bugün

en meşhur , osmanlı padişahlarından biri.
koçi bey'in sultan 4. murat'a sunduğu risalede kanuni ismiyle anılan 1. süleyman'ın aslında kanunsuz işler yaptığını belirtmiştir. koçi bey bunları sunduğu raporun başlığında ihtilal kelimesini kullanmıştır.

yaptığı 2 büyük hataya gelecek olursa ;

1- Osmanlı devleti'nde vezir-i azam olabilmek için belirli kademelerde görev yapmak gerekir. yani hasodabaşılıktan çıkan birinin ilk evvel istanbul dışına beylerbeyi olarak gönderilmesi daha sonra kubbe altı veziri olması ve daha sonra da vezir-i azam olması teamüldendir. ancak kanuni bu teamüle uymayıp hasodabaşısı makbul ibrahim paşayı direkt vezir-i azam yapmış ve bu da daha sonraki padişahlara kendisine yakın gördükleri, eski kanunlara göre değişik aşamalardan geçmesi gerektiği halde geçmeyen kişileri, vezir-i azam yapma hakkını vermiştir. ve padişahlarda bunu uygulamıştır..

2- osmanlı devleti'ne damat olan kişiler genelde istanbul'da görevlendirilmezdi. istanbul'da görev alan ve hatta vezir-i azam olan ilk kişi rüstem paşa'dır. rüstem paşa bilindiği üzere kanuni'nin kızı mihrimah sultan'ın eşidir. bu vezir-i azam osmanlı iktisat tarihinde bir dönüm boktasını teşkil eden mültezim sistemini kuran zattır. koçi bey'e göre bunu yapma amacı sadece çalıştığını göstermek amacıyla gösterişten ibaretti. iltizamları namuslu kimseler kabul etmedikleri için bu iş namussuz kişilerin eline geçmiş ve bu da devletin ekonomisini ayakta tutan ve bir nevi denge unsuru olan tımar sistemini altüst etmiştir.
kendisi hakkında yalan yanlış şeyler yazılan muhteşem padişah.
mimar sinan'ın temelinin yapımı için yıllarca bekletmek istediği camiyi(adını unuttum camiinin) hatırlatıp onurunu incitmek için gönderdiği içine de "al bunları yıllardır beklettiğin camiini tamamlarsın." yani fakir, varoş göndermesi yapmasına karşılık.
Teşekkür edip iran elçisinin gözü önünde mücevherleri eritip temele döktürmüş padişah. Şu an o camiinin temelinde bilmem kaç kilo mücevher var.

Camiiyi biliyordum adını unuttum. istek olursa bulur editlerim.
kardeşlerinin bir listesi için :

(bkz: yavuz sultan selim/#19565308)
(bkz: #19565279)
yavuz sultan selim hazretlerinden kalan büyük mirası saçma salak politikalarla harcamış lider(imsi)dir. neden diyecek olursanız eğer anlatayım;
süleyman'ın rodos ve belgrad seferleri, tamamen yavuzun politikalarıdır. süleyman, yavuzun politikasını devam ettirerek gücünün doruğunda olan ülkeyi daha da güçlendirdi. peki ya sonra? işte yavuzun politikaları gerçekleştirildikten sonra geldik gerçek sülümanın hikayesine... önce fransuva almanların eline düşer. fransuva'nın anacağızıda bizim sülümandan yardım ister. ana baba ilişkilerine dayanamaz ya süleyman; vicdanlıdır ya hani, toplar ordusunu, çıkar macaristan üzerine. böylece avrupanın kolunu kanadını kırıp fransuvayı kurtarmak amacı güder. fransuva anacağızına kavuşsun diye, süleyman o pak vicdanını ortaya koyarak 200 bin ceset serer mohaç ovasına... he şimdi diyeceksiniz; "kötü mü lan? macaristanı aldık" işte bende diyorum ki; " http://radorecdn.bobiler....perman_nah_229455044w.jpg " macaristan bizim falan olmadı. adamlara yeni kral atandı. dıştan bize bağlı oldu sadece (bağlılığın ölçüsüne bağlı tabii) adamları merkeziyetçi bir biçimde osmanlı otoritesine almadık. bildiğin kibir için yitirildi 200 bin can. herneyse süleyman kibirli tabii. sözde müslümanlığını konuşturarak "allahın yeryüzündeki gölgesi olduğunu" belirtiyor. (bunu ben desem vururlar lan) herneyse devam edelim. hazır gitmişken bi viyanayıda kuşatır. ama bişey yapamayacağını anlayınca yere baka baka istanbula geri döner. istanbulda rahat durmaz, bu seferde yavuzun yapamadığını yapmak ister sülüman. iranı kestirmiştir gözüne... toplar ordusunu, "şiilih probahandası yapeyon kæfirrr!11!bir!" diyerek irana hücum eder. malum osmanlı ordusu devasa güçte. tahmasb çıkmaz tabi karşısına. süleyman bunun üzerine birkaç vilayeti alır, karşısına bir ordu çıkmayınca o kadar harcamanın boş yere gitmesin ister. çok para gitmiştir çünkü. liseli moduna girer "garşıma çıgmassan garı gılıhlısıng. gelmessen yolladıım na bu eteğa giy lan garı gılıhlı" der.

