bugün

türkan saylan. hem başarılı bir kadın hem de yardımsever bir insandı. Çağdaş yaşamı destekleme derneğinin kurucularındandır.
bkz: kadınlar insandır, biz insanoğlu
Varolun siz.
hemen ilk aklıma gelen prof.doktor sevil atasoy. sonra bulaşık makinesi bildiğim kadarıyla kadın icadıdır. kadınlar hep kabuğuna çekilmiş oldukları için ortaya çıkamamışlardır yüzyıllardır, eğer öyle olmasaydı daha farklı olurdu eminim. haa erkekleri geçerlermiydi bilemem ve sanmıyorum. fakat daha farklı olurdu bunu tahmin etmek zor değil.
şu konu açılınca ''biz o bilim adamlarını doğurduuuuk'' diyor ya şu türk kızları, bu bile bunların ne kadar entelektüel derinlikten uzak, cahil insanlar olduğunu gösteriyor.

neymiş doğurmuş ahaha. sanki taşa sürtünerek doğurdu.
Hah böyle salatalar çıkınca çekirdeğimi alıp dinleyelim geliyor ayol.
E be beyni soğan cücüğü kadar olmayan düdük makarna, kadın yıl olmuş 2015 hala sen elinin hamuruna Karışma diye engelleniyor bilime katkısı yokmuş.

Alın şunu burdan alın.
Sıfırdır. Kadınlara bilim yapacak şansı vermediler derler. Hassiktir lan teneke. En basitinden Galileo ne şartlarda bilim yapmaya çalıştı. Toplumu karşısına aldı. Idam edilen nice bilimadamları da var yine. Bunlar tek "zorlukları" kendilerinin yaşadığını ondan bilimde geri olduklarını sanıyor. Hassiktir lan teneke.
Gayet de var olan katkılardır. Büyük katkılardır hem de. Bazı kadın düşmanlarını kudurtur.

Esen Karamürsel Akpek
Keratoprotez cihazları alanında patent sahibi olan Esen Karamürsel Akpek; Cora Verhagen immünoloji Ödülü, Amerikan Oftalmoloji Başarı Ödülü ve başka birçok ödüle sahip. Kornea ve oküler yüzey hastalıklarının cerrahi tedavisinde uzman olan Akpek, her çeşit donör ve yapay kornea nakli ameliyatları yapıyor. Göz ile ilgili birçok alanda uzman olan Türk bilim kadını, zorlu katarakt ameliyatlarında ve komplike ön segment rekonstrüksiyonu vakalarında da uzmandır.

Meral Beksaç
Ülkemizde ilk defa kordon kanı kök hücrelerinin insan kullanımına girmesi ve ilk kordon kanı naklinin gerçekleşmesini sağlayan Meral Beksaç ayrıca ilk ve tek Uluslararası Akredite Akraba Dışı Kordon Kanı Bankası’nı da kurdu. Son dönemde kalıntı hastalık ölçümünün tedavide gereği konusunda ülkemizde öncü rolü oynayarak, bu alandaki çalışması ile 2017’de New York’taki Lenfoma & Miyeloma Kongresi'nde En Başarılı Temel Bilim Araştırması Ödülü'ne layık görüldü.

Serap Aksoy
​2002-2010 yılları arasında Yale Üniversitesi’nde Mikrobiyal Hastalıklar Epidemiyolojisi Bölümü'ne başkanlık yapmış olan Türk bilim kadını, Yale Üniversitesi’nde ekip arkadaşlarıyla birlikte Afrika tripanosomlarını ileten ve çoklu simbiyotik mikropları barındıran çeçe sineklerinin biyolojisini anlamak üzerine çalışmalarını sürdürmektedir.
Prof. Dr. Serap Aksoy başkanlığındaki ekip, 10 yıl süren araştırmalar neticesinde, özellikle Afrika kıtasında ölümcül uyku hastalığının taşıyıcısı olan çeçe sineğinin gen haritasını çıkardı. Bu sayede Afrika’da insanlarda uyku, hayvanlarda ise nagana hastalığına neden olan çeçe sineği ile mücadelede önemli bir ilerlenme sağlandı.

