bugün

çalışan kadınlar sikişkendir. aldatmayan 1 tane çalışan kadın yok.
islam dininde saçma ise biri bana kendi standartlarımda bakabilir mi? Bu saçmalıktan sıkıldım shshhs.
Yasaklansın.

Devlet bize maaş versin ama asgari ücret kabul etmiyorum.
Ki birlesik.
islam dininde ki saçma sapan günahlardan birisi.
Erkeğin çalışması kadar normaldir. Herkes kişisel ekonomik özgürlüğünü sağlarsa mağduriyet yoğunluğu azalır.
Kadının çalışması gayet doğaldır. Ancak bu ilişkilerde negatif sonuç yaratmaktadır. Şöyle ki bir erkeğin kadına bakış açısıyla, kadının erkeğe bakış açısı bir değil. Erkeğin, karım çalışsın evi geçindirsin ben de çocuklara bakarım deme lüksü yok. Böyle bir durumda kadının erkeğe tahammülü de yok. Bunun sonuncunda olan ailelere oluyor. Zenginliğin yüksek olduğu ve kadın istihdamının yüksek olduğu ülkelerde boşanma veya babasız çocuk oranlarından anlaşılabilir. Sonuç olarak kadının çalışması güzel ve olması gerekendir ama erkeğin güçlü olmadığı ilişkinin sürmesi ve sağlıklı olma yüzdesi oldukça düşüktür.
normal karşılanması gereken durumdur.

her çalışan erkek gibi kadın da çalışabilir eğer isterse.
dışarıda iş bölümü yapıldığı gibi evde de iş bölümü yapılır.
tabi bu olabilecek şeyi modern hayatta aramamak gerekir.
Haramdır.

Kadının görevi kocasına hizmet edip kadınlığını vermesidir..
Hayat mücadelesi artık kadınların da çalışmasını zorunlu hale getiriyor malesef. Ha eşinin maaşı gül gibi geçinip gitmenize yetiyordur, o zaman çalışmazsın. Ya da çocuğun olur ana ilgisine, bakımına ihtiyacı oldugu icin calismazsin.

Ama bu devirde hem adamlar hem anneleri çalışan gelin aradığı için evlenmek için bile olması gereken şey bu. Ben mühendisim. para kazansın da onca erkeğin yanında çalışsın varsın diyecek zibilyon tane adam yoksa Ben bir şey bilmiyorum.
olmaması gereken durum. kadınlar dizini kırıp evinde oturmalıdır. evet.
Kadını mağaraya kapatma derdine düşen Cahil cühela takımını rahatsız eden eylemdir.

Halbuki bu durum Hem eşitlik, hem de rekabet açısından iyidir;
Ayrıca böylesine cinsiyetçi ve saçma bir toplumda kadınlar ancak çalışarak varlıklarını sürdürebilir.

Kabak tadı verdiniz amk,
Ne diyeyim;
Empati yapmanız ve insanlara cinsiyetleri üzerinden rol biçmeyi bırakmanız dileğiyle!
sorun demek, sıkıntı demektir.

maalesef narin insanlar, baskıya, strese alışkın insanlar değiller.
iki bankanın şube ve çağrı merkezlerinde çalıştım, yok midem bulanıyor kötüyüm, yok çocuklarım var çağrı alamıyorum, yok bana bağıramazsınız vs vs. bunların hepsi haklı sebepler lakin iş dışında.

örneğin gece vardiyası olur, kadınlar kalamaz, neden? çünkü öyle.
ne yani erkekler her boku yesin, ne olursa olsun çalışsın ama kadınlara gelince onlar kadın.

nedir ulan bu erkeklerin çektiği?
"erkeklerin çalışması" diye bir başlık açılmadığı sürece sözlüğün cinsiyetçiliğinin göstergesi olan başlıktır.
tembel, bir halta yaramayan, kadınların ensesinden rahat rahat geçinmek isteyen erkeklerin desteklediğidir.
kadınlar modernim gibi olaylara uymak zorunda kalıp çalışmak zorunda hissediyorlar kendilerini. halbuki bizler evlenmeye, çocuk sahibi olmaya odaklanmalıyız, para için yırtınarak onun bunun bir tarafında kendini parçalamaya, kariyer yapacağım saçmalıklarına değil.
kadınlar çalışmasın, hatta okuma yazma da öğrenmesinler ki erkeklerine karşı çıkmasınlar. böylelikle çok mükemmel, ki aslında bir boka benzemeyen türk aile yapımız bozulmamış olur.
kasıtlı olarak gündeme getirildiğini düşündüğüm konudur. genelde toplumun muhafazakar kesimi ile değişime direnen ortodoks kısmı bu tip şeylerden hoşlanmaz. ancak toplumumuzun solu da, enternasyonalist takıldığından kadının çalışmasını ve sosyal hayata girmesini destekler. bu konu gündemde tutuldukça bir nevi toplum içi çatışma yaşanıyor, bu da bazı insanların ekmeğine yağ sürüyor diye düşünüyorum.

