bugün

--spoiler--

atalarımız kılavuzu karga olanın burnu boktan çıkmaz demiş.

--spoiler--

evet çok haklısınız.
aleni belli bir durum bu
sikindirik ve saçma sapan söylemleriniz bu minvalde örnek olarak yeter.
işçi kavramı artık eskisi gibi değil. Özellikle kamu işçileri nerdeyse tüm gün masa başındalar. işçi oldukları için de aynı işi yapan memurlara göre yok ikramiyesi, yok tediyesiydi derken memurlardan çok fazla maaş aliyolar
ikiye ayrilir burjivazi olmaya heveslenip çalan emeğinle bir yere gelmek isteyen.
Hiç sevmem aman benden uzak olsunlar. Ülkemizdekiler emekçi değil emek hırsızıdır. Örneğini 6 Şubat'ta gördük.
Zincirlerinden başka kaybedecek bir şeyi yoktur.
bizde sınıfsal mücadele yoktur ve genetik olarak olması da imkansızdır, diye şahsi bir fikir sahibiyim..

biz, kürtler olsun, türkler olsun, ya da göçebe araplar; tarım toplumu değiliz ve nomad kültürde asal olan toplum ya da millet değil, bireyin kendisidir..

birey, özgürlüğünü "han"a bile teslim etmediği için o kadar çok devlet kurduk ve batırdık..

aslında, konuya daha arkeolojik bir epistemoloji temelinden bakacak olursak; türkler'in devlet kurup-devlet yıkmalarının ardında yatan esas neden ne çin entrikalarıdır, ne de türkler'in yönetimsel zaafiyetleridir.. çin'de ne zaman bir hanedan güçlense, üretim artsa, bölgesel bir zenginlik yaşansa; o bölgeye bir türk akını olur.. bu düzensiz saldırılar hem üretim zincirini, hem de güvenliği tehlike altına alır.. bu durumda ne yapmak gerekir? (kanıt olarak söylüyorum: aynen osmanlı'nın, hacca gidecek kafilelere saldırmasınlar diye bedevi kabilelerine senelik bir para vermesi gibi...) çin hükümdarı düzensiz akın yapan türkler'e belli bir para vermelidir ki, akınlar son bulsun.. karşısında kime ihtiyaç var? bir muhataba, yani temsilciye.. işte bu, türk boylarından bir han'ın yükselmesinin önünü açar. sonrasında han, islam'daki gaza kültürüne benzer bir biçimde akınlar düzenler, çin'den haraç almakla yetinmeyerek işgal politikası gütmeye başlar, bu olay çin devletini zayıflattığı gibi, güçlü çin kültürünün göçebe kültürü etkisi altına almasına neden olur, ortada gelir getirecek güçlü bir çin kalmadığında ise han ve devlete de ihtiyaç kalmaz, devlet fiilen yıkılmış olur.

bunu 2500 sene yapan adam, yani gerekmediğinde başındaki han'ı atan adam, sınıfsal mücadele kovalar mı? daha 20 sene önceki seçimlerde türk halkı, "ben bunlara ihtiyaç duymuyorum" diye 40 senelik siyasal figürlerin tamamını tarihe gömdü..

bizde, fakir halk kendisini proleter sınıfa ait görmez.. düne kadar köydeki fakir, topraksız adamın bil hayalinde, şehre gidip bir kapıcılık kapmak ve yırtmak vardı.. bugün de, fırsatını bulan türk yırtar, olmadı mikro milliyetçilik yaparak çevresini etrafına toplar, ötesini berisini de umursamaz..

şahsi görüşüme göre sınıfsal mücadele, yerleşik tarım toplumlarının bir problemidir.
halk sokağa inip 1 kuruş zamma isyan etmiyorsa boyle devam eder. korku imparatorluğu.
fikri olmayan pezevenklerin ortak buluştuğu noktadır necip fazıl kumar hadisesi.
siklemem şahsen. sadece kayıt düştüm.
Necip Fazıl Kısakürek poker oynarken mi düşünmüş bu sözleri acaba?
türk işçisi mümindir.
komünizmanın ne olduğunu yakından bilmese de allah'ı inkâr esası üzerine kurulu olduğunu uzaktan görür; ve allah'ın hakkını vermeyen bir sistemin, vermekten bahsettiği kul hakkına inanmaz.

necip fazıl kısakürek
Beyinleri olmayan kitle.
Ülkemizde genel olarak mallık yaparlar.
ezilmeye her daim mahkum olan modern devrin insan topluluğu.
dünyanın büyük bir kesiminin olduğu sınıf. bunlar çalışıyor bir avuç insanda yiyor.
dünya demek düzen demektir. düzen ve düzülen kesim her zaman vraolmuştur.