Tiera Guinn
1996 doğumlu bu genç bilim insanı henüz üniversiteden mezun olmadan roket bilimindeki çalışmalarıyla adından bahsettiriyor! Tiera Guinn, MIT kıdemi ile NASA için şimdiye kadar en büyük ve en güçlü olması planlanan roketin inşa edilmesine yardımcı oluyor. Kendisi, havacılık şirketi Boeing'in NASA için inşa ettiği Uzay Lansmanı Sistemi için Roket Yapısal Tasarım ve Analiz Mühendisi olarak çalışıyor.

“Ne kadar zor olursa olsun, kaç gözyaşı dökseniz de önemli değil, çalışmaya devam etmelisiniz ve hiçbir şeyin kolay olmayacağını anlamalısınız." Sözleri ile tüm genç kadınlara ilham oluyor.

Elizabeth Blackwell
1821 doğumlu Elizabeth Blackwell, Amerika Birleşik Devletleri'nde tıp fakültesinden mezun olan ilk kadın olarak tarihe geçti. Kötü şartlardaki kadın sağlığını iyileştirmek için aktivist oldu ve ömrü boyunca kadınların daha sağlıklı şartlarda hayat yaşayabilmeleri için çalışmalar yaptı. Özellikle kadınlar için ingiltere’de kurduğu tıp okulu onun mirasının en güzel örneklerinden biri oldu.

Jane Goodall
Tarihin en ünlü primat bilimcisi Jane Goodall, şempanzelerle yaptığı çalışmalarla ün kazandı. Ayrıca kendisi hayvan hakları aktivistiydi ve bu alanda bilimsel veriler sunmak için ortaya koyduğu onlarca makale vardır. Goodall yalnızca laboratuvarda çalışan bir bilim insanı değildi; verilerini güvenilir şekilde elde etmek ve tam detaylı çalışmalar yapabilmek için Tanzanya’daki şempanzelerle yaşayan, ağaçlara tırmanan ve doğal yaşamda gözlem yapan maceracı bir kadındı.

Mae C. Jemison
Mae C. Jemison tarihteki ilk Afrika-Amerikalı kadın astronottur. 1992'de uzay gemisi Endeavour'a mürettebat üyesi olarak katılarak uzaya çıkan ilk siyahi kadın oldu. Uzay programına girmeden önce Sierra Leone ve Liberya'daki Barış Gücü’nde çalışan bir tıp doktoruydu.

Jennifer Doudna
Jennifer Doudna, bugün hala yaşayan bilim kadınları arasında önde gelen isimlerden birisidir. Kendisi hala Berkeley Üniversitesi’nde profesördür. “Tasarım Bebekler” alanında yaptığı çalışmalar ile ünlenen Doudna, kistik fibrozun ve HIV’in ortadan kalkması için yapılan çalışmalara CRISPR’ın gelişmesine katkı sunarak yardımcı oldu.

Rachel Carson
1960'larda bir çevre bilim insanının sesi Amerikan siyasetinin, kültürünün ve dış politikasının merkezi haline gelerek toplum üzerinde büyük bir etki oluşturdu. Bu Rachel Carson’dan başkası olamazdı. “Sessiz Bahar” adlı kitabını yayınlayarak böcek ilaçlarının ve kimyasalların insanlar, bitkiler ve hayvanlar için tehlikeleri oldukları konusunda halkı uyardı ve ülkenin çevre tarihinde bir dönüm noktası olmasını sağladı.

Maria Goeppert Mayer
Büyük Bunalım sırasında Johns Hopkins'te okuyan, daha sonraları ABD'ye bir Alman göçmeni olarak gelen Mayer, hiçbir üniversitenin kendisine iş vermemesine rağmen kimya ve fizik alanlarında çalışmalarını yapmaya devam etti. 1906 doğumlu bu ünlü fizikçiye Nobel Ödülü kazandıran çalışma atom çekirdeğinin nükleer kabuğunu keşfetmesi oldu. Böylelikle modern fiziğe olan katkısı büyümodern fiziğe en büyük katkısı, 1963'te Nobel Ödülü'nü kazandığı atom çekirdeğinin nükleer kabuğunu keşfetmektir.