tahmasb iplemez liseliyi. tabi süleyman artık o topraklarda gezmenin bir anlam ifade etmeyeceğini anladığında geri döner istanbula. bu sırada kırım hanı yardım ister. sağolsun objektif tarihimiz pek açıklamaz bunu, zira hürremin etkisi, sülümanın kılıbıklığı nirvanadır bu olayda. olay şu; kırım hanı gittikçe güçlenen ruslara karşı yardım ister süleymandan. zira korkunç ivan, rusların yenilgilerini, zaferlere çevirmeye başlamış, rusların istilasının başarılı olmasına muktedir olmuştu. süleyman başta yardımı kabul eder. lakin sonra nedense sonra vazgeçer. ve o hafta, slav kırması hatunu hürrem lokmalar dağıtır payitahta... acaba neden vazgeçti süleyman?

he yiğidi öldür hakkını yeme. yardım yaptı. ancak sadece 2000 kişilik bir yeniçeri kuvveti ki, bunu değil ruslar, gürcüler bile ham diye ısırırdı. bu sırada süleyman alman seferinede çıkıyor tabi. avusturya macaristana girdiği için yapılan bu sefer, yapılması gerekenden dışarı çıkıyor. zira süleyman kaybettiği toprakları aldıktan sonra, yeni topraklar alması beklenirken gereksiz istilalar yapıyor. almanya içlerine kadar giriyor ordular dağınık bir halde. ancak tek bir şehir bile alınmıyor. sadece avrupa içlerine gereksiz yağmalar ve baskınlar yapılıyor. ulan alsana macaristanın tamamını, slovanyayı, çek cumhuriyetini... niye yağma yapıp çıkıp gidiyorsun lan?

neyse artık kepilmiş poponun davasını yapmayalım. sonuç; seferden sadece kaybettiğimiz topraklar + birkaç ufak tefek kale ve kasaba alınmasıyla biter. istila edilen onca yerde hakimiyetimiz sürerken kendi ellerimizle geri veririz kutsal romaya. bunun dışında çok seferi vardır sülümanın. buraya sığmaz bu seferler. ancak emin olun ki afrika haricinde bu seferler tamamen gereksizdir. kaldı ki, afrikada ki başarılar süleymanın değil, başta hızır hayreddin olmak üzere kıymetli paşalardır.

gelelim iç meselelere; süleyman öyle hiper objektif tarihimizin anlattığı gibi muhteşem biri falan değildir. düzenlediği seferlerin tüm sorumluluğu ve koordinatörlüğü başta makbul ibrahim paşaya aittir. rum olmasındanda mütevellit, biraz batıcı, yenilikçi bir insandır ibrahim. avrupayla arası çok iyidir. ayrıca hırsı nirvana olan bu adam, yükselme döneminde, sokolludan sonra ki en değerli sadrazamdır. öyle hırsa sahiptir ki, avrupayı kendi koordine eder. bu sözümü anlamayan istanbul anlaşmasına bakarsa olayı kavrar zaten * işte bunun üzerine avrupalılar normal olanı yapar ve ibrahime ilgi duymaya başlarlar. uluslararası politikada süleymanın otoritesini alır. hatta o "muhteşem süleyman" kelimesinin atası "muhteşem ibrahim"dir. işte süleyman bu otoritenin gücünden çekinmeye başlar, müstakbel eşininde kışkırtmalarıyla ibrahim onca başarısına ve başarı vaadeden geleceğine rağmen 40 lı yaşlarında acımasızca boğdurulur...

