bugün

kitabın 319. sayfasında ağlamak ve gözyaşı ile ilgili güzel tespitler var.
"gözyaşları insanlara neler neler anlatırdı. her gözyaşının ayrı bir anlamı vardı. her damlanın hangi zamanda, hangi mekanda, hangi kişiyle paylaşıldığı önemliydi. .... damladığı, süzüldüğü, aktığı veya kana dönüştüğü zaman hep ayrı manaları vardı. gözyaşları gizli duyguları açığa çıkaran mektuplar gibiydi."
lale devrini öğrenmek isteyenlerin okuması gereken kitaptır. padişahın, veziri ve damadının devleti bir yandan birçok yeniliklere açarken bir yandan da halkı nasıl fakirliğe götürdüklerini görmek açısından faydalı bir eser.
lalenin osmanlı ve istanbul için önemini öğreneten bir kitap.
hafız çelebiyi tanıtan kitap.
damat ibrahim paşanın ne kadar zeki olduğunu, bulmaca çözmeyi ne kadar sevdiğini öğreten kitap.
üç hilal örgütü diye bir örgütün olduğunu anlatan kitap.
patrona halil'in kim olduğunu, nasıl birisi olduğunu anlatan kitap.
divan edebiyatının lisede öğretilmeyecek kadar derin bir konu olduğunu hatırlatan kitap. divan edebiyatının sadece "mefailün failün"lerden ibaret olmadığını, konu içinde konu, bilgi içinde bilgi, imge içinde imge ile dolu olduğunu gösteren kitap.
eleştiri:
kitapta yüzlerce bilinmeyen kelime var. bir çoğunu cümle içi olarak sözlüğün içine de serpiştirmeye çalıştım. kitabın akıcılığını aşırı derecede bozuyor bu durum. keşke dipnotlarla bu kelimeler açıklansaymış.
son söz: okuması zor olsa da çok iyi bir kitap.
siyah- mor arası bir lale ismi olduğunu öğrendiğiniz, osmanlı tarihine değişik bir bakış açısı geliştirmiş, mistik ve hüzünlü bir kitap imi.
"iskender Pala bu kitabı yazmadan önce oldukça fazla tarama yapmıştır,kaynak okumuştur." dediğim kitap.Kitapta beni sıkan nokta çok fazla betimleme yapılması,gereksiz ayrıntıya girilmiş olmasıydı.Ama genel anlamda kurgusu güzel olan,okunması gereken bir kitap.
harika bir kurgusu olan, son sayfalarına dek düğümün çözülmediği,çözdüm sandıkça çetrefilleşen, elinizden bırakamadığınız, iskender pala nın duru anlatımı ve güzel türkçe si ile okunası kitap...
iskender pala'nın harikulade eserlerinden biridir, kitapta anlatılanların gerçek olması okuyucu kendine daha çok çekmektedir.
Lale devrinde yaşanan ve Bir laleden yola çıkarak sevgiliye kavuşma serüvenini anlatan, tamamen iskender pala'nın kusursuz kaleminden çıkmış, okunması gereken bir romandır.
külhanıyla, mevleviliğiyle, laleleriyle, sarayıyla lale devri istanbul'unu çok iyi belleten, insanda tarihi roman merakı uyandıran, olay örgüsünün bir olayı tadında bırakarak bir diğer mekana atlamakla oluşturulduğu sürükleyici roman.

--spoiler--
sayesinde telif hakkının osmanlı'da geçerli olduğunu öğrendim. helvacılar şiir biçiminde küfür icat ediyorlar ve para karşılığında satıyorlarmış. rivayete göre icat ettikleri küfrü sadece bir kişiye satıyorlarmış, elinde daha evvel kullanılmış küfür tutmuyorlarmış, hatta küfür satın aldıkları kişilere küfrü unutmaları için yemin ettiriyorlarmış. küfür satacakları kişilere ise küfredilecek kişinin yaşı ne sakatlığı var mı gibi sorular soruluyormuş ki küfür zalimliğe dönüşmesin. (bkz: namuslu küfürbaz)
--spoiler--
bilimum tarih romanları kitaplarında ekseri saray içi olayların ve entrikaların olduğu birçok hikayelere maruz kaldığımız bir ortamda aslında osmanlı döneminde normal insanlarında yaşadığını ve her yerde etkili olabildiğini avam tabakasının nasıl hayatları olduğunu anlatan damakta tat bırakan romantik bir macera iskender pala dan.
çoğu yabancı aksiyon macera veya gerilim türleriyle aşık atabilecek bir o kadar da romantizm ve estetizmde de iddialı romanın zihine çakılı kalan ismi.
"kadın dedi ki : meğer ne kadar vefasızmışsın ! bunca yıl geçti aradan ne bir mektup ne bir haber?

adam dedi ki : ey sevgisi kalbimde yer edinen selvi boylu, senin yüzünü görme bahtiyarlığından ben mahrum iken, o şerefi postacıya mı bağışlasaydım ?"
son dönem türk edebiyatında yazılmış en güzel romanlardan biri. iskender pala bir cinayetin izini sürerken herzamanki gibi aşkı unutmamış. yabancı yazarlarla baş edebilecek bir yazar olduğunu kanıtlamıştır. (bkz: matem damlası)
(bkz: Matem damlası)
yeni bir yazar. hoşgelmiş.
türkçenin zengin kullanımı, diyaloglara yansıltılmış beni benden almıştır. iskender pala bununla kalmamış 'derkenar'larla, tarihten kesitlerle kitabını zenginleştirmiştir. bizim olan tekke ve divan edebiyatımız sanatçılarını bu dönemde bize tekrar tekrar sevdirmiş onlarla ilgilenmemiz için kapı aralamıştır. kısaca eser altın değerinde, basit bilgiler, basit araştırmalar eşiğinde değil tam tersi şeklinde yaratılmıştır. titiz bir çalışma,düşündürücü eser.
http://bosduvar.com/katre-i-matem/
karmakarisik bittigi icin kafanizda yillarca surecek soru isaretleri birakan bir iskender pala romani.
okumakta olduğum, dili çok ağır olsa da okunası güzel bir kitap.
orta seviye bir kitap. iskender pala sayesinde okunur olmuş, sıkıcı bir konusu var.
lalenin öyküsüdür.
kelimeler anlaşılsa okunabilecek bir kitaptır.
"Haşmetmeab, izn-i şahaneniz olursa huzur-ı hümayununuza mahsus mühim ve tehir kabul etmez bir arzım vardır!"
bu cümlesini okuduktan sonra okumaktan vazgeçtiğim kitaptır.
Okumayanlar için önerebileceğim bir kitap. Hem konu hem anlatış biçiminden iyi bir kitap.

Not: Kitap iskender Pala nındır fakat konuyu kendisi bir açık arttırmada aldığı şiir kitabının içinde bulup kitap haline getirmiştir.
"Haşmetmeab, izn-i şahaneniz olursa huzur-ı hümayununuza mahsus mühim ve tehir kabul etmez bir arzım vardır!" cümlesiyle başlayan padişah-kazasker özel görüşmesi romanın en akılda kalıcı ve başarıyla anlatılmış kısımlarından biridir.
Kendisiyle sevineceğin şeyler az olsun ki, kaybettiğinde üzüleceğin şeyler de azalmış olsun. (Sf:173)
Gündemdeki Haberler
güncel Önemli Başlıklar