bugün

bir sözlük şeysi.
edit: yazarı. ısrarcı bir yazar. hiç alışık olmadığım şey... *
edit: burası benim yerim. kimesneye vermem. hadi bakalım...
hoş gelmiş olan 8. nesil taptaze, yepisyeni sözlük yazarı.
hoş gelmiş.
türkçe yazan herkesin türk olduğunu savunan liseli.
türkçe yazan herkesin türk olduğunu savunmayan ve liseli olmayan sekizinci nesil yazar.
(#11595122)girdisi ile gönlümde taht kurmuş, (#11602321)girdisi ile bir orman gibi kardeşçesine yaşamanın güzelliğine vakıf, aydınlık, güzel nesildaş yazar. hoşgelmiş, aydınlık ve güzellik getirmiş.
ayrımcılığa karşı olan güzel insan merhabalar..

--spoiler--
şu sıralar başta kamu kurumları ve üniversiteler olmak üzere her yerde kaynamakta olan bez.

örnek isteyenler; belediyenin taksim'deki kütüphanesine -müzeler müdürlüğü aynı zamanda-gidip bakıversin bir zahmet. geçen gün işim düştü gittim, bir de ne göreyim: bütün birimler türbanlı memur kaynıyor. neredeyse, yasalara uygun kılık kıyafetle gelen memur yok gibi bir şey.

kütüphanenin ismini biliyorsunuz değil mi? "atatürk". evet, kurucumuz ve önderimiz atatürk'ün ismini taşıyan bir kurumda; göz göre göre kanunları ayaklar altına alan insanlar türbanları ile salınıyor; çay kahve içip muhabbet ediyor, ödediğimiz vergilerle bir güzel maaşlarını alıyorlar (buna "haram" deniliyor);
bulundu(ruldu)kları göreve her bakımdan ehil olan diğer insanların hakkını yiyorlar (buna "kul hakkı" deniliyor); sonra da "din iman" muhabbeti yapıyorlar.

işte öyle bir şey.

özet:
(bkz: yemezler)
--spoiler--

(#11744013) nolu girin.

bu yazdıklarına bir kaç söz etmek istedim...

ilk olarak;

insanların kişisel tercihlerine karışmak ne kadar doğrudur? bırakın insanlar sana, ona ,buna, bize sormadan; iş yerinde, sokakta, piknikte, hava alanında, tuvalette, yatak odasında nasıl giyinmek istiyorsa öyle giyinsin.

görüşlerin bu kadar mı dar? *
senin gibi olmayanlara hiç mi tahammülün yok? ya da biraz empati yapmak bu kadar mı zor?

başında bez parçası var veya yok, tamamen o insanın kişisel tercihi değil mi bu olay. bu bizi ne kadar ilgilendirir?

ikinci olarak;

atatürk'ün ismini taşıyan bir kütüphane olması; oraya başında bezle girilmez kuralı koyuyor'da hiçbirimizin bundan haberi yok?

bu arada ''türbanları ile salınıyor'' gibi bi cümle kullanmışsın.

o zaman sana soru: türbanlı ve türbansız salınmak arasındaki 5 fark? *

ya da şöyle mi diyorsun?

giyinmişler kamu kurumunda başı bezli bezli, çay kahve içip birbirlerine çükülata püsküüt ikram ediyorlar, kakara kikiri yapıp, üstüne üstelik bir de benim vergim ile maaş alıyorlar, ama ben bu duruma katlanamıyorum. *

ayrıca hak yemekten filan bahsetmişsin..

o zaman sana 2. soru : bu kızlar sadece başlarında bir bez parçası var diye, üniversiteye yıllarca alınmadılar! ve bu sebepten ötürü bir çoğu tahsilat hayatına ya başlayamadı ya da başlasa bile çıkarılan zorluklar yüzünden yarım bırakmak zorunda kaldı. *

her haksızlığa karşı sağlam ve dik duruş mu sergiliyorsun? yoksa sende işine gelmeyenleri siktir edenlerden misin?

kısacası şunu bil; sen bu ülkede yaşayıp, imkanlarından yararlanıyor isen, burada yaşayan her türde insana saygı duymak zorundasın. (#11602321) işbu giri'de yazdığın gibi.
severek, takdir ederek takip ettiğim yazar. çok da kibar ayrıca, eklemeden geçemem.