bugün

önce buzdolabı,sonra çamaşır makinası ve en sonundada bilgisayar ayvayı yiyince insanı bir daha buralardan eşya almaktan tövbe ettiren sikko yerlerdir.
Bunlardan ikinci el buzdolabı efendi uslu bir beyaz eşya iken, çamaşır makinası psikopatın önde gidenidir. Ne zaman ne yapacağı belli olmaz.insanı hayata küstürebilirler. Yine de sık taşınanlar için vazgeçilmez olurlar.
öğrenci evlerini şenlendiren eşyalardır.
candır. ikinci el eşya almak süper mantıklı bir eylemdir. bir eşyaya değerinden çok çok daha fazla para vermek çok mantıksızdır.

yıllardır öğrencilerin yürüttüğü bu akım son dönemde hakettiği değeri bulmuş moda bile olmuştur :

(bkz: vintage) *
okulumu bitirmemden mütevellit komple evimi boşaltıyorum çapada olan öğrencilere eşyalarımı vericem.. ihtiyacı olanlar msj atsın ..
Hic almadım çünkü insanimiza güvenmiyorum işe yarar bir seyi satmaz bence.
kullanmaktan hiç haz etmediğim, mecbur kalmadığım sürece kullanmadığım eşyalardır. ne güzel sıfırı var niye milletin eskittiği bir şeyi kullanayım.
almanya da kullanimi oldukca yaygindir.

insanlar urun kullanirken her ana satacakmis gibi Temiz kullanirlar.
Sıfır eşyaya o kadar para vermek istemeyenlerin yapacağı iştir. Ürünün bir sorunu yoksa gayet mantıklıdır bence.
bunların dükkanını açanların alayı orospu çocuğudur ve daha naif bir ifade ile kurnazdır, kunildir.
genelleme yaptım. istisnalar kaideyi bozsun.
istenilen kalitede ve ihtiyaç olan bir ürün olursa alınır.

örn: 7 yıl önce yağmurlu havada mecidiyeköy kartal arasında yolculuk yapılmış, ahşap barok stili el oyması varaklı 1.5 metrelik oval bir aynayı ikinci el almıştım.

kadıköy de babannesinden kalan evi dekor ettiren ve eski eşyaları elden çıkaran sonradan görme 30 yaşında diplomalı cahil bir kadındı.
babanneme evlendiğinde ev görmeye gelen babannemin amcası vermiş demişti. aynanın camının iç kısmında köşede ufak siyah noktalar vardı, göze batmayacak şekildeydi.

eniştem ahşap işleri oyma restorasyon yaptığından ona götürüp gösterdim. aynayı 100 liraya aldığımı söyledim. güzel bir elden geçirmesini güve tahtakurusu vb var mı baksın istedim.
orjinalliği bozulmasın diye sadece ayna camını tutan çivi ve macun değişimini yapmış yeni ayna bile takmamış. temizlik yapıp varak boyayı bile yenilemeden vermişti.
neden boyamadın diye sorunca millet eskitme varak boya yaptırıp antika süsü veriyor senin ki orjinal demişti.
aynanın arka tarafında ki kasnağı-çerçevesi içinde 1926 osman usta yazısını gösterip bunun kıymetini bil demişti.
salonda değil de daha uzun kullanım istiyorsan yatak odasına as demişti. devamlı yatak odası havalandığı için pek oturma kalabalık nem ışık vb olmadığı için böyle eşyalar daha uzun kullanım orjinal ürün olma süresi sağlar nasihatına uyarak yatak odasına yatağın ayak ucunda olan duvara asıp kullanıyorum.

tahminen şu an duvardan alıp bir ahşap restorasyon işi yapan oyma stillerinden anlayan bakım yapan işinin ehli birine götürüp bunu elden geçir desem bana bakım ücreti 1500-2000 lira ister.

ikinci el eşya alınır.
bunun ayıbı günahı utancı gururu olmaz.

mesela; bu ikinci el aldığım aynayı neden aldım?
yokluktan.
evet, yokluktan aldım.
sıfırını almam için zaman makinem yok.
1920'li yıllara gidip 1.5 metrelik oval el yapımı barok stili ahşap oyma aynayı sıfır olarak yaptırıp (muhtemelen 1 hafta da ayna hazır olur) tekrar zaman makinesi ile günümüze gelecek zaman makinem yok.
aaah ah!
bu yokluğun gözü kör olsun.
Ankara ayrancı'da her ayın ilk pazarı antika pazarı kurulur. Oradan aldığım çok güzel ve orijinal sedef detaylı kahve fincanı gözümün nurudur. ikinci el almak ve kullanmakta bir ayıp yoktur. Aksine, böyle bir dönüşüm sağlandığı için tüketim müsrifliğini azaltır.
Başkasının kullandığı eşyayı alamam , kullanamam. Allah mecbur bırakmasın.
amerika'da çok ucuz, avrupa'da ucuz, türkiye'de ise gereğinden pahalıdır.