böylece süleyman number one olmuştur memlekette. mutludur. öyle bir korku vardır ki ibrahimin hırsına karşı, onu kimsenin bilmediği bir yere gömdürür. tek bilinen başında bir kavak ağacı dikilmiştir ve galatasaray tarikathanesine yakın bir noktadadır... süleyman yanında ibrahim gibi bir serdar olmayınca yaptığı seferlerin 4/3 ünü kaybeder. o size anlatılan şaşaalı zaferler ibrahimle kazanılır. ibrahimden sonra sülüman devrinin en büyük zaferi prevezedir ki, bu zaferde süleyman savaş alanında dahi değildir. tamamen hızır hayreddinin kontrolünde yürütülmüştür. bu sırada o arkaplanda bulunan müstakbel eşi, o namus abidesi, o şerefli insan(!) mehmedin ölümünden sonra beyazıt ve selimin doğal şartlarda hiç bir halt yapamayacağını, buna bağlı olarak mustafa'nın tahtı alıp onu sürgüne yollayacağını bilir. taht sevdasına kapılır hürremim civanım. günden güne kışkırtır süleymanı mustafa'ya. bu sırada mustafa yürüttüğü olgunca ve akıllıca politikalar ile tebaanın gönlünde taht kurar. öyle ki, imparatorluğun dört bir yanından "mustafa" sesleri gelir. bu sefer süleyman yine otoritesini kaptırmaya başladığını görür. başlarda mustafa'nın sadakatinden emindir. ancak rüstem adı verilen insanımsının ve hürrem adı verilen sözde insanın oyunlarına maruz kalır. mührü çalınır, safevilere mektuplar yazılır. cevap geldikten sonra derhal süleymana götürülür. zaten otoritesinin kaybolmasından korkan süleyman konyaya gider, herşeyden habersiz gelen ve babasına diğerlerinden kat be kat daha sadık, güvenilir, halkın sevdiği, cengaver, yiğit, adil, iyi eğitimli, nefsini her koşulda yenebilen bir şehzadeyi boğdurarak kara toprağa gönderir. öyle ki, mustafanın 6 ve 12 yaşlarındaki sabilerine bile kıyacak kadar insafsız ve insanlıktan nasibini almamıştır süleyman.

kardeşi şehzade cihangir, hürremin evladı olmasına rağmen çok sevdiği ağabeyinin ölümüne üzülür, yemeden içmeden kesilir... çok sürmez, o da vefat eder... geriye kalır beyazıt ve selim. beyazıt, mustafanın ölümünden çok etkilenir. ordu toplar. vilayetini güçlendirdikçe güçlendirir. selim ise içki ve karı düzmekten başka bir uğraşla ilgilenmez. zamanla beyazıtın ordusu süleymanın kulağına gider. bunun üzerine süleyman beyazıtı bir mektupla azarlar, o orduyu dağıtmasını söyler. beyazıt her ne söylese de laf kar etmez. bunun üzerine son şansını kullanır beyazıt. selimin üzerine yürür. eğer selimi öldürürse, başka şehzade olmadığı için süleyman bişey yapamayacaktır. yok eğer kazanamazsa, irana kaçacaktır. selim üzerine gelen orduyu haber aldığında bir süreliğine karıdan ve içkiden elini eteğini çeker. babasından yardım ister. babasıda bunun üzerine selimi korur, beyazıtı baba oğul alt ederler. ayrıca süleyman bununlada yetinmez, beyazıtın peşine düşer. beyazıt "bende senin oğlunum baba. bu zulmün neden?" dese de, süleymanın belinden aşşaa kasımpaşa durumu bu mektupları iplemez. bunun üzerine beyazıt çoluğunu çocuğunu alır, irana kaçar. başlarda tahmasb çok güzel karşılar genç şehzade ve ailesini. ancak paranın köpeğidir tahmasb. süleymanın ülkesi için çokda değerli olmayan bir hazine için satar beyazıtı. beyazıtı, karısını, çocuklarını öldürür bir gece tahmasb. ve süleyman hiç utanmadan, hiç sıkılmadan 3-4 yaşlarındaki torunlarının cenazelerini dahi görmek ister. yanında ayyaş selimden başka hiçkimsenin kalmadığını farkettiğinde kendini şiire vurur. son seferine çıkar. (bkz: son seferini yaptı) (bkz: zigetvar)

