bugün

Zamanla unuttuklarını düşündüğüm hocalardır. Her okulda sayıları git gide azalmaktadır. Kitaptaki ingilizce kelimeleri doğru yanlış okuyarak bizi eğittiklerini sanırlar. iş konuşmaya geldi mi sesleri malesef çıkmaz. Bu sebepten liseyi bitirmiş bir öğrenci derdini bir ingilize anlatacak kadar ingilizce bilerek ayrılır liseden..

(bkz: yanlışsam yanlışsın deyin)
genelde günlük ingilizceyi bilmez, sadece öğrendikleri gramer kalıplarıyla ingilizceyi sular seller gibi yuttuklarını zannederler... whats up deyince havaya bakanları bile mevcuttur...
cucumber kelimesini susambır şeklinde telaffuz ederler.
-achilles kelimesi akilliiiz şeklinde telafuz edilirken aşilus der.

-koskoca lise ogrencisine "ay tinkk evribadiiii iz hiyıır" şekilinde konuşur. *
-e lat of'a, a lot of der. *
-(abyss)abiss kelimesine abissi der.

sonuç olarak biz egleniriz, o rezil olur. ama olan yine bizlere olur.
doğma büyüme amerikalı olanları vardır. *
zaten yeterince ingilizce eğitim alamayan, üniversite giriş sınavına kadar kendini kasmış sonradan da haybeden sınıfları atlamışlardır veyaahut yıllar geçtikçe kendilerini geliştirmedikleri için ingilizceleri unutacakları kadar körelmiştir.
daha kötüsü vardır biz öğrenciler 8 sene ingilizce dersi alırız ama ingilizce konuşamayız.
türkçe konuşamayan türkçe öğretmeninin yanında pek dikkat çekmeyen öğretmendir. onları değil onlara kapı açan sistemi sorgulamak gerekir.
ayy endt yiuu will gooos tü aa bb dd.. (I and you goes to usa)
doğrusu > We will go to usa...

cümleyi açıklamak için bu kadar da uğraşılmazki.
son dönemlerde gördüğüm kadarıyla genç öğretmenler geliştirmiştir kendini. dinazorlara yol gözükmüştür sanki.
yaşlıdır.
+ Okey children. WHere we left? Who can say?

- Teacher, teacher.

+ Yes ali say please.

- we were learning whore numbers.

+ Shut up ali. How can you say like...
if..If I....If ı come... Oraya gelirsem şimdi espiri yapmayı gösterecem sana. Çık dışarı! Çık gerizekalı.
öğrendikleri şeylerden başka sahip oldukları bişey yoktur. bunu kızdıkları zaman çok rahat anlarsınız. türkçeyle pekala hakaret edip, aşağılayıp, kızarlar ama kurabildikleri tek ingilizce yapı shut updır kızınca.
(bkz: türkiye de öğretmenlerin kalitesi)

Sayıları gittikçe azalan öğretmenlerdir. Öyle umuyorum daha doğrusu.
judge kelimesini gucuk diye telafuz etme noktasına gelir.
zamanında sınavı geçcek kadar grammer biliyim yeter diye düşünen şimdi de öğrencilerine aynı şeyi öğreten öğretmendir.
büyük ihtimalle beden eğitimi öğretmenidir. benim ilkokul "ingilizce öğretmenim(!)" öyleydi. bilemedim şimdi.
meb tedrisatının sonucu olan bir durumdur. ingilizceyi kendiniz öğreneceksiniz efem, boşverin okulu filan. tecrübeyle sabittir ayrıca.
(bkz: Those Who Can t Do Teach)
(bkz: yapamayanlar öğretir)
(bkz: tezatlık)
bir devlet okulu klasiği. paramızı yer, 3 ay tatil yapar, çocuğumuzu döver ama lütfedip ingilizce öğrenmez.
ortaokul ve lisedeki tüm ingilizce öğretmenlerim.
bir tane bile ingilizce bilen ingilizce öğretmenim olmadı ne yazık ki!
Öğrencilerine birşey öğretemeyen torpille öğretmen olmuş olan kişidir.
ingilizce öğretmeni değildir.
çoktur. lakin bu ingilizce öğretmeninin mi yoksa saçma salak eğitim sisteminin bir sonucu mudur, suçlamadan önce düşünmek gerek. ABD ya da Birleşik Krallık'ta 1 sene geçirmeden, 4 senelik yüksek eğitimle ingilizce öğretmeni olmak başlı başına bir saçmalıktır. Ama okul masraflarını dahi zor ödeyen öğrenci nasıl olup da y.dışına çıkacaktır? üzerine makale yazılır, diyip, geçiyorum.