bugün

öncelikle belirtelim; aramaya inanmaz biri değilim. benzer konuda baskentin istanbul a tasinmasi şeklinde bir başlık var. ancak bu başlık mevzuyu iyi anlatan bir başlık değil.

bu konuda çok yaygaralar koptu. kimi doğru bir karar olacağını belirtti, kimi hukuken imkansız dedi, kimi de atatürk'ün mirasına ihanettir dedi.

bence bu konunun muhalifleri aşırı duygusal davranmaktadırlar. eğer anadoluda bir türk devleti varsa bu devletin başkenti tarihi ile görkemiyle istanbul olmalıdır. cumhurbaşkanlığı konutu da yıldız sarayı olmalıdır.

tabi bu işler ol demekle olmuyor, içinde hukuki ekonomik ve mühendislik detaylarını da barındıran çoook geniş bir proje hazırlanmalı bu kapsamda harekete geçilmelidir.
(bkz: hazımsızlık)
anayasanın değiştirilmesi teklif bile edilemeyecek maddelerinden birine aykırıdır.
hukuki ekonomik ve mühendislik detaylarını da barındıran çoook geniş bir proje hazırlanmamalı bu kapsamda harekete geçilmemelidir. çünkü ankara, bağımsızlığın, cumhuriyetin simgesidir.
istanbul bugün finansal anlamda çok önde olsa da, bu durum sydney'in avustralya başkenti olarak bilinmesine benzer.. herşey görkemle, parayla pulla sarayla olmaz..
osmanli´nin dönüsünü isteyen kisinin hayalidir. olmasi icin rejimin tamamen degismesi gereklidir, buna da yasanin izin vermesinin mümkünati biraz zordur.
new york un amerika nin, sydney in avustralya nin, mekke nin arabistan in baskenti olmasi gibidir. bir sehrin en buyuk veya en guzel sehir olmasi sehrin o ulkenin baskenti olmasini gerektirmez. her sehrin ayri bir baskent olma oykusu vardir, ankara nin neden baskent oldugunu ilkokula giden her turk genci bilir ve ankara da bir iki gun geciren her insan istanbul un baskent olmasi taktirde nasil yasanmaz bir yer haline gelebilecegini kolaylikla kestirebilir. ankara yi bile bogan bu burokrasi havasi ve gri binalar istanbul un ne tabiatina ne de insanina uyar. ankara insani ise barisiktir bu havayla ve hayatta kalmasini bilir, zevk alir ankara dan. o yuzdendir ki bilmez ankara nin guzelligini orada yasamayan.

yazima bir halk ozanin guzel bir bestesi ile son vermek istiyorum;

angara, angara, guzel angaraaa
seni gormek ister her bahti karaaaa
dubudubu dub dub...
istanbul'a sahip olan ülkenin doğu'nun ve batı'nın hükümdarı olduğu inancı vardır.

osmanlı'da önce iznik ve bursa başkentti çünkü beylik zamanında bizans'ın, latin rum devleti'nin (haçlıların) anadolu'ya açılan kapısı ele geçirilmişti. daha sonra haçlı seferleri ve balkanlar'ın fethi döneminde edirne başkent oldu. istanbul'un da ele geçirilmesi ile istanbul başkent olarak kaldı.

ankara'nın başkent olmasının en büyük önemi ise, türkiye'nin kuruluşunun, türk milleti'nin anadolu hareketi sayesinde olmasıdır. trakya'da da yerel direnişler vardır fakat mustafa kemal'in komutasında birleşememişlerdir. milletin gözünde istanbul diyince halife akla gelmektedir, sultan akla gelmektedir, babıali akla gelmektedir. oysa türk milleti, istanbul'dan değil, ankara'dan yönetilmekte, yani kendi kendisini yönetmektedir.

bu anlamda türkiye cumhuriyeti'nin başkenti istanbul değil ankara'dır ve öyle kalacaktır.
merkez bankası'nın istanbul'a taşınmasının nedeni olması kuvvetle muhtemel, hilafetçi/mandacı talebidir.

