümeden vazgeçince Elmalılı Hamdi hem tefsir hem tercümeyi yaptı. Hadis çalışmasını 3 yıl sürdüren Babanzade Ahmet Naim Bey vefat edince, yarım kalan çalışmayı Kamil Miras yürüttü. Kuran tefsiri ve tercümesi, ‘Hak Dini Kuran Dili’ adında 9 ciltlik tefsir ve tercüme olarak yayınlandı. Hadis çalışması ise ‘Sahih-i Buhari Muhtasarı Tecridi Sarih Tercümesi’ adıyla yayınlandı.

1935’te yayınlandı

Bu iki tefsir 1935 yılında 10 bin nüsha basıldı. Dönemin hayatta olan bütün ilim adamlarına dağıtıldı. Biri de bana dedemden intikal etti. Üzerinden 50 yıl geçtikten sonra o güne kadar Diyanet işleri Başkanlığı tarafından basılıp dağıtılan Kuran tefsirleri, Elmalılı Hamdi Bey’in varisleri tarafından basılmaya başlandı. Hadis tercümesi ise Diyanet işleri Başkanlığı’nın en çok baskısını yaptığı eserlerin başında geldi.”

Atatürk’ten sonra ilk

Atatürk’ten sonra bir daha böyle bir şeye teşebbüs edilmediğini belirten Yeprem, “Oysa dil ve günün şartları çok değişti. Bu nedenle Diyanet işleri Başkanlığı ’Konulu Hadis Çalışması’adı altında bir proje başlattı. iddia edildiği gibi yapılan ’ılımlı islam’ya da ’hadis ayrıştırmak’ değil. Atatürk’ün projesinde olduğu gibi islam dinini temel iki kaynağından dönemin şartlarına ve diline göre halka anlatmak. Bu yıl sonunda tamamlanmasını planlıyoruz. Atatürk döneminden sonra yapılan, hatta kapsamı olarak Cumhuriyet tarihinde bir ilktir” dedi.

Vatan

https://www.haberturk.com...laf-kalabaligini-biraksin
--spoiler--
Bu kafaya torbacı vasıtası ile ulaşamazsınız.
Kuran Türkçeye 1000 yıl önce çevrildi. Şu saf kötü,zır cahillerin içinde yaşamak da bizim lanetimiz herhalde.
Kuran’ı okuyanların anlaması için verilmiş bir çaba yüzünden Atatürk’e düşman olmaktır. Ayasofya’nın cami yapılmasının bu kadar istenmesinin sebebi de atatürk düşmanlığıdır. Bir hikaye vardı karadeniz’in bir köyünde mevlütte kuran okunurken bir arap’ı gülme krizi tutmuş. Yanındaki Türk sormuş kuran okunuyo niye gülüyosun diye. Arap demiş ki “kadınların adet dönemini anlatan ayetler okunurken millet ağlıyo ona gülüyorum.”
https://en.wikipedia.org/wiki/Quran_translations

kuran onlarca ayrı dile çevrilmiştir. eski zamanlardan beri. atatürk ün ortaya çıkardığı bir iş değil.
Sever sevmez sizene kardeşim sevmek zorunda mı.
ata sadece kuran değil ülkede birçok şeyle oynadığı için pek sevilmiyor. benim işim olmaz seven sever sevmeyene de saygı duyarım nevet..
Kur'an-i Kerim mutlaka tefsiri ihtiyaç duyar. Zaman ve mekana göre donduramazsınız. Bir şiiri bile çevirdiğiniz zaman birçok eksikle karşılaşırsınız. Hiçbir zaman çeviri şiirin yerini tutmaz.
Bu bakımdan asıl olan kur'an-ı kerim'dir. Tabii ki anlamak için tefsire Türkçesi ne bakmakta fayda vardır. Bu bakımdan Mehmet Akif Ersoy'un Kur'an tefsirini neden imha ettiğini de düşünmeniz gerekir kur'an-ı Kerim Türkçeye Türklerin islamiyet'i kabulü ile birlikte çevrilmeye başlamıştır. Zannettiğiniz gibi Atatürk döneminde değil. 1 defa siz Arap alfabesi ile Arapçayı karıştırıyorsunuz Arapça bir dildir Arap alfabesi ise her dilin kullanabileceği bir alfabe.... Bugün Türk alfabesi de desek aslında Latin alfabesinin kullanıyoruz. Latin alfabesi ile yazılan türkçedir. Arap alfabesi ile yazılan da türkçedir. Arap alfabesi ile yazılmış çok Türkçe Kur'an tercümeleri vardır.
Bunlar eğitilebilir kafada olmayan ve üremeyi seven insanlar. Ülke nüfusunun yüksek bir kısmını bunlar oluşturuyor.
Anlamak batmıştır.