işte kimilerinin peygamber sıfatına bürümeye çalıştığı süleyman. aciz süleyman. akil süleyman...
hanedan kızlarını kapıkulları ile evlendirmeyi adet edinerek yönetici sınıf içerisindeki hizipçiliğin temellerini atmış olan osmanlı padişahıdır.
27 Nisan 1495 tarihinde Trabzonda dünyaya gelen Kanuninin babası Yavuz Sultan Selim annesi de Hafsa Hatundu. Babası tarafından küçük yaşlarından itibaren yetiştirilmeye başlanan Kanuni çok iyi bir tahsil gördü. ilk eğitimini annesinden ve babaannesi Gülbahar Hatundan alan Kanuni yedi yaşına gelince öğrenimine devam etmesi için istanbul Kanatlarımın Altındaa dedesi Sultan II. Bayezidin yanına gönderildi. Süleyman, istanbulda Karakızoğlu Hayreddin Hızır Efendiden aldığı tarih, fen, edebiyat ve din derslerinin yanı sıra, savaş teknikleri konusunda da öğrenim görüyordu.

Birkaç sene babası Yavuz Sultan Selim'in yanında kalan Şehzade Süleyman, 1509’da kanunlar gereği sancak istemesi üzerine, önce Şarki Karahisar'a oradan da Bolu, kısa bir süre sonra da annesinin doğum yeri olan Kırım’daki, Kefe sancakbeyliğine atandı.

Yavuz Sultan Selim'in 1512'de tahta geçmesi üzerine istanbul'a çağırılan ve babasının kardeşleriyle mücadeleleri sırasında istanbul'da kalarak babasına yardım eden Süleyman, bu dönemde Saruhan sancakbeyliği de yaptı. Yavuz Sultan Selim'in ölümü üzerine, 30 Eylül 1520'de 25 yaşındayken Osmanlı tahtına geçen ve kardeşleri arasında tek erkek çocuk kendisi olduğu için tahta geçişi kolay ve kavgasız olan Süleyman, hükümdar olmasından bir yıl sonra Belgrad'ı Osmanlı topraklarına kattı.

Babasının yaptığı yeniliklerle sağlamlaşmış temeller üzerinde duran bir devletin başına geçen Kanuni, iç bunalımlarla çok uğraşmasına gerek kalmadan Batı dünyasını inceleme ve Osmanlı’yı gözlemlerine dayanarak geliştirme fırsatını buldu.


Sultan Birinci Selim Han'dan 7.000.000 km 2'ye yakın devraldığı Osmanlı Devletini, 46 yılda 15.000.000 km2, bağlaşık devletlerle, 17.000.000 km2 ulaştırmıştır. Kanuni Sultan Süleyman ve Muhteşem Süleyman olarak da anılır. Birçok tarihçi tarafından onun saltanatında Osmanlı imparatorluğu'nun en parlak dönemini yaşadığı kabul edilmektedir.

1 Ekim 1520 tarihinde tahta çıktı.

Onun liderliğinde Osmanlı imparatorluğu Altın Çağı'na ulaştı ve dünya gücü haline geldi. Süleyman, Osmanlı ordusunu Belgrad, Rodos, Macaristan'ın çoğunun fethinde kendisi yönetti. Viyana kuşatması planını hazırladı. Ortadoğu'nun çoğu toprağını imparatorluğa kattı. Karasularını Kuzey Afrika'ya Cezayir'e genişletti. Kısa dönemde Osmanlı'lar Akdeniz, Kızıl Deniz ve iran Körfezinde deniz hakimiyetini ele geçirmeyi başardılar. Osmanlı imparatorluğu onun ölümünden sonra genişlemesine bir yüzyıl daha devam etti.
Savaşları

Tahta çıktıktan bir yıl sonra Belgrad'ı fethetti (1521), ertesi yıl ise Rodos'u aldı (1522. Fransa'nın da teşvikiyle Mohaç seferini düzenleyen Süleyman 29 Ağustos 1526'da Macar ordusunu büyük bir yenilgiye uğratarak başkent Budin'i kısa bir süre sonra da Viyana'yı kuşattı (1529 I. Viyana Kuşatması). Bu savaşta çok dahice bir plan uygulamıştır. Önce Macarların üstüne saldırmasını beklemiş sonra bozguna uğradığı görüntüsü vererek Macarları ormana doğru çektiler çalıların arasına yerleştirilen 300 top birden Macar piyadelerinin üstüne ateş edildi. Bu savaşlar sonucunda Macaristan egemenlik altına alındı.

