bugün

Fransa'da yayımlanan sol eğilimli haftalık Nouvelle Observateur dergisinin ili başyazarından biri. Türkiye'deki son gelişmelere ayırdığı makalesinde basına uygulanan baskılar yüzünden Türkiye'deki durumu Stalin dönemi Sovyet Rusya'sına benzetti. Yazıda "Bir olgu, tüm diğerlerinin önüne geçiyor. Bir yanda ekonomik modernleşme ve diğer yanda tıpkı onun gibigitgide hız kananan ama Brüksel'deki saftirikleri ürkütmemek için alttan alta yürütülen islamlaşma arasındaki sürat koşusu. "Fransa neden AB'ye üyeliğimize karşı?" Bu soruya yanıt olarak şu 3 hususu saydım: Fransa'nın ön safta gözüküp onların yerini almasından memnun olan iki yüzlü devletler var. ikincisi Türkiye'nin önümüzdeki yıllarda yaşayacağı politik gelişmeler tayin edici önemde. Kemalist daha doğrusu Post-Kemalist yani müslüman ama laik bir Türkiye'ye evet! Ama islamcı bir Türkiye'ye hayır!. Eğer Fransa Türkiye konusunda en temkinli ülke konumundaysa, bu, Avrupa olarak siyasi bir güce dönüşme hedefinden tamamıyla vazgeçmemiş tek ülke olmamızdan kaynaklanıyor."
Bize göre sert biraz belki ama en azından samimi.