bugün

kendini tüm dünyadan soyutlamaktır, nerdeyse kendini üstün ırk olarak görmektir.
kemeraltı'da kaybolmayan, kaybolsa da yolunu bir şekilde çıkarabiecek yeteneğe sahip olan üstüne üstlük orada huzur bulabilen kişiye "izmirli" denir.
(izmir 'li olmayanlar, tek başına denemeyiniz.)
*asil olmak.
*güleç olmak.
*mutlu olmak.
*güzel olmak.
*aydın olmak.
*insan olmak.
gavur hamı tabirinin anlamını bilmektir. sıcaktan delirmektir.
özlemektir izmirli olmak, en güzeli de yıllarca o şehir senin bu şehir benim sürttükten sonra yine eninde sonunda izmir'e döneceğini bilmektir diyecektim, vazgeçtim. o zaman sözümü bitireyim, arkadaş nedir bu izmir faşizanlığı yahu? tamam ben de izmirli sayılırım * lakin burada uzun uzun şehrimizin yüz yüze olduğu sorunları anlatacak da değilim. hepimizin bildiği şeyler, takıldığım nokta ortada bu kadar da tüylerimizi kabartacak bir durum olmadığı halde izmirlinin kendini fasülye gibi nimetten sanması. sanki venüsten geldiniz bilaadeeer, biz de etten kemikten insanlarız yahu. sanırsın elf diyarı rivendell arkadaş, fırsatını bulan izmir faşizanlığı yapıyor. naçizane tavsiyem biraz dışarı açılmanız, dünya çok büyük ama izmir çok çok çok küçük. yerel kanalları çeken çanak anten kullanmayın lan işte, uyduya geçin artık. nasıl olsa eninde sonunda geri döneceksiniz.
Yaşadığımız günlerde ayrı bir sorumluluk getiren bir kavramdır. Sadece bir şehri değil bir zihniyeti de temsil etmeyi gerektirir. Türkiye'nin aydın yüzü olmak buradan geçer. Hoşgörü sahibi olmak burada anlam bulur. Farklı olanın da saldırılmadan,taciz edilmeden yaşayabileceği bir şehrin insanı olmaktır.
istanbullu veya karslı olmaktan farksız durum. (bkz: hepimiz türkiyeliyiz)
sıcakkanlı olmaktır. her ortamda gönülleri fethetmektir adeta.
tanımadığın kişilere dahi gülümsemektir umursamaz muzur bakışlarlarla..
hoşgörülü olmaktır kendinden başkasını da önemseyerek.
rahat yaşayabilmektir. futursuzca, özgürce..
izmir denilince içinde bir şeylerin kıpır kıpır hareket etmesidir. milli duyguların kabarması gibi bir şeydir bu.
izmirli olmak, izmir aşkı başkadır.
diğer şehirlerden bir arkadaşınız sizi haftasonu ziyarete geldiğinde * kıskanılmanıza neden olacak şeydir.
kordon rüzgarında ruhu arındırmak,
insanları daha bir sevmek daha kolay kaynaşmak,
özgür topraklarda yetişen bir sarmaşık gibi dilediğince yaşamaktır...
diger tum turk sehirlerinden farkli olma duygusu, turkiyenin batiya en yakin kenti, her anlamda.
diğer yurdum illerinden olmakla eş değerdir. fark yoktur.
senelerce izmirlilerin neden izmirli olmakla bu kadar övündüklerini anlayamadım. taki izmir' de yaşayana 1-2 hafta yaşayana ve izmir'e yerleşmeyi düşünene dek. bence ülkenin gericilikten bir nebze uzak kalmış bu kentini bağımsız bir ülke ilan edip oaraya taşınmalı...
Mantalite farkı... Başka bir şey değil. Bakış açısı değişik olmaktır. Kızlar başka şehirlerde de güzel. izmir'in kızları başka güzel lafı aslında o kızların seninle çata çat fikir mücadelesine girmesinden dolayı oluşan bir izlenimdir. Genelleme yaparak yazıyorum. Kimse üstüne alınmasın.
bazılarına göre gavur olmaktır.
izmir insanı'nın medeniyet düzeyi, hayat tarzının modernliğinden kendine pay çıkarmak isteyen sadece babaanne tarafından izmirin bayındır ilçesinin bir köyünden olan kişinin dahi, sosyal ortamlarda gerine gerine 'izmirliyim' diyebilmesi durumudur. * sanırsın karşıyaka kreşlerinde büyümüş, kordon boylarında sabahlamış, alsancak'ta piyasa yapmış, göztepe'de oturmuş..
asil duyguların insanlarıdırlar. cana yakın, güler yüzlü, sosyal, sempatik genelde pozitif insanlardır...
her yerde gulusunuzden, yuruyusunuzden taninmaktir.
su sekilde tanımlamış hurriyet iki tam sayfasını ayırarak:
(bkz: http://www.hurriyet.com.tr/pazar/11761196.asp?gid=59)
ali şan ile mahsun kırmızıgül'ü ayıramamaktır.
gurur kaynağıdır. *
nerde nasıl davranılacağını bilmek, kibar olmaktır.
izmir dışındaki illerde kızların memleketinin bir bakışta tahmin edilebildiği şehirli olma durumu.
izmirli olmanın üstüne bir de, karşıyakalı olmak eklenirse tadından yenmez.
Türkiye'den sıkıldığım zaman izmir'e giderim ben. Simite gevrek deriz biz... Çekirdeğe çiğdem. Kordon elektrik aleti değildir. Kumru da kuş değildir bizim için... Yengen'i yeriz. Sen sigorta dersin... Biz asfalya deriz. Uzatmayız... Gidiyom geliyom deriz.