(bkz: sessiz devrim)
her şeyden önce hukukun izin vermediği bir durumdur. istanbul avrupa'nın kültür başkenti olabilir. hatta avrasya'nın kültür başkenti olabilir. ama nüfusu 10 küsür milyon olan bir şehre bir de bürokrasiyi eklerseniz, o şehir şehir olmaktan çıkar. istanbullu arkadaşların ya da istanbulda yaşayan ankadaşların beni daha iyi anlayacağını düşünmekteyim. kendi şahsıma konuşmak gerekirse, istanbul'a gittiğimin her defasında o kente aşık olmak için bir sebep daha bulurum. boğaz havasıyla, her şeyden önce tarihi dokusuyla bambaşka bir yerdir. bunu sadece türkler değil istanbul'u gören herkes söyler. yaklaşık 21 yıldır ankarada yaşamama rağmen istanbul aşığı bir kimseyimdir. lakin tarihinin bu kadar görkemli olması istanbul'u başkent yapmaya yeter mi? yetmez.

-tarihe bakıcaksan ankara'nın da hititlere kadar uzanan tarihi var benjamin.
-vay bana! o zaman baya eski bizim buralar?
kabul edilebilir argümanlarla reddedenler var. kendilerine saygılarımı sunuyorum. zaten mevcut koşullar düşünüldüğünde neredeyse imkansız bir hayal gibi görünüyor istanbul'un başkentimiz olması.

ama bi de kendi gölgelerinden bile korkan, osursak ''fazla koku rejimi tehdit ediyor'' nidalarıyla ortalarda koşturan paranoyak arkadaşlar var. onlara da götümü dönüp en fasülyeli osuruklarımdan gönderiyorum.

ulan bugün savaş çıksa ya da ne bileyim darbe filan olsa o şimdi devrimci diye övdüğünüz abileriniz gibi gemiyi ilk siz terkedeceksiniz. ben cephede kanımı dökerken sen başka bir devletin vatandaşlığı için popo yalıyor olacaksın, hangi ülküden bahsediyorsun, hangi rejimden.
yanlış bir önermedir. zira türkiye nin başkenti ankara dır. istanbul, dünyanın başkentidir.
eski köye yeni adet getirmektir efendim...ayrıca da istanbul'a yakışmaz.
Yurt disindaki hemen hemen herkesin zaten Istanbulu TUrkiyenin baskenti sanmasi.
osmanlı nın dönüşüne zemin, atatürk ün mirası falan gibi nedenleri bir kenara bırakırsak(sen sahip çıkarsan bişey olmaz kardeşim. tapu kadastro genel müdürlüğünün nerede olduğuyla rejimin ne ilgisi var?!) istanbul un başkent olmasının asıl sakıncası askeridir. bilindiği gibi başkenti işgal altındaki ülke savaşı kaybetmiş sayılır. resmiyetteki bu durum fiiliyatta da çok farklı değildir. dolayısıyla yunanistan ın dibinde bulunan, bu ülkenin desteğiyle yapılacak bir askeri harekatta korunması konusunda zaafa düşülebilecek bir kent yerine batıdan gelen taarruzlara karşı egenin iç kesimlerindeki dağlık bölgeler sayesinde kısmen korunması mümkün, anadolu nun orta yerinde bulunan bir kentin başkent olması daha mantıklı gözüküyor. ki ankara nın zamanında milli meclisin toplanacağı yer olarak seçilmesinin mantığı da buydu.
stratejik açıdan bakıldığında pek de akıl karı olmadığına inanıyorum. koskoca osmanlı imparatorluğu'na yüzyıllarca başkentlik yapmış bir şehrin yerine ankara'nın başkent yapılması sadece kurtuluş savaşı'nın ankara'dan yürütülmesi değil, sahip olduğu güvenli konumdur. istanbul, ankara'ya kıyasla daha saldırılara açık konumdadır.buna bir montrö boğazlar sözleşmesinin maddelerini eklerseniz pek de uygun olmayacağı anlaşılacaktır.
osmanlı bizim ecdadımızdır. bunda hemfikiriz. ama atatürk'ün kurduğu ve tarihimiz gibi mirasımız olan cumhuriyet değerlerine de sahip çıkmamız gerektiğinden cumhuriyet mirası olan başkent ankaraya da sahip çıkmalıyız. bu açıdan yersiz bir olaydır. *
abd nin büyük orta doğu projesinden sonraki amacıdır. abd nin önemli düşünce ve siyaset kuruluşlarından hudson enstitüsünün orta doğunun geleceği için hazırladığı seneryolarda abd için en uygun orta doğu nun istanbul un başkent olduğu adı anadolu cumhuriyetiolarak değişecek ikinci osmanlı olması muhtemel ılımlı islam cumhuriyeti olduğundan bağsediliyor. türkiye isminin değiştirilmesi anadolu da yaşayan etnik kimliklerin rahatı için gerekliymiş. neyse en komik olanda başkenti istanbul olacak olan bu devletin anadillerinin türkçe, rumca ve kürtçe olması. vay anasını sayın seyirciler.
olası bir savaş halinde savunması daha kolaydır diye ankara başkent olarak kalmalıymış.