Sonraki yirmi yıl içinde Kuzey Afrika, Orta Doğu ve iran'dan geniş bölgeler Osmanlı egemenliğine alındı. Kaptan-ı Derya Barbaros Hayrettin Paşa Cezayir ve Kuzey Afrika'yı alarak Akdeniz'i bir Türk gölü haline getirdi. Doğuda ise iran'la yapılan savaşlar sonunda Tebriz alındı. 1562'da Transilvanya bölgesi alındı. Son savaşı olan Zigetvar seferinde Zigetvar kalesini kuşatılması sırasında ölen I. Süleyman'ın cenazesi Mimar Sinan'a yaptırtmış olduğu Süleymaniye Camii'nin avlusundaki türbeye gömüldü. Karısı Hürrem Sultan da yanında gömülüdür.


iç isyanlar

Ekonomik ve dini sebepli Baba Zünnun ve Kalender Çelebi isyanlarıyla; ayrıca Mısır'da bağımsız bir devlet kurmayı amaçlayan Canberd Gazali ve Ahmet Paşa isyanlarıyla uğraşmıştır.


Kişiliği



I. Süleyman'nın Tuğrası

Frenk diyarına yaptığı savaşlarda büyük başarılar kazanan I. Süleyman, bu sayede Batı devletleriyle özellikle de Fransa'yla yakın siyasi ilişkiler kurmasına yol açmıştır. Fransa'ya verilen ve ileriki yıllarda Osmanlı'nın ekonomik yönden çökmesine yol açan kapitülasyonlar da I. Süleyman zamanında tanınmıştır. 46 yıllık saltanat hayatı boyunca Osmanlı uygarlığı büyük gelişme göstermiş hukuk, matematik, mimarlık ve nakkaşlık alanlarında yetişen bilim ve sanat adamlarının yarattığı eserler kültür tarihimizin başyapıtları olarak yerlerini almışlardır. I. Süleyman padişahlığı döneminde devleti yetenekli devlet adamlarıyla birlikte yönetmiş ve dünyanın en büyük imparatorluğu haline getirmiştir.

Kanuni'nin en ünlü şiiri:


« Halk içinde muteber bir nesne yok devlet gibi
Olmaya devlet cihanda bir nefes sıhhat gibi

Saltanat didükleri ancak cihan gavgasıdır
Olmaya baht u saadet dünyada vahdet gibi

Ko bu ıyş u işreti çün kim fenadur akıbet
Yâr-ı baki ister isen olmaya tâat gibi

Olsa kumlar sagışmca ömrüne hadd ü aded
Gelmeye bu şîşe-i çarh içre bir saat gibi

Ger huzur itmek dilersen ey Muhibbî fârig ol

Olmaya vahdet cihanda kûşe-i uzlet gibi »


KANUNi SULTAN SÜLEYMANIN AiLESi


2 eşinden 8 oğlu ve 1 kızı olmuş, ancak oğullarından sadece 4'ü 1550'lere kadar sağ kalabilmiştir.

ilk eşi Fülane Hatundur

Hürrem Sultan, Kanuni Sultan Süleyman'a bir kız, dört oğlan çocuğu doğurdu. En büyük oğlu Mehmet Şehzade tahta çıkamadan öldürüldü. ikinci oğlu Selim tahta çıktı. Diğer çocukları da Beyazıt ve Cihangir Şehzadeleridir. Kızı Mihrimah Sultanı Vezir-i Azam Rüstem Paşa ile evlendirerek Vezir-i Azam'la bir ittifak oluşturdu

Hürrem Sultan ya da Hürrem Haseki Sultan (d. 1506 - ö. 1558) doğum adı: Aleksandra Lisowska, Osmanlıca adı: خرم سلطان, Avrupa'da tanındığı ad: Roxelana. Osmanlı padişahı I. Süleyman'ın eşi ve sonraki padişah II. Selim'in annesidir. Bir Osmanlı padişahıyla nikâhla evlenmiş ilk kadın olma ayrıcalığını taşır.

