bugün

Zaten insanlar mutsuz olmadıkça başkalarının mutsuzluğunu anlamıyor. Mutsuz bir insanın hassasiyeti çok daha kuvvetli oluyor.

Fyodor Mihailoviç Dostoyevski-beyaz geceler
vücutlarımız, birbirimize en kolay vereceğimiz şeydir, asıl mesele, hayatımızı verebilmektir. baştan aşağı bir aşkın olabilmek, bir aynanın içine iki kişi girip, oradan tek bir ruh olarak çıkmaktır.

ahmet hamdi tanpınar - huzur.
askerlik öldü general. sinsi siyasetçilere, sırf üniformalı oldukları için asker diyemem.
''bu dünyadan geçip gidiyoruz, salatalıklardaki yarıklardan geçen güneş ışınları gibi...'' dedi Alba.

samuel beckett-aşksız ilişkiler.

sayfa-59.
Hayatım boyunca kendimle ilgili olarak uzun açıklamalara girmekten kaçındım. Yani duygularımı bütün açıklığıyla uzun uzun anlatmadım kimseye. Bunu yapmak doğru muydu bilemiyorum ama bu böyle sürdü. istedim ki bana bu kadar yakın olan insanlar birkaç kelimeyle, birkaç cümleyle, bir bakışla, bir nefes alışımla anlasınlar neler olup bittiğini. Çünkü ben böyle anlayabiliyorum. Eğer sahiden birinin yakınında duruyorsam, bu kadarla da olsa farkına varabiliyorum olup bitenlerin. Yakınlarında olmanın hakkını veriyorum ve bunu onlardan da bekliyorum...
sarılma, tutma, okşama filan değil; şu an olduğu gibi. bazen, yalnızca serçe parmağını diğerlerinden ufak bir açıyla ayırıp benim bir yerlerde öylece durmakta olan elime dokunuyor. hayır, bir elektriklenme filan olmuyor, hatta kimi zaman farkına bile varmıyorum. yalnızca o dokunuşu her gördüğümde ya da tenimde hissettiğimde, bunu yapmayı asla unutmuyor olmasından etkileniyorum. kimseler tanık olmuyor, kimselerin sevgi gösterisine benzemiyor. demiştim, bazen ben bile farkına varmıyorum ama o dillendirmeden, usulca, hep sevgisini söylüyor…

-atilla atalay-
Eğer ıstıraplarımız birisine yarayabilseydi, bir fedakarlık yapmış olmak düşüncesiyle kendimizi teselli ederdik.

Gustave Flaubert-Madam Bovary
- benim Zerdüşt, o tanrısız; nerede bulurum dengimi? Kendi istemini kendi belirleyen ve her türden boyun eğmeyi reddeden herkes benim dengimdir.
"Kalbime küçük ve hasta bir çocuğa bakar gibi davranıyorum; her arzusunu yerine getiriyorum".
OU MELEi MOi.

"her şey bana vız gelir".

johan joachim winckelman-antikçağ

sayfa: 81.
"hayat, birine seni seviyorum demenin kararsızlığını yaşamak için çok kısa."

sarah jio- mart menekşeleri.
biliyordu, zihni tekrar asla tanrınınki gibi çoşmayacak, özgür olmayacaktı.

the great gatsby.
"Yalnızlara karşı güvensizdirler onlar ve armağan vermek için geldiğimize inanmazlar."

Böyle Buyurdu Zerdüşt - Friedrich Nietzsche.
"Ben sizin öz tanrınızım".
içkiyi bir kaptan bardağa döktüğünde, birini doldururken ötekini boşaltmış olursun.
nasıl hoşunuza giderse - shakespeare
irade olan yerde care de vardir.
(bkz: Kızım olmadan asla)
"yaz rüzgarıyla salınmaya devam ediyordu salkımsöğütün dalları. Kino'nun içindeki küçük, karanlık bir odada, sıcak bir el onun eline doğru uzanmış, onu tutmaya çalışıyordu. Kino, gözlerini sımsıkı kapatmış, o tenin sıcaklığını, yumuşak varlığını hissediyordu. Bu, onun çok uzun zamandır unuttuğu bir şeydi. - Elbette incindim ben, hem de çok incindim-. Gözlerinden yaşlar süzüldü. Karanlık, sessiz bir odada. Bu sırada dünya durmaksızın yağan yağmurun serinliğiyle ürperiyordu."

(Haruki Murakami - Kadınsız Erkekler).
Dostoyevski'den alçaklık ayarı.

"eğer yüksek bir yerde, bir kayanın üzerinde, iki ayağımın sığacağı kadar bir yer verseler ve deseler ki "çevrende okyanuslar, altında uçurumlar, korkunç bir yalnızlık içinde, böylece dikilmeye razı mısın?". bütün samimiyetimle şu cevabı verirdim. "evet razıyım! yeter ki yaşayayım!... ömür boyunca, binlerce yıl ayakta ... dursam bile yaşamaya razıyım...". aman allah'ım! ne yaman bir gerçek!... yaşamak... her şeye rağmen yaşamak arzusu... insana bu yüzden alçak diyen, kendisi alçaktır!"
Kötümser değildim , yemin ederim ki kötümser değildim . Sıkılmıştım sadece . Aynı piyesi , çok kere seyretmiştim . Aynı şarkıları , aynı şakaları çok dinlemiştim . Perde arkasını öylesine iyi biliyordum ki , sahnedeki davranışlar , gülüşler ve şarkılar arkadan gelen çarkların sesini örtemiyordu .
bir varmış bir yokmuş.
ben ne olduğumu biliyorum, ne kadar olabileceğimi merak ediyorum...

.. işte bu süreç kişinin kendine ihanet etme süreci. kendine ihanet eden, yüzyıllar boyunca ihanet etmiş bir insanlık. ben bunun bir parçası olmayacağım. çünkü ben kendi varoluş fikrimi geliştirmeyi tercih edenlerdenim, her cevapta değiştirmeyi değil.

edit: fi
"Gelecek, onu görene kadar şekilsizdir. Bir parayı havaya attığında iki olası gelecek vardır, birinde para yazı gelir, diğerinde tura, ama sen görene kadar ikisi de değildir."
Gençler bilebilse, yaşlılar yapabilse...

Onur Şenli'den.
Senin Yerinde Olsaydım

"Ona her dokunuşumda, onu her öpüşümde içimde bir çaresizlik büyüyordu. "
O arada kadın soyunurken , kocasının gelmesinden endişe ediyordu. Bir yandan da heyecandan kalbi titriyordu.