peki bu konu hakkında fikrim ne? kadının mümkün oldukça çalışma hayatından uzak durmasını savunuyorum. bunun birçok nedeni var. birkaç tanesini zikretmek gerekirse, tüm toplumlarda ev işleri genelde kadınlar tarafından görülür. çalışan bir çift düşünün. erkek çalıştığında ev işlerinin yapılmış olmasını, sıcak bir aile ortamının olmasını, kendisini özlemiş karısının-çoluğunun-çocuğunun boynuna atlamasını ister, değil mi? tüm sıcak yuva tasvirlerinde bu vardır. bir baba ve koca için bundan daha büyük bir mutluluk tablosu da olamaz zaten. ancak çalışan bir çift oldu mu, erkek bunların çoğunu bulamaz. üstelik, ev işlerini bu erkeklerin yüzde 90'ı, gene kadına yığar. kadın da çalışmış, didinmiştir; ancak ev işleri gene ona kalmıştır. bu konuda sürtüşmeleri kaçınılmaz. eğer kadın erkekten daha fazla kazanıyorsa, onun saygınlığı daha fazla ise, erkeğin de bunalıma girmesi kaçınılmaz olur. bu çok yuva yıkmıştır, hafife almayın. bazı işlerde de genelde kadınlar ön planda tutulur. haber spikerliği, muhabirlik, fuarlardaki standlarda bulunan görevliler; bu iş sahaları genelde kadınlara ayrılır. neden? bu, kadını bir meta olarak, malın çekiciliğini arttıran bir aksesuar olarak görmenin bir tezahürüdür. oto fuarlarda kadınların arabanın yanında aksesuar gibi yarı çıplak durması, size 'bu kadın öz saygısını kazanmış' mı dedirtiyor, yoksa 'ufff karıya bak' diye arabanın yanına mı gidiyorsunuz? bu soruya vereceğiniz samimi yanıt, bizim gibilerin neden kadının belli şartlar dışında çalışmasına karşı olduğunu gösterir. önümüzde bir (bkz: burcu esmersoy) örneği var mesela. bu kadın iki tane kelimeyi yan yana getiremezken, gitti spor spikerliği yaptı, bu ülkenin en prestijli spor kanalında hem de. neden diye sordunuz mu hiç? nedeni şu: bu kadın ekran başına çıktığında kimse haberleri dinlemiyordu zaten. burcu esmersoy'un sesini alın, radyoya koyun, 2 dakika kimse dinlemez. ama görüntülü olunca... anladınız...

kadınlar okusun, birikimli kültürlü olsun, üniversitelerden mezun olsunlar, toplumumuzun kültürlü ve çalışkan bireyleri olsunlar, iyi birer anne olsunlar.. ama kendilerini de kullandırtmasınlar. günümüzde batının aileyi kazanmaya çalıştığı bir dönemde, biz bunların yaptığı gibi saldım çayıra mevlam gayıra olmayalım. lütfen...
birey olarak en tabii haktır.
olumlu ve ekonomiye katkılı bir durumdur. ama iş seçmeleri ve her işi yapmamaları gerekmektedir.

ismi lazım değil bir arkadaşımın, ismi lazım değil hastanesinden aktardığı olaya bakalım. üroloji uzmanlığını kazanmış sarışın güzel bir ablamız, doçentinin yanında bir hastanın penisine sonda takmaya çalışmaktadır ve zorlandığı için uğraşmaktadır ısrarla. sonra adamın penisinden kaçınılmaz sıvıyı gördüğünde hocasına söyler. hocası kalkıp bakar ve adama bir sigara uzatır.

hocası da az hayvan değilmiş yani.
dun bi yazi gordum burada! i$sizligin nedeni olarak kadinlarin cali$masini gormu$! daha neler gorecegiz bakalim!!!
kriz ortamında evli çiftlerin işlerini kolaylaştırır. kadın özgürlüğünü kazanır ve koca baskısından kurtulur.
her insanın çalısması kadar olağan ve hayatı sürdürmek için gereklidir.
kadınların çalışmasının bir diğer olumsuz yönü ise mesela sekreteriyle ilişki kuran işverenin bu sebepten eşini bırakması ve eşinin kötü yola düşmesidir. paramparça olmuş ailelerin en büyük nedenidir.
türkiye'nin şuanda ki halinin sebebbidir. milyonlarca erkek işsiz dolaşırken kadınların çalışıyor olması türk aile yapısına vurulan en büyük darbedir. evine ekmek götüremeyen milyonlarca işsiz erkek yüzünden yıkılan yuvaların, öksüz, yetim kalan çocukların vebalini kimse ödeyemez.

kadınların iş hayatından çekilmesi fakirliğin ve işsizliğin bir nebze olsun sonunu getirecektir.
kadına büyük bir güvence ve bağımsızlık duygusunda önemli bir aşamadır kadının çalışması... onun kişiliğinin gelişmesine önemli katkıdır ve bu katkıyı hiç bir şey bu ölçüde gerçekleştiremez. fakat bizim geleneksel toplum yaşantımızda erkek işten döner; soyunur dökünür, terliklerini giyer koltuğuna kurulur, yemeğin hazırlanması bekler... çalışmıştır, yorulmuştur, evine gelmiştir yemek yiyip dinlenecektir... Kadın peki? Kadın soyunur, dökünür, mutfağa koşar, yemek hazırlamaya koyulur, daha salata hazırlanacaktır, çocuklarına göz kulak olacaktır... sofrayı hazırlar, eşinin "ne yiyeceğiz?" sorusunu uygun biçimde yanıtlar, sofrayı hazırlaması bitince yemeği getirir, "yemek hazır" anonsunu yapar... yemek yenir, kadın sofrayı toplar, bulaşıkları halleder... erkek yemeğini yemiştir, sigarasını yakar, koltuğuna oturur, gazetesini alır, kahveyi bekler... böyle haksızlık gibi görünen bu sahne, toplumumuzun büyük çoğunluğunun evinde yıllar boyu yaşanmış ve yaşanmakta üstelik görev haline gelen bu durumda kadınlar da dahil hiç bir haksızlık görmezler... çünkü hayat paylaşılacak değil bölüşülecek bir şeydir.. erkek de kadın da paylarına düşeni bilirler, razıdırlar ve böylece mutlu olmaktadırlar....