bugün

hep aşık olduğum insanlar karadenizli çıktı. nasıl bir şanstır bu bilmiyorum! ama hep çekici gelirler bana. heyecanlı şeker insanlar.
hele bir de rizeli ise candır, canandır.
hep tebessümle anılandır.
kadınıyla erkeğiyle, çalışkan, dürüst, zeki insanlar. hele birde sevda koymuşsanız gönül vermişseniz bir kızına vay ki ne vay. adamı kül ederler kül.

öyle güzel kızlar ki cesareti zigana dağları kadar haşmetli, hırçınlığı karadeniz'in dalgaları kadar öldürücü, işvesi yaylalarda açan kardelenleri gibi, gözlerini karadeniz'in renginden almış, sevdası sonsuz, dağlarından akan sular gibi pırıl pırıl. öyle işte karadeniz kızı erkeğinin yanında olan kışın yazın dinlemeden çalışan, didinen benim toprağımın kadını, bacısı, anası. iyi ki varsınız be güzel ülkemin güzel yüzleri.
türkiyenin büyük bir bölümü tarafından sevilmeyen insan topluluğu.bencildirler,kendilerini birşey sanarlar,yardımlaşma duygusu yoktur.bunu 10 yıl karadenizin farklı şehirlerinde yaşamış biri olarak açıkça söyleyebilirim.1000 karadenizli 1 anadolu insanı etmez
dağılım olarak özellikleri homojenlik göstermeyen bununla beraber en önemli özellikleri batısından doğusuna homojenlik gösteren yani Vatanseverlikleri homojenlik gösteren ve vatanları için sigorta özelliğinde olan insanlardır. Doğu karadenizli kardeşlerim buna kızacak olmakla beraber en kafa karadenizliler orta karadenizlilerdir.

Laz geyiği veya rum geyiği ise tam sopalık geyiktir ki kimi karadenizliler bu geyiği ciddiye alıp biz rumuz ula diye ilginç olmanın gururuyla ortalarda dolaşırken Ailesinin maraştan geldiğini öğrenince değişik bir ruh haline bürünüp hallerine şükrederler. Lazlar ise koskoca karadenizde bir avuçtur ki Bahsedilen üzere genelde Kürdün deniz görmüşü olarak tanımlanıp politize olmuşları pek sevilmezler, politize olmayıp karadeniz türküne uyum sağlamışları ise ayrım görmezler. vatanseverlikleri, inatlıkları, muhalefetlikleriyle seçim sandığına gidince yaptıkları davranışları bu aralar bir çelişki içerse de kızılmaz onlara, Karadenizlinin komunisti bile içerisinde bazı yavşakların faşizm olarak nitelendireceği milli duyguları barındırır bu açıdan bir karadenizlinin siyasi görüşü pek de önemli değildir bu da uluslaşma sürecinde toplumun bütünlüğü açısından çok önemlidir.

Kara-deniz ise karadenizlinin anasınıdır, babasıdır, atasıdır. yüzlerce km, hatta binlerce km uzakta da olsalar her daim içlerinde geri dönmeliyim karadenizimin o güzel yaylalarına boylu boyunca ince kumlarıyla örtülmüş kumsallarına, hamsisine, kalkanına, yazın çok sıcak olmayan, kışın çok soğuk olmayan kürtsüz topraklarına diye iç geçirirler.

Karadenizli için deniz karadenizdir, geriye kalan denizler ise su birikintileridir, antalya'da denize bakarken hissettikleri duygular karadenizde denize bakarken hissettikleri duyguların yanında bir hiçtir.
trabzon civarlarında kurulmak istenen pontus rum devleti yandaşları tarafından kışkırtalarak aşırı derece milliyetçileşmiş türk insanı.
(bkz: beni buldular siz kaçın)
sanılanın aksine pek de kurnaz, uyanık fala değildirler. yabancıları çok sevmezler. her şeyi konuşmazlar. 2 defa sarılır, 2 defa öperler. sarılırken ellerini değiştirirler. tanışmakta oldukları ve vedalaştıkları adamın elini sıkarken yüzüne gayet manalı bakarlar. feministleri seven pek olmaz. hırçın ve asabi olmaları o küçük il ve ilçelerin yollarını ne otobüs ne de travmayla, tabana kuvvet tepmeye alışmış olmalarından ileri gelir. kalabalıktan nefret ederler.
karadeniz bölgesi insanı. komiği de var, ciddisi de, sarışını da var, esmeri de, denizcisi de var, dağcısı da, okuyanı da var, okumayanı da... hepsi var. sizin gibi insanız biz de. neden bu kadar efsaneleştirildik anlamıyorum. ha konuşmamız hoşunuza gidiyor olabilir fakat bilmeyenler ne olur taklit yapmayın. beceremiyorsunuz bizim gibi konuşmayı. amacınız komik olmaksa evet oluyor.
çalışkanız evet. devletten beklemiyor kendimiz yapıyoruz. ama devlet de nedense gelip bizi yapmaya çalışıyor son zamanlarda hes bahanesiyle. tezcanlıyız evet. olmasını istediğimiz şey için elimizden geleni yaparız bir an evvel oldurabilmek için. neşeliyiz evet. dünyanın bir sonu olduğuna ve hayatta yaşadıklarımızın yanına kar kalacağına inanıyoruz çünkü. evlerimizi dağlara tepelere yapıyoruz. özgürlüğümüze düşkünüz çünkü. sabah uyandığımızda dünyaya yukarıdan bakmanın tadını biliyoruz. denizin çocuklarıyız, dalgalarıyla oynarız. takalardır oyuncağımız. asla yüzülmez bu havada denilen havalarda biz dalgaların arasında kendimizi kaybediyoruz viya yaparken. karadenizliyiz, laz' ız, hemşin' iz, türk' üz, gürcü' yüz. yaşamayı seviyoruz.