PARGALI iBRAHiM PAŞA OLAYI:

Pargalı ibrahim Paşa, Makbul ibrahim Paşa, Frenk ibrahim Paşa ya da öldürüldükten sonraki ünvanıyla Maktul ibrahim Paşa (1493, Parga - 15 Mart 1536, istanbul) I. Süleyman saltanatı döneminde 27 Haziran 1523 - 15 Mart 1536 arasında sadrazamlık yapmış, önemli siyasal ve askeri olaylarda rol oynamış Osmanlı devlet adamı. Eşi, Kanuni Sultan Süleyman'ın kız kardeşi Hatice Sultan'dır

ibrahim Paşa, Irakeyn Seferi sırasında yaptığı bazı uygulamalar sebebiyle Padişahın güvenini kaybetti. Bazı tarihçilere göre Kanuni’nin eşi Hürrem Sultan ve defterdar iskender Çelebi’nin kötülemelerinin de bunda etkisi oldu. 15 Mart 1536 akşamı Kanuni her zamanki gibi ibrahim Paşa’yla akşam yemeği yedi. Ertesi sabah cesedi sarayın önünde boğulmuş olarak bulundu. Yaygın inanış, Hürrem Sultan’ın padişah üzerindeki nüfuzu bakımından kendisine rakip olarak gördüğü için öldürttüğü, hatta bizzat kendisinin öldürdüğüdür

ŞEHZADE MUSTAFA OLAYI



Kanuni'nin cariyelerinden biri olan Mahidevran Sultan'dan Mustafa isimli bir oğlu vardı. Mustafa zamanla çok sevilen bir şehzade haline geldi. Mustafa'nın Kanuni'den sonra padişah olmasına kesin gözüyle bakılıyordu. Bu da Mahidevran Sultan'ın Valide Sultan olacağı anlamına geliyordu. Oysa Hürrem Sultan her bakımdan Mahidevran Sultan'ın önüne geçti.

Kanuni, yeniçeriler tarafından çok sevilen oğlu Mustafa'yı kendisini tahttan indirmeyi planladığı inancıyla öldürttü. Hürrem Sultan'ın Kanuni'yi bu kararda etkilediği inancı yaygındır. Şehzade Mustafa'nın öldürülmesinden sonra Mahidevran Sultan iyice gözden düştü. Yaşamının büyük bir bölümünü fakir olarak oğlunun mezarının bulunduğu Bursa'da geçirdi. Ancak Hürrem Sultan'ın ölümünden sonra Hürrem Sultan'ın oğlu padişah II. Selim Mahidevran Sultan'a maaş bağlattı ve oğlu Mustafa'nın türbesini yaptırttı.

Oğlu şehzade Beyazıt olayı:

Lala Mustafa Paşa, Padişaha oğlunun kendine isyan ettiğini söyleyerek, isyanı bastırmak üzere gönderilen birliklerin başına geçmiştir.
Kanuni, Bayezit'i affetmez. iran Şahı'na, oğlu ve torunlarının teslimi için öyle büyük bir baskı yapar ki, sonunda Şah, istanbul'dan gönderilen bir heyete, Bayezit'i teslim etmek zorunda kalır. Talihsiz şehzade ve dört oğlu, hemen oracıkta boğularak öldürülürler. Ölüleri alınarak, istanbul'a doğru, yola çıkılır. Bu uğursuz kervan, Anadolu'ya girince, halk her yerleşim biriminde, bunları taşa tutarak, geçirmez. Sonunda, cenazeleri Sivas'a gömüp, istanbul'a kaçan katiller heyeti, halkın elinden kendi canlarını kurtarırlar

