bugün

bir samuray döğüş sanatı olan jiu jitsu ya da başka bir söyleyişle ju jutsu'dan türemiştir. kurucusu jigaro kano'dur. kano, judo'yu 1882 yılında tokyo'daki kodokan adlı okulunda kurmuştur. judo tarz olarak güreşe çok benzer. karate, kick box gibi sporların aksine bu sporda vurma, çarpma yoktur (rakibi çok güzel yere çarparsınız o ayrı) rakibi yere düşürüp etkisiz hale getirmek esastır.
(bkz: aikido)
mike o'hearn 'ın büyük başarılar elde ettiği martial art.
nazik yol anlamına gelen dövüş sanatı.
dişilerin müsabakasında ağızdan sular akıtan spor.
http://www.youtube.com/watch?v=clpLOwJIV1A
okulda aikidoya giden arkadasimi sinirlendirmek icin soyledigim uzak dogu sporudur...
güreşe çok benzemekle bir aikido kibarlığına ve estetiğine asla ualşamıştır. ju do ve tae kwondo çalışmış bir mahlukat olarak gördüğüm en üst sanat aikido dur. şimdiden teşekkürler.
darp etmek yerine yerden yere çalma düsturunu benimsemiş spor.
Tamamen savunma sporudur. Bu savunma sporunun eğitiminde en temel nokta düşmedir. Düşmesini öğreneceksiniz, düşerken ağırlığı vücudun her noktasına yaymak sakatlanma olasılığımızı düşürür.
masahiko kimura, judo aleminin en çılgın dövüşçülerinden biridir. karşısına çıkan boksör, güreşçi, taek-wondocu ve benzerlerini allah yarattı demeden dövmesi ile meşhur bir sporcudur. en önemli vukuatlarından birini işgalin ardından gelen amerikalı boks şampiyonunun çenesini tek bir uchi mata ile göçerterek * gerçekleştirmiştir.
judo eğer etkili bir şekilde kendinizi savunabilmek istiyorsanız kyokushin kaikan ile birlikte olmazsa olmaz bir disiplindir.
karatecileri eze eze bitiremedikleri kulüp, spor vs.

uzunca bir zaman judo yapmışlığım vardır lakin şu vahşete hala alışamadım.
adamın teki karatecidir, kulübe gelir. başımızın üzerinde yeri var. yavaşça mindere davet edilir. birkaç hareket göstermesi istenir.
hemen bir tekme havalarda uçarak gelir.
kırmızı-kahve kuşaklı bir judoka çıkar mindere.
tatlı tatlı sorar: "bir daha yapsan olur mu?"
aynı tekme yine dönerek gelir. (herkes hayran adama.)
kızıl kuşaklı herif adamın minderdeki ayağına sıkı bir çelme takar. adam yerlere yuvarlanır, tam kalkmaya yeltenirken kızıl kuşak (vahşi) kemerinden tutarak bir daha adamı fırlatır.
karateci asılır tekmelerine, attığı her tekme adamın kolunun iç kısmında patlar.
afallamasından kurtulan karete üstadı adama sıkı bir tekme atar, biri karnına diğeri koluna...
judoka karnına inen tekmenin acısıyla çılgına dönmüş vaziyette adamın ayak bileğinden tutarak sırasıyla belini omzunu ve kafasını mindere vuracak şekilde hızlıca çeker.
o acıyı yaşayan bilir. sırtın mindere çarptığı anda ciğerlerin çıkacak gibi sızlar.
yetmezmiş gibi adam karete kit'in üzerine atlar ve kolunu boğazına dayar. bu kısım gerçekten adamı boğmak içindir, hiç şakası yok. 15- 20 saniyeden uzun tutulmaz zaten.
karate kit'imizden sıkı yumruklar havalarda uçuşur, adam eğer bileğini yakalayacak olursa onu sağ avcunun içine denk gelecek şekilde bükerek kırmaya yahut incitmeye çalışacaktır, çünkü malum karateci rahat durmamaktadır.
sonra içlerinden biri "sensey" diye canı çıkacak gibi bağırır. judoka hemen yerine geçer, diz çöker ellerini minderin üzerine koyar "rey" diyerek eğilir. yerlerde yuvarlanan misafir hala nefes almaya çalışmaktadır.
hiç keyif vermeyen cacık bir spor. estetiği yok, heyecanı yok.

