bugün

alaçatı nın komşusu, izmir in en güzel ilçelerinden birisidir.

doğası harikadır, denizi mükemmeldir, alaçatı çok rüzgarlıdır, karaburun o kadar değildir.
büyük ada'nın arkasındaki ev taşı ile kuyucaktaki beyaz evi kerteriz almanız halinde çok kral balık tutulabilecek güzel bir yerleşim yeri.
izmir'in en az nüfusa sahip ilçesi.
izmir de çıkılıp geze geze gidilen, yol üzerinde elli kere durulan, simittir çaydır türk kahvesidir yenilen içilen, sessiz sakin yollarında camı açıp mis gibi havayı koklayarak ağır ağır araba kullanmanın acayip zevkli olduğu sessiz sakin, denizi akvaryum gibi, rakı balığı pek nefis, iki senenin kafa ağrısını iki günde alan gidilesi görülesi memlekettir.
memleketim olan yerdir.doğası halada bozulmamış oksijeni bol hayatımı vazgeçilmez kılan nadide yerlerden.gidilip görülmesi tavsiye edilen yerlerden.
izmirin yolları çok kötü olduğundan pek bilinmeyen, fakat doyamayacağınız ilçesi. virajlı ve son otuz senedir yenilenmeyen yolları nedeniyle yerli turistin dikkatini çekememiş bu nedenle de guzelliğini korumaktadır dalgakıranda oturup çiğdem çitlemek, bir saat boyunca hiç sıkılmadan "hey jude" şarkısını söyleyebilmek, mavi de devrim abinin nargilesini içmek yada sakızlı kahvesini yudumlamak, bir sakızlı lokum fazla koysun diye başının etini yemek, number one ın fahiş fiyatlrından yakınmak ve sabah akşam durmadan kavga eden fakat çevresine hiçbir zararı olmayan 2 köpeği izlemekten bıkmadığım yer. şimdilerde asmalı mencere ve orada çalışan dünyanın en güzel rastalarına sahip deniz isimli müzisyen garson dikkat çekmekte. kuyucak ta sabah akşam ihale oynağımız ve gün bittiğinde bugünde denize girmeyi unuttuk deyip gülüştüğümüz, ama ertesi gün yine aynı masada ihale oynamaya devam ettiğimiz sevilesi yer..
görsel
epeydir malı mülkü satıp yerleşmek için tutuştuğum, güzel izmir'in güzel ilçesi.
edit: duyan da arap şeyhinin varisi sanır. mal mülk ne lan?
izmir'in 100 kilometre batısında yer alan tertemiz sahillere ve harika balık restoranlarına sahip sakin bir ilçedir. Ayrıca tam 303 virajla Türkiye'nin en virajlı yollarından birine sahiptir. Ulaşılması gerçekten çile dolu olan fakat vardığınızda güzellikleriyle ve doğasıyla yol boyunca yaşamış olduğunuz bu çileyi size unutturan bir yerdir.
ergin pansiyonda kalmamissaniz cok sey kaybetmissiniz demektir.
istanbul deniz balık fırtına.
fırtınalı bir günde yolunuz karaburnuna düşerse hissedecekleriniz: heyecan, korku, huzur, dünyadan kopmuş hissi.. gizimli yemyeşil yollar. tepeden kuşbakışı bir deniz. aşağı indikçe balıkçıları görürsünüz. iyi restoranlar vardır ağızının tadını bilenler için. istanbulun öteki yüzlerinden biri.
10 sene öncesinde henüz çeşme, bodrum kadar betonlaşmamış ve kalabalıklaşmamış tatil yöresiydi.
Küçükken birkaç kere ailemle tatile gittiğim istanbul ilçesi. karadeniz kıyısı olduğundan denizi aşırı dalgalı ve serttir şuan hala öyle mi bilmiyorum ama jandarmalar bulunuyordu sürekli boğulmalara karşı.
yolu düşen arkadaşları beklediğim izmir'in yazları tadına doyulamayan, kışları rüzgardan ve yağmurdan bıktıran ilçesidir.
Eskiden efeoğlundan köyiçine aileler ve gençler kafile halinde akşam yürüyüşü yapardı, herkes herkesi tanırdı yakın veya uzaktan da olsa. Köşe başlarında, kapı önlerinde gençler oturur çekirdek çitlerdi. Arada kavga çıkardı... ilginç bir sıcak havası vardı. Arabası olan gençler dıptıs dıptıs gezerdi birbirine şekil yapardı. Zaten kavgalar da genelde bu yüzden çıkardı ama olsun lan güzeldi bende çok kavga ettim.

2 gündür ordayım, liman caddesine kocaman bir cafe açılmış, herkes orada aq... Kasıla kasıla göt yaymışlar...

Belki birkaç sene sonra köy yolu yine insan dolacak ama kimse kimseyi tanımayacak, ruhsuz , uyuz bir yer oldu. Bütün yaz kürt istilası altında aq.

Denizi bile deniz değil artık, hepiyizin amuğa giyim diye küfrediyor adeta.

Muhtemelen yukarıdaki yazarı da tanıyorumdur bir yerlerden.

Eşit: yok lan yukarıdaki çocukmuş daha, lys falan diyor entrylerinde aq.
ne değişik doğa. hastayım bu yarım adaya, insanlarına. eski mordoğan dan şehir merkezine 4 km yürüdüm. sırt çantamla ıssızlığın ve mutsuzluğun dibine vurdum. sonra durdum baktım: zeytin ağaçları, defne, kocayemişler sarmış her yanı. yaban kargaları var, sesleri kulak zarını yırtar. bazen ürkütücü çalılar. ama öyle böyle bi ıssızlık değil. benim ıssızlığım bile yanında hiçbir şey. ama benim için çok şey.
izmir'deki ana fay hatlarının denizin en sığ yeri ile kıyı şeridi arasındaki kısımda olduğu, bu sebepten deprem olduğunda en fazla depremin hissedildiği yazlık mekan.
yaşamımı sürdürdüğüm güzide ilçe. her yaz daha az insanın gelmesi için dua ediyorum. muhtemelen 10 seneye doğallığından bir şey kalmayacak.
yaklaşık iki yıldır izmir'deyim bugun ilk defa karaburun'a gittim, özellikle merkezden giderken o yollar insanın içini gicikliyor keşke motorla gitsem diye,havası ve denizi çok güzel , çeşmenin kesmekesinden kurtulmak isteyenler için birebir,gittiğinizde kalamar ve kaya barbununu denemenizi tavsiye ederim.pisman olmazsınız.
aynı zamanda yenibosna'da bir otobüs durağı ismi.
Yakınlarda nergis festivali olmuş olan ilçemiz.
istanbul arnavutköye bağlı köy tarzı bir yer.

Küçük, sahili olan güzel bir yer.

Habiplerden otobüs ile ulaşım mümkün ilginenlere.(bez bebek nanaya yani)
bahçelievler dereyolu'nda bir durak ismi.
ingress'te özellikle istanbul ve marmara bölgesinde operasyon yapmak için sıkça gidilen konum.

gerçi bıraktım ama yine de, viva la resistance!
20 sene önce çok sakin ve nezih bir kafa dinleme bölgesiydi. Şu anki hali hakkında fikrim yok.