(bkz: vinton cerf)
1) cikolata gorunumlu bok.
2) limonata gorunumlu sidik.
- sen şimdi bununla internete de girersin
+ modem yok
- virüs bulaşır sonra
+ modem yok
- uğraş dur. formattı, resetti
+ abi sen beni dinliyor musun?
- ................
+ modemimiz yok birrr... internet için başvurdun mu ptt'ye ikii.
- şimdi müşteri bize mail atsa göremeyecez mi?
+ rabbi yessir vela tuassir inni küntü minezzalimin...
- veladdallin.. amin. eheheheh
dünya'nın yeni sosyallik biçimi.. zevklerimize, alışkanlıklarımıza kadar giren tanımlanamayan güçlerin, bizleri asimile edip etkisizleştirme çabalarının en fazla vuku bulduğu alan..
(bkz: seni sevmiyorum)
(bkz: sana gelmediğim gün öldüğüm gündür gülüm)
(bkz: internet ve kişilik haklarına tecavüz)
sene; 1999 ben o zaman tanıştım internetle. belki de öyle zannettim.

ay-net internet cafe var evin az ötesinde, yeni açılmış. bulunduğum şehirde açılan ilk internet cafe. bu nedenle bilgisayar ve internetle pek tanışık olmayan bir şehrin, bu internet cafeye uzay mekiği minneti göstermesi tabiatıyla doğaldı. ben de gittim. o zaman da bu işlerden bir b.k anlamıyordum. şu sıralar da bir b.k anlamıyorum galiba. besg in girdiği bol bakınızlı entrylere baktım da harbiden bi b.k anlamıyorum ki ben daha geçen yıl sırf mozilla ya godzilla dedim diye her ortamda daşşah malzemesi oldum. hatta öyle abartan oldu ki adam sevgilisiyle kavga ediyor, kızın suratı mahkeme duvarı, sırf kız gülsün diye; "pyg mozillaya godzilla dedi biliyor musun" deyip ortamı yumuşatanlar oldu. hayırlara vesile oldum.

neyse asıl mevzuya dönecek olursak, ben yine o sessiz, sakin ama bir o kadar da güzel anadolu şehrindeyken internet denen peygamber icadı şehrimize teşrif etti.
mekan; ay-net internet cafe. giriyorum içeriye, hemen sacit abi karşılıyor beni...

- hoşgeldin pyg

+ hoşbulduk abi, boş masa var mı?

- hee var. mırc mı, araba yarışı mı, internet mi? (evet soru aynen bu zira mantalite de böyle)

+ abi internet

- 8 numaraya otur. (ne farkediyorsa her bilgisayarda her bi bok var zaten, hepsi aynı, olay sacit abinin egosantrik kaygılarından ileri geliyor esasında)

oturup açıyorum explorer penceresini, adres çubuğundaki ok işaretine tıklıyorum, ve önceden girilmiş adresler karşıma çıkıyor akabinde bunlardan birini seçip takılıyorum. babamın çalıştığı daireden biliyorum bunu da. enver abinin bilgisayarında penis com diye bi site hep geçmiş sayfasının en başında dururdu. babam, çok delikanlı adam der enver abi için ama ben bunu yadırgamam ki babam penis.com un içeriğini bilmez. [lan enver abi gay mı bea hala içimi kemirir bu düşünce]

ben bu internet denen dalgayı alışkanlık edintikten sonra, sınıf arkadaşım servet de bu olaya ilgi göstermeye başladı. "abi nolur bana da öğret çok merak ediyorum" ayaklarına yattı. cafede harcanılan zamanın ücretini servet in sırtına vurmak şartıyla yine ay-net internet cafe ye gittik.

servet: hadi girelim abi, aç bakalım

pygmalion: dur ok işaretini tıklayacağım

servet: e tıkla hadi

ok işaretini tıkladım. ama bir b.k yok. boş. önceden girilmiş hiçbir sitenin ismi yazmıyor. işin asıl faciası şu ki; ben internette bir sayfaya ulaşmak için o sayfanın adının yani adresinin adres çubuğuna yazılması gerektiğini bilmiyorum.

servet: olm ne oldu lan?

pygmalion: olum ok işareti boş çıktı

servet: e yani? ne oldu şimdi?

pygmalion: olum demek ki bugün internet yok

servet: olum benim şansım a.q, biliyordum böyle olacağını

pygmalion: olum görüyorsun ok işareti boş, yok abicim bugün internet

servet: hay a.q

***

şimdi bu nerden kafana esti diye sorabilirsiniz, yanıtlayayım hemen;

az evvel servet messengerde oturum açtı.

srvt... @turkcoder.org (dağda ya da sanalda farketmez, biz bu vatan için varız) şimdi oturum açtı.

hacker olmuş bizim servet. ne diyeyim servet be a.q senin.
uzağı yakın kılan , akla her gelenin bulunabiliceği , mevlam sen neler yaratıyon yarattıkların neler icad ediyo dedirten 2000 'li yıllarda her eve girmeyi başarabilmiş hayatımızın olmazsa olmaz larındandır.
(bkz: internet bürokrasisi)
antisosyallerin kaçış yeri.
biz daha çevirmeli bağlantıdan adsl'ye yeni geçmişken elin Japonuna dar gelen mekan.

bu yüzden de kendileri yeni arayış içine girmişler.
artık çöplük olmuş bir yer.
zaman öldürgeci.
tam kelime anlamıyla,öztürkçe karşılığı örüg bağ dır.
yüzyılın buluşudur.
forbes dergisinin victoria murphy barret adlı yazarının gayet güzel tanımladığı şey;

"istismar edilenler, baskı görenler ve utangaçlar için bir mahremiyet önlemi olarak başladı. şimdi ise sapıklar, caniler ve kötü çetelerin kalkanı haline geldi."
(bkz: hayranınım)
dünya genelinde 1 milyardan fazla kullanıcısı olan akıllara zarar icat.
bill gates in hakkında '' sansürlemeyle bir yere varılamaz. internet i kontrol altına alamazsınız. '' dediği sanal dünya.
uyuşturucu gibi, kendini kaptırdın mı kurtulamıosun.
yaşınız gençse ve açgözlüyseniz uyuşturan bir şey. hayatınızı kaplayıveriyor.
gün geçtikçe ilerleyen, sonunun ne olacağını daha kestiremediğimiz iletişim ağı... 2010 yılında dünyadaki her kişi başına 10.000 telemetrik (yani sinyal alan veren) araç olacağını düşünürsek, yakın bir zamanda bizim adımıza da düşünecek, bizi taklit edecek bir sistem haline gelecektir..
dünyanın öbür ucuna bağlarken, evin öbür ucundan koparabilen sistem.
" arayan mevlasını da bulur belâsını da " mantığının sanala dönüşmüş biçimidir.
dışarıdan bakıldığında, yeryüzündeki güç odaklarının, sayesinde kollarını tüm dünyaya uzattıkları sanal bir gezegen canavarı; içeriden bakıldığında ise isteyenin keyfince kullanabildiği eşitlikçi bir alan ve herhangi sıradan birisinin bir devlet başkanı ya da bir petrol şirketi kadar etkili olabileceği özgürlük aracı; küreselleşmenin günümüzdeki en önemli sembolü.