izlemesi de zevkli değil, kung-fu gibi şahane bir şey varken ne bileyim, bir garip.
bir rivayete göre judonun kurucusu Ueshibaya (aikido kurucusu) benimde kafamda böyle bir şeyler vardı demiştir.
çoğu zaman saç çekmenin yasak olduğu bir kız kıza kavgaya benzeyen branştır.
http://www.youtube.com/watch?v=Nh3h-oPk46E&feature=related
Dünya'nın en sıkıcı sporudur. 2012 olimpiyatlarından bir maçlarına bakayım dedim, allah'ım bu ne lan. Adamlar birkaç saat boyunca sadece savunma yapıyorlar. Tahminimce sokakta hiçbir işe yaramaz.

Zaten bu doğu felsefesi hep fasa-fiso.*
sokakta en çok işinize yarayacak olan uzak doğu sporudur. çünkü hasmınızı hasmınızın kuvvetiyle alt etmeyi felsefe olarak edinmiştir. yani işiniz bittiğinde çok fazla güç harcamamış olursunuz. ve bu arada siyah kuşak 3. derece çalıştırıcı gördüm. arkadaş adam ayıboğan değil. ayıboğanı da boğan. kurşun sıksan gene bir şey olmaz o adama. korkmadım değil. gittim konuştum gördüğüm en cana yakın ve samimi insanlardan biri oldu. sonradan hocam oldu o ayrı mesele.
ilkokul 1'deyken sarı kuşağa kadar yaptığım, güreşi andırdığını düşündüğüm için bırakıp 4 sene sonra karate'yle aldattığım savunma sporu.
gönlünü bu spora yeni kaptıranlara bazı tavsiyelerim;

kesinlikle kendine zaman tanı. benim şahsi özelliklerime de bağlı olarak, grappling sanki öğrenilmesi-başarılması biraz daha zaman isteyen bir dal. hem de zor bir dal. yanlış yapıldığında vs. sakatlık riski olan bir dal. bu nedenle, şahıs hemen kötümserliğe kapılmamalıdır. acele etmeden öğrenmelidir.
her antrenman biraz daha üzerine koymaya çalışmalı, başarısız olduğunda küsmemelidir.

* kimseyle kendini kıyaslama. iyi bir judo, göze çok hoş gelir ve de etkildir. iyi bir judocu da yağ gibi kayar, arı gibi sokar, dengesini bozmak çok zordur. bu gibi kişilerle çalışılırken; arada fark olmasının doğal olduğunu unutmayın. o seviyeye gelmenin tek yolu susmak ve antrenmana devam etmektir. koyulan emek zaten o farkı yaratmıştır.

* merak etmeyin; başarısızlık halinde kimse sizle dalga geçmez. bu nedenle rahat olun. kimseye bir şey ispatlamaya çalışmayın.

*shiai söz konusu oluncaya kadar; yani gayet uzun bir süre aşırı hırslanmayın, kimseye gününü göstermeye çalışmayın, yarışmayın, jedi dilinde konuşursak "karanlık taraf"a geçmeyin. güleryüzlü ve nazik olun, öğrenen kişinin siz olduğunu unutmayın. aslında bunu kimse unutmamalı ya neyse! hayatımızın her anında aslında öğrenmeye muhtaç olacağız, her zaman.

* diğer judokaya karşı güleryüzlü, kibar, yardımsever olun. onlar size zarar vermek isteyen insanlar değildir. bilakis bir zamanlar herkes beyaz kuşaktı. bu nedenle sizin ne düşündüğünüzü-hissettiğinizi onlar bilir ve de size yardımcı olurlar. aralarında olmayan da çıkabilr; bu insanları görmezden gelin ve antrenmanın tadını çıkarın.