vay be! arkadaşlar kaçıncı yüzyılda yaşıyoruz? savaş dediğiniz pkk ile mücadele ise tamam ama düşman olarak bir ülkeden bahsediyosanız kusura bakmayın ama güleceğim biraz. yahu bilmem kaç yüz km menzilli füzeler, atom bombaları, yüzer ada diyebileceğimiz savaş gemileri varken siz bana ankara'nın stratejik öneminden mi bahsediyorsunuz!
bir kentin füze atarak, hava bombardımanıyla ele geçirilebileceğini sananların hayali. eline vereyim yüzlerce füzenin uzaktan kumandasını(ya da her neyse işte) hepsini at bakayım ankara senin oluyor mu? bir kenti ele geçirmek için orada senin askerin olmalı be güzelim! son zamanlarda da bu çıktı arkadaş ha! türk ordusu abd ordusunu direnir diyoruz. cevap olarak füzelerden falan bahsediyor adam. sen bir toprağa ancak piyade soktuğundan orayı ele geçirmiş sayılırsın. zaten saçmasapan bir hayal olarak kalmaktan ileri gidemeyecek hayalinizi de bi çay koymaya gönderin gözünüzü seveyim.
mümkün olması ekonomik açıdan da imkansızdır. şöyle ki, yıldız sarayı filan denmiş ama iş onlarla bitmiyor malumunuz. bunun meclisi var, bakanlıkları var, emniyeti var, var oğlu var yani. tüm bunların taşınması demek milyar dolarlar demek. kaldı ki hadi tüm binaları taşıdık, e ankara'dakileri n'apacağız? malum, ankara'nın bugün büyükşehir olmasındaki temel neden başkent olmasıdır. bu vasfı kaldırırsanız ankara'da yaşayan büyük bir nüfusu hiç etmiş olursunuz. e bu nüfusun ilk hedefi istanbul olacağına göre, 14 milyonla başedemezken 20 milyonla istanbul olduğu gibi göçer.

bir başka sorun da arazi. istanbul dolup taşmış durumda, ancak tüm bu merkez binaların inşa edilmesi için istanbul'un göbeğinde büyük bir arazi üzerine yepyeni bir kent işası gerek adeta. bu hem istanbul'un, tarihi dokusuna zarar verecektir, hem de gene büyük bir maliyet gerektirecektir.

ankara'nın türkiye'nin hemen her köşesine eşit mesafede oluşu da önemli bir faktör. elbette teknoloji artık çok gelişti denebilir ancak hala ulus-devlet'te merkezi yönetimle yerel yönetimlerin birbirine uzaklığı devlet yönetimi açısından son derece önemli.

bunun dışında ankara biraz da denge unsuru aslında istanbul karşısında. istanbul türkiye'nin her anlamda markası tartışmasız. ancak sanayiden, finansa ankara'nın başkent olması, bir nevi anadolu'yu temsil etmesi istanbul'u dengeleyen bir faktör. başkentin istanbul'a taşınması manevi anlamda da anadolu'ya yeniden bir sırt çevirme olarak algılanabileceğinden türkiye halkı için, pek de hoş olmayacaktır benim düşüncem.

ek: ha bir de anayasa'nın değiştirilemez maddeleri deniyor da, geçiniz diyorum ben de. o değiştirilemez denen maddeler paşa dedelerimiz tarafından 4 kere değiştirildi yahu. değiştirilemezi mi kaldı?
herhangi bir tehlike durumunda düsman kuvvetlerinin ülkeyi ele gecirmesini kolaylastıracak durum. * * *