not: şivemizi, lehçemizi taklit etmeye çalışanlara da uyuz oluyoruz ayrıca. beceremiyorsunuz kasmayın işte. her ilçenin, her şehrin farklı şivesi var. ki bunun üstüne bir de lazca, hemşince, gürcüce var. yapmayın gözünüzü seveyim. çok sövüyorum sonra.
aşırı iddalı çoğu sevmediğim tiplerdir. fakat açık sözlülüğüne, saflığına ve çalışkanlığına laf edilmeyecek insanlardır.
yaran fıkraları anlatan hemşehrilerimdir.

bakın bir tanesini anlatayım. iki tane adam muhtemelen temel ile dursundur. kahvehanede palavra yarışı yaparlarmış. dursun "işte geçenlerde ava çiktum. ayı çiktu garşıma. tuttum bu hayvanoğlu hayvanla güreştüm. tabi kim yenecek ben yendim da." demiş.

temel de "o da bi şey mu da? geçenlerde ben de ava çiktum. baktum karşı dağda bi ceylan var. tuttum ateş ettum. baktim ölmedu. namluyu kendime çevirdum. baktum mermi daha yeni gelii da namluyu bi daha ceylana doğrulttum. öyle öldirdum hayvani."

tabi kahvede ondan daha iyi sallıyanı çıkmadığı için temel 1-0 galip oldi da.
bir kere evveliyetle söylemek isterim ki, laz değillerdir. ha laz olanları var. ama hepsi değil. giresun'luyum dediğimde, "he lazsın yani.hehe." diye gelmeyin karşıma. kağıtla keserim, acımam.
evet...
umumi tuvalete girer. tüm kapılar kapalıdır. "kimse var mı?" diye seslenir. ses gelmez. sonra akabinde sinirlenir ve "madem kimse yok neden cevap vermiyosunuz lan?!" der.
denizde sırtüstü yüzerken köpekbalığı izlenimi veren canlı türü.
karadeniz bölgesinden olan kişiye söylenen sözdür.karadenizliler çeviktir,zekidir,kurnazdır.
sağ ayakkabısını masaya koyup eğilip sol ayakkabısını bağlar.
adam gibi adam olanlardır.
güneşi nadir görebilen insandır.
yüzde doksanı inşatla uğraşan insanlar.*
bana öfkeli hasletimi veren, gurur duyduğum özelliğimdir efendim.

ege'ye yerleştim, buranın güzel insanlarıyla kucaklaştım.

öfkemden, dobralığımdan, doğruyu savunan doğamdan gram kaybetmedim.

hala içimde çarşamba'yı sel alır, sümela'ya orman yolundan çıkar, amasya'dan samsun'a trende giderim. ladik'te kamp kurarım-ormanlarda ateş yakmak yasak değil; gerekliliktir memleketimde-şimdi yaşadığım yerde şaşarım.

fındık, çay, baktım antep'da fıstık olmuş, ege'de bitmiş tütün olmuş, adana'da pamuk olmuş.

memleketimle birleştim, isyan etmedim. anadolu'nun buğdayı bana niye gelmiyor demedim, mısır ekmeğimi pişirdim, lahanamı haşladım.

selam olsun bu ruhu taşıyanlara. selam olsun bu ruhu taşıtanlara.*

çanakkale'de yedi düvelin ordusu önünde umrunda olmadan horon tepen insanıma selam olsun...*
genelde gevşek adam çıkar karadenizden.
Dini imanı para olan kişi.
Yavşak.
Kürtlere kız vermeseler de kız alan ilginç insanlardır. Lan oğlum Trabzon'da kız mı kalmadı da Diyarbakır'dan Şırnak'tan gelin alıyorsunuz lan ?? Sizin yüzünüzden gelecekte karadeniz çayıyla değil esrar tarlalarıyla bilinecek.
şivelerinden ötürü komik insanlar olarak anılırlar, bence komik değillerdir. kimse konuşma biçiminden ötürü gülünmeyi hak etmiyor, bu konuşma biçiminin komedi olarak dizilerde yansıtılmasını komik buluyorum esasında.
Esenòla.