bugün

genellikle çok önemlidir ile bitirilen sıfat tamlaması..

Psikologlar insan hakkındaki düşüncelerin yüzde ellisini oluşturduğunu söyler ilk intibanın..

üzerimizde ne olduğu , o an ne yapıyor olduğumuz , tebessüm etmemiz veya somurtmamız kısacası lisan-ı halin insan hayatındaki en belirleyici olduğu andır ilk intibanın oluştuğu an..ya da süreç..
gorunusun, kıyafetin vb. ne kadar etkili oldugunu onaylayan hede
her ne kadar cogu insan dıs gorunuse onem vermedigini soylese de herkesde bir önyargı olusturan ilk karsılasma anı
4 saniyelik bi olay olduğu öne sürülür yalandır karşındaki sekiz saat süzer seni üstüne aptal aptal sırıtırsın.
insan iliskilerinde en önemli etkendir.ilk izlenimde eksi puan alıyosanız isiniz cok zordur.
her ne kadar itimat edilmemesi gerektiği söylensede, bilim adamlarınca da ispatlanmış kişilerin birbiriyle ilişkilerinde en önemli safha
ilk intiba için, hiç bir zaman ikinci şansımız olmayacağından iyi değerlendirilmesi gerekir. belirleyicidir.
kimsenin ne kendisini ne karşısındakini kandırmadan önemli olduğunu kabul etmesi gereken olgu..
"insanlar kıyafetleriyle karşılanır, konuştuklarıyla uğurlanır"
karşınızdaki insan şayet kız arkadaşınızın annesiyse ağzınızla kuş dahi tutsanız; maçın sonucu bellidir, ve de uğraşmanız nafiledir.
(bkz: first impression)
her ne kadar önemli olduğu söylense de bir kişiyi ilk gördüğümüz anı genelde hatırlamayız. sonraki görüşmelerimiz o kişi hakkında bir fikir oluşturmamızı sağlar. ilk intibaya dayanarak insanları değerlendirmek genellikle hatalı sonuçlar verir ve çoğu zaman mümkün değildir.
en dogru bilinen yanlislar vol 1.

nedir bu vol 1? elbette ilk intibanin cok onemli oldugu dusuncesi.

ilk intiba elbette ki onemlidir, kimse onemsiz aslinda bir anlami yok ki deyip tu kaka yapamaz. ben de yapamam.
ama karsidaki zihinde olusan hersey degistirilebilir, degistirilebilmeli.

en basitinden bir insanla tanistin. o kadar kendiniz olamadiniz ki ilk seferinde, karsidakinin gozunde durumunuz aynen su: bu ne mal adam/kadin la

bu fikrin gercekten de hic degisme sansi yok mudur? subjektif bir ornek mesela. en basitinden kendim. ne zaman insanlari tanimadigim bir ortama girsem tavrim durusum konusmam karsisinda insanlarin fikirleri su olur: sikilgan, fazla ciddi, hic konuskan degil, utangac. hayatimda o sekilde tanistigim veya baska turlu bir sekilde etkilesime gectigim ve beni cok degil bir kac ay tanimis herhangi bir insane sorsaniz bu sifatlara verecegi tepki su olur: ayni insandan bahsettigimize emin miyiz?

bu ornegin verilme sebebi su. ben insanlarin fikirlerini transforme edebiliyorum daha sonraki tavir ve davranislarimla. iyi yada kotuye evirebiliyorum. bunu benim gibi herkes de yapiyor. ve o ilk intiba anindaki karakter ozelliklerinin hicbirini daha sonradan hatirlatmiyor bile karsisindakine.

dogru hareket ettiginiz surece, aradaki yanlislar; dogrulugunuzu etkilemez. eger ki hatayi basta yaparsaniz sadece daha az hata yapma hakkina sahip olursunuz o kadar. her iliski, her iletisimde.
sonrakilerin habercisidir. bütüne baktığında geçer not almak lazım, karşındaki şans versin diye. insanlar artık çabuk sıkılıyor, her şey pata küte. şans dediğinse güvercin boku. dua et sana pislesin. öyle bir çelişki işte. ilklerin de şu hayatta yeri hep ayrı. kahrolsun ilkler!
çok önemlidir.
Mühimdir
görsel
Unutulmayandır.
işte bu tamamen yanılgı.
ilk bakışta neyi,ne kadar algılayabilirsin ki sonuçta bu vücutları hormonlar ve güdüler kontrol ediyor.