Piri Reis'in idam fermanını vermesi

Mısır Kaptanı Piri Reis 1552'de Umman ve Basra üzerine 30 gemiyle çıktığı seferde, Hürmüz Kalesi'ni kuşatmıştı. Portekizlilerden aldığı haraç karşılığı kuşatmayı kaldırdı ve donanmasıyla Basra'ya döndü. Tamire muhtaç donanmayı orada bırakıp ganimet yüklü üç gemi ile Mısır'a döndü, gemilerden birisi yolda battı. Donanmayı Basra'da bırakması kusur sayıldığı için Mısır'da hapsedildi. Basra valisi Kubat Paşa'ya ganimetten istediği haracı vermemesi, Mısır Beylerbeyi Mehmet Paşa'nın politik hırsı yüzünden hakkında padişaha olumsuz rapor verildi ve dönemin padişahı Kanuni Sultan Süleyman'ın fermanı üzerine 1554'te boyunu vurularak idam edildi. idam edildiğinde 80 yaşının üzerinde olan Piri Reis'in terekesine devletçe el konuldu.
https://tr.wikipedia.org/.../Dosya:Semailname_47b.jpg
https://tr.wikipedia.org/..._Sigismund_circa_1540.jpg
çok çekmiştir rahmetli.
Keşke oğlu şehzade mehmet ondan sonra padişah olabilseydi. bu arada dün akşamki bölüm tümüyle kurgu. mahidevran'a yıktılar olayı. bence mantıksız oldu. Mustafa'nın ölümünü hafiflettiler bence hürrem'in gelecek sezon Mustafa'ya yapacakları hak görünecek.
osmanlı devleti'nin muhteşem dönemini oluşturan padişah. evet.
halk içinde muteber bir nesne yok devlet gibi
olmaya devlet cihanda bir nefes sıhhat gibi
Saltanat didükleri ancak cihan gavgasıdır
Olmaya baht u saadet dünyada vahdet gibi
Muhibbi mahlasıyla şiirler yazmış olan şair padişahımız.
osmanlı'nın 10. padişahı en büyük padişahlardan bir tanesidir. evet.
tırt padişah.
şairliği hünkarlığına nispeten epey iyi olan osmanlı padişahı. ciddi bir askeri yeteneğe sahip olup devleti max. güce kavuşturmuş fakat özellikle diplomatik safhada başarılı olamayıp birde tahtı oğlu sarı selim'e bilerek isteyerek bırakarak verasette hata yapmıştır.
dünyanın ona da kalmadığı insan. *
--spoiler--

Bu dünya ne sana ne de bana kalmaz
Dünya ne sana ne de bana kalmaz
Sultan Süleyman'a kalmadı
Böyle hiçbir kitap yazmaz

--spoiler--
Şarkıdaki sultan süleyman kendisi değil hz. Süleyman'dir.
hürrem sultan'ın gazına gelerek, iki sadrazamı, kendi oğlunu ve torununu boğdurtmuş insan.
edit:niye eksiliyosun şakirt kardeşim yalan mı söyledik?
--spoiler--
Ben ki sultanlar sultanı, hakanlar hakanı hükümdarlara taç veren Allah'ın yeryüzündeki gölgesi Akdeniz'in ve Karadeniz'in ve Rumeli'nin ve Anadolu'nun ve Azerbaycan'ın ve Şam'ın ve Halep'in ve Mısır'ın ve Mekke ve Medine'nin ve Kudüs'ün ve bütün Arap diyarının ve Yemen'in ve nice memleketlerin sultanı ve padişahı Sultan Bayezid Han oğlu Sultan Selim Han oğlu Sultan Süleyman Han'ım. Sen ki Fransa vilayetinin Kralı Fransuva'sın.

Hükümdarların sığındığı kapıma elçinizle mektup gönderip, ülkenizi düşman istila edip, şu anda hapiste olduğunuzu bildirip, kurtuluşunuz konusunda bizden yardım talep ediyorsunuz. Söylediğiniz her şey dünyayı idare eden tahtımızın ayaklarına arz olunmuştur. Her şeyden haberdar oldum. Yenilmek ve hapsolunmak hayret edilecek bir şey değildir. Gönlünüzü hoş tutup üzülmeyesiniz. Böyle bir durumda atalarımız düşmanları mağlup etmek ve ülkeler fethetmek için seferden geri kalmamışlardır. Biz de atalarımızın yolundayız ve daima memleketler ve alınmaz kaleler fetheylemekteyiz. Gece gündüz daima atımız eyerlenmiş ve kılıcımız belimizde kuşatılmıştır. Yüce Allah hayırlara bağışlasın. Allah'ın istediği ne ise olur. Bundan başka haberleri gönderdiğiniz adamınızdan öğrenesiniz. Böyle biliniz.
--spoiler--

evet.
hatrı sayılır türk büyüklerindendir. buna karşılık, en parlak dönem kendisinin devri olmasın karşın, bu dönemde bile osmanlının denizlerde parlak zaferleri söz konusu olmamıştır.
yedi yaşında topkapı sarayında din, tarih, edebiyat, bilim ve savaş taktikleri eğitimi almaya başlamıştır. 25 yaşında tahta çıktı. ve 46 yıllık iktidarı ile en uzun süre tahtta kalan bir cihan padişahıdır. kanuniye avrupalılar muhteşem adını vermişler biz ise ona 17. yüzyılda kanuni demeye başlamışız. tabi buda onun yaptığı kanunlar ile ilgili. dönemin çok ilerisinde ve yerinde düzenlemeler yapıyor. misal "adaletname"yi çıkaran kanunidir.