*ısınma safhasını kısa tutmayın. vücudunuzu iyice ısıtmanız sakatlık riskini azaltacaktır.

*kendinizi hiç kasmayın, zorlamayın. bu hale sokmayın kendinizi, rahat olun, sakatlık riskini arttırmaktan başka bir işyapmış olmazsınız. yer gayet yumuşaktır, dünyaya sarılmayı sevin. düşmekten korkmayın. benim diyen bebeyken en az 20-30 defa düşmüştür, gayet doğal yani.

* ukemi yani düşme teknikleri çalışmaktan zevk alın. arabaya biner binmez emniyet kemerini bağlamanızı da tavsiye eden ben; ukemiyi de sevmenizi, onu öpüp okşamanızı da tavsiye ederim. o sizi can simidinizdir. mesela ilk zamanlar millet çok havalı atışlar çalışırken, hocanız size ukemi çalışın derse bundan yararlanın, bu fırsatı seve seve kullanın. pişman olmazsınız.

*yeni bir teknik öğrendiğinizde, bunu öğrendiğiniz şekilde ve püf noktalarına dikkat ederek uygulayınız. bırakın 112 defa yapmayın o hareketi, 3-5 defa yapın ama doğru yapın. rakibin sağ kolunu çekerken kolunu gi'den sıkıştırıp aynı anda dönüp, rakibi kendinize çekip hafif de eğilecekseniz bunu yavaş yavaş ve de doğru şekilde yapın, doğru öğrenin.
o sarışın kıza hava atıp, karizma yapacağım derken, silinmesi bir daha çok zor olacak yanlış alışkanlıklar edineceğiniz gibi, ortağınızı da sakatlamanız olasıdır.
yandaki adama da bakmayın, o türkiye şampiyonu olup, dakikada o hareketi 55 defa yapıyor olabilir. kendi temponuzda, tadını çıkararak doğru yapın. aman ha!

* beslenmenize ve de uykunuza dikkat edin.

* tırnak vs. temizliğine dikkat edin.

* gi temizliğine dikkat edin.

judonun tadını çıkarın.
çok deli spordur. kurallara uyularak yapıldığında bile çok tehlikelidir.
sokakta kendini savunmak zorunda kalan judoka ise çok çok tehlikelidir.
herkese taviye edilecek spordur.
avrupa'da çok yaygındır, özellikle fransa ve almanya'da çok sağlam bir judo ekolü vardır.
bizde maalesef halka yayılamamıştır. sadece sporcu olmak veya yetiştirmek isteyenlerin elindedir.
halka indirilse ve yayılsa,mesela ailecek insanlar judoya gitse esas o zaman judonun faydaları belli olacaktır.
kurucusu jigaro kano da judoyu esas bu anlamında önemsemiştir.
kendisi bir eğitimcidir ve judonun bireğitim vesilesi olmasını istemiştir her şeyden çok!
türkiye ümit Milli Takımı, yarın Yunanistan'da başlayacak şampiyonada mücadele edecek.

başarılar diliyoruz.
(bkz: putin)
üniversite yıllarında 1,5 yıl yaptığım spor.

Feci bir kondüsyon gerekir. Her şeyden çok da sabır. Işin temeli kilitli kalınan anlarda ayaklar yardımıyla puan almaktır. Öyle ha deyince ippon layamazsınız karşınızdakini. Genellikle sıkıcı geçer ve galibi waza ari ler beirler.

Son olarak erkekler kadınlara göre çok sakin yapar bu sporu. Bölge elemelerinde tekme tokat birbirine giren hatunlar gördü bu gözler.
2000 Sydney den beri olimpiyatlar da judo izliyorum. hala çözemedim.
Yenemeyeceğim adam yoktur judoda.
Turuncu kuşakta bıraktığım japon savunma sporu.