Evimiz isterse 800 metrekare olsun, balkonda otururuz. Hıdrellez filan gibi mazeretler uydurur, sabaha kadar sokaklarda içeriz.

Paraşüt kulesinden atlamayana kız vermezler; kızlarımızı da tavlayamazsın ha... Canı çekerse, o seni tavlar!

Bak iddia ediyorum, okey şampiyonası düzenlense, izmirli kadınlar alır kupayı... Erkekleriyle kahveye giderler çünkü... Şaşırdın di mi? Al buna da şaşır, nargile içerler... Askılı giyerler, şortla gezerler, öküz gibi bakarsan, bi çakar, bi de duvardan yersin... Gönül Yazar'ız, Sezen Aksu'yuz; bir gül takıp da saçlarına, çıktı mı deprem sanırdın kantosuna, Karantinalı Despina'yız... Sensin Varoş! Biz tenekeli mahallede bile el ele gezeriz.

Erkeklerimiz de fena değildir hani... Detaya girmeyeyim, Ayhan Işık, Metin Oktay, Mustafa Denizli mesela, bi fikir verir sana... Ertuğrul Özkök'ün kırdığı cevizleri okuyoruz; eşi kafasına ütü atmış...

Hava güzel, daralırız, okulu ekeriz. Mezun olduktan sonra öğretmeniyle kadeh tokuşturmayan öğrenciyi zor bulursun izmir'de. Siz sembol diyorsunuz ama, saat kaç diye Saat Kulesi'ne bakanı bulamazsın, altında buluşanlar bile zahmet edip kafasını kaldırmaz!

Rahatızdır... Çocukları Kemeraltı'da kaybederiz, alışverişe devam ederiz, esnaftan biri bulup getirir, çıkışta Kemeraltı Karakolu'ndan alırız... ağlayıp zırlamak bi yana, çoğu dondurmayı bitirmediği için ayrılmak istemez karakoldan, iyi mi...

Aceleye gelemeyiz! Bir sene önceden duyurmaya başla, de ki, 22 Ağustos saat 20'de tiyatro başlıyor... 20.30'da geliriz... Sanatçılar da izmirliyse, tiyatro zaten 21'de filan başlar...

35'imiz var. 35 buçuğumuz da var. Arkadan sirenleriyle isterse Cumhurbaşkanı gelsin, bana mı sordu, tarladan gitsin, makam arabasına yol vermeyiz.

yılmaz özdil * *