komünizm bile bunu değiştiremez. varoluştur.

işte düzülen kesimin genel adı işçidir.

doğada bile var. işçi arılar kraliçe arılar diye. varoluştur.
Sikertilen insanlar topluluğu.
ütün taşlar gibi vekarlı,
hapiste söylenen bütün türküler gibi kederli,
bütün yük hayvanları gibi battal, ağır
ve aç çocukların dargın yüzlerine benzeyen elleriniz.
Arılar gibi hünerli hafif,
sütlü memeler gibi yüklü,
tabiat gibi cesur
ve dost yumuşaklıklarını haşin derilerinin altında gizleyen elleriniz.
Bu dünya öküzün boynuzunda değil,
bu dünya ellerinizin üstünde duruyor.

insanlar, ah, benim insanlarım,
yalanla besliyorlar sizi,
Halbuki açsınız,
etle, ekmekle beslenmeğe muhtaçsınız.
Ve beyaz bir sofrada bir kere bile yemek yemeden doyasıya,
göçüp gidersiniz bu her dalı yemiş dolu dünyadan.

insanlarım, ah, benim insanlarım,
hele Asyadakiler, Afrikadakiler,
Yakın Doğu, Orta Doğu, Pasifik Adaları
ve benim memleketlilerim;
yani bütün insanların yüzde yetmişinden çoğu.
elleriniz gibi ihtiyar ve dalgınsınız,
elleriniz gibi meraklı, hayran ve gençsiniz.

insanlarım, ah, benim insanlarım,
Avrupalım, Amerikalım benim,
uyanık, atak ve unutkansın ellerin gibi,
ellerin gibi tez kandırılır,
kolay atlatılırsın...

insanlarım, ah, benim insanlarım,
antenler yalan söylüyorsa,
yalan söylüyorsa rotatifler,
kitaplar yalan söylüyorsa,
duvarda afiş, sütunda ilan yalan söylüyorsa,
beyaz perdede yalan söylüyorsa çıplak baldırları kızların,
dua yalan söylüyorsa,
ninni yalan söylüyorsa,
rüya yalan söylüyorsa,
meyhanede keman çalan yalan söylüyorsa,
yalan söylüyorsa umutsuz günlerin gecelerinde ayışığı,
ses yalan söylüyorsa,
söz yalan söylüyorsa,
ellerinizden başka herşey
herkes yalan söylüyorsa,
elleriniz balçık gibi itaatli,
elleriniz karanlık gibi kör,
elleriniz çoban köpekleri gibi aptal olsun,
elleriniz isyan etmesin diyedir.

Ve zaten bu kadar az misafir kaldığımız
bu ölümlü, bu yaşanası dünyada
bu bezirgan saltanatı, bu zulüm bitmesin diyedir.
Nazım Hikmet Ran
her şeyin temeli, zemini ve ayakta tutucusudur.

işçi sınıfı bir milleti millet yapandır. sermayeyi sermaye yapan emekçidir.

değeri bilinmez, hor görülür. gün gelecek onun da kıymeti bilinecektir.
Birlik olamadığı için kapitalizmi besleyen, kapitalizmi beslediği için sürünen görünümüyle kafesteki çarkında akşama dek dönen ve tüm yorgunluğuna rağmen bir adım ileri gidemeyen köle kesimidir.
Politik mücadele içinde gücü gittikçe azalan, tek amacı ekmeğini kazanmak olan, buna mecbur bırakılan alınteri uzmanları.

(bkz: mavi yakalılar)
anamalcı sanayi toplumlarında, üretim araçlarından yoksun bulunan, geçimini kol ve kafa gücünü anamalcıya kiralayarak sağlayan insanların oluşturduğu sınıf.

görsel
emperyalistlerin sömürgecilerin en nefret ettiği sınıf.
elinde ayfon tl si yok. gider kafeye çaya 3 tl verir kafenin wifisini kullanır. elden çıkma araba almaya çalışır benzini yoktur.

kızlarla takılmayı çok sever 3 kuruş parasını da onlara harcar.
Milliyetcilik gibi sikimsonik akimlardan etkilenmemesi gereken; turku, rusu, ermenisi, cinlisi, arabi hep birlikte burjuvaya karsi birlestigi zaman dunyayi somurgecilerden kurtaracak olan sinif. Isci olup ta komunizmden nefret edenler ya irkcidir ya da mazosist.
asgari maaş.
bağlamazsam olmaz sanki işte (bkz: açlık sınırı).