Jane Cooke Wright
1919 doğumlu ilk kadın Afrikalı Amerikalı doktorlardan birisiydi Jane Cooke Wright. Kanser hastaları için bireyselleştirilmiş kemoterapi tedavilerini Harvard Üniversitesi’nde test etmeye başladı. Babası da ünlü bir profesör olan Wright, ömrünü kanser hastalığının tedavi çalışmalarına adadı.

Rosalind Franklin
1920'de doğan Rosalind Franklin, DNA'yı keşfetmenin yanı sıra X-ışınlarını ve moleküler yapıyı anlamaya yönelik devrimci çalışmaları ile tanınan bir ingiliz biyofizikçisiydi.

Barbara McClintock
Barbara McClintock, mısırın genetik yapısı ve özellikle genetik transpozisyonu keşfini yapmış bilim insanıdır. Genlerin kromozom üzerindeki konumunu değiştirebilme çalışmaları sayesinde de 1983 yılında Nobel Ödülü'ne layık görülmüştür.

Rita Levi-Montalcini
italyan nörolog Rita Levi-Montalcini, sinir büyümesi faktörü üzerine yaptığı çalışmalar ile 1986'da Nobel Ödülü kazandı. New York Times'a göre, sinir büyümesi üzerine yaptığı çalışma, demans ve kanser gibi hastalıklarda büyümenin nasıl yanlış gidebileceğine dair keşiflere yol açtı ve yeni tedavi yöntemlerinin geliştirilmesine ilham oldu.

Türkan saylan
Türkiye'de cüzzamı bitiren doktor. Açtığı derneklerle, bir sürü kız çocuğunu okutmuştur.

Marie curie
Bu Polonyalı bilim insanı, kadınların Avrupa üniversitelerinde henüz yaygın ve örgün bir eğitim olmadığı yıllarda, 1900’lerin başında, fizik laboratuvarının başkanı oldu. Sorbonne’da eğitim gördü ve radyoaktivite alanında yaptığı çalışmalar ile 1903’te Nobel Ödülü’ne layık görüldü. Marie Curie 1903 yılından sonra 1911’de de Kimya dalında yaptığı çalışmalar ile de Nobel ödülüne layık görüldü. iki kez bu ödülü alan tek kadındır.

Edit: bazı dar görüşlü yazarlar, kanıtlama çabası içerisine girdiğimi söylemiş. Gidin araştırın. Ben yazabildiğim kadarını yazdım. Feministlik ve meriçlikle alakası yok. Herkesi kendiniz gibi sanmayın bir zahmet. Bir katkı varsa bunu yazarım elbette. Ayrıca erkeklerden de bir sürü bilim insanı çıktığını biliyorum. Aynen bro, bunu yazdım. Erkekleri gömdüm. Kafanız bu kadar çalışıyorsa, bu benim sorunum değil.
nasil sifirdir kardesim, siz ne diyorsunuz kadinlarimiza??? agzinizdan cikan duyuyor mu kulaklariniz??? kadinlarimiz bilime hizmet veren adamlari yetistiriyorlarrr!!!!111

kadinlari turkiye diye siniflandirmayin. eger oyle siniflandirirsaniz turkiyede bilime ve insanliga katkilari olan adamlar icin de bir baslik lazim.

burasi turkiye, burada sikis var sikissss! bilim ve insanlik isteyen siktirsin gitsin almanyaya.
(bkz: schopenhauer travması)

arkadaşlar kim date teklifinizi reddettiyse ona patlayın hıncınızı diğer kadınlardan çıkarmayın köy peynirleri lol.
seks konusunda araştırılmadık şey bıraktırtmamaları. taş gibiler çünkü.
Milyarda bir ancak bulunur.
Onları da hiçkimse tanımadığı için feministler kendi uydurdukları efsanelerle, akademik destekli uydurma hikayelerle abarta abarta bitiremezler.
Tarihte devrimsel teknolojik gelişmelerin, buluşların nerdeyse tamamı erkekler tarafından yapılmıştır. Bunu farkeden Feministler kendilerine bir tutanak bulmak için birçok sahte bilim insanı ürettiler.
Yoktur. Feministten mucit olmaz boşa uğraşmayın. Olsa olsa pankart açan, soyunan eylemci olur.
Yuzlercesi arasinda Sadece bir ornek bile hadisenin boyutunu anlamaya yeter:

Jocelyn Bell Burnell isimli bir astrofizikci 1960’larda nutron yildizlarindan yayilan radyo dalgalarini kesfetti. Cevresindeki herkes yok bunlar uzayli sinyalidir, yok aletler bozuktur falan tekerlerken bu kadin “hayir bu yeni bir gok cismidir” diye ispatladi. Ne oldu, amirleri sirayla isimlerini yazdirip nobel odulunu paylasti, Jocelyn’e hicbir kredi verilmedi. Gel zaman git zaman bu hirsizlik ortaya cikti elbette.

Sonra gun geldi uc bes sidikli nobel odulleri listesinde erkek isimlerinin fazlaligini gorunce “kadin yok, kadin yok” diye teneke calmaya basladi. Jocelyn ve benzerleri yok sayildi, hirsizlarin ve sidiklilerin kuru gurultusu prim yapmaya devam etti.
(bkz: marie tharp)
(bkz: clara immerwahr)
oğlum öyle demeyin dağa taşa mı sürtelim.
(bkz: Marie Curie)
(bkz: Özlem Türeci)
Daha dolu var.
Marie curie olmasaydı kimse liste nereden başlar bilmezdi.
Marie curie iyi gacıydı varolsun.
hangi bilim dalı olduğuna göre değişir. felsefe biliminin daha doğrusu astronomi,matematik gibi alanlar için sözü edilen hypatia, modern fizik bilimi alanında zikredilenler arasında marie curie. bizden yakın zamanda fizik için prensesimiz ilayda şamilgil çıkmıştır. tıp bilimi içinse canan dağdeviren çıkmıştır. benim şahsen daha önceden öğrendiklerim bunlar. ama google'a yazınca yaklaşık 30-40 kişi çıkıyor daha önce hiç öğrenmediğim. yanlış hatırlamıyorsam almanya'da ki aşı ile ilgili 2 kişiden birinin de türk bir kadın olduğu belirtilmişti.
hiç yok demek haksızlık olur. mesela marie curie maddelerin radyoaktif özelliklerini araştırmış ve bulmuş bilim insanıdır. ancak her bilim insanı gibi o da hata yaptı; bizzat kendisinin keşfettiği polonyumun zararlı olmadığını öne sürüyordu ancak sonunu bu maddeyle çok haşır neşir olması getirdi.

kadınlar bir erkek kadar ev geçindirme, aş bulma, karşı cinsi üremeye ikna etmek gibi misyonlara sahip değildir. bu sebeple teoride derin ama pratikte alabildiğine yüzeyseldirler. örneğin aşkına kavuşamamış bir erkek bu tamamlanamamış ego idealini, yaratarak tamamlama çabasına girer. işin özü basittir; kadın seçen bir canlı olduğundan en temel güdü olan üreme konusunda eş bulmakta zorlanmaz ve bu konfor onu derin düşüncelere, kendini bir şekilde ispatlama çabasına sokmaz. erkeğin ise tam aksi olduğu gayet de açıktır. bir erkek doyuma ulaştıramadığı aşkını uzun süre unutmaz. evet kadın da unutmaz ama yaşatmaz içinde, sadece hafızada bir bilgi olarak öylece kalır. yeri doldurulan ve doyuma ulaşan, sahip olunan ego ideali kadını yaratmak adına derinlere dalmasına fırsat vermez. kadın en azından bir bebek yaratarak bu güdüyü her anlamda doyuma ulaştırır.

freud ve dua ile..
kaşif ve mucitlerin çoğu bu ünvanı almadan önce hatunuyla keyifli vakitler geçirip zihnini boşaltmış, kafası rahatlamış, öyle bi katkıymış. öyle duydum ben. evet. teşekkürler.