bugün

her aç kalan adamın hırsızlığa başvurmasını englleyerek adalette caydırıcılık ilkesinin doruk yaptığı yöntemdir. Adaletin ta kendisidir.

Not: Bu medeniyet değil barbarlık diyenler için
(bkz: Mekke de dükkanını kapatmadan namaza giden adam)
(bkz: ingiltere de dükkanının her deliğine kilit yapan adam)
hangisi medeniyet, hangisi barbarlık aşikardır.
tek böyle olmaz. o kolu alıp bide makatına sokacaksın afedersiniz. yapmasın gitsin adam gibi iş bulsun çalışsın yok olmadı dilencilik yapsın ama hırsızlık yapmasın.
hamurabi kurallarına geçiş gibi birşeydir.
kolu olmaz direkt kafası kesilmeli diye düşünmüştüm yıllar önce.
not: bu ne eksi yağmuru... herkes mi hırsız.
sen çaldın. gel kolunu keselim durumu değildir aslında.
savunulacak tarafı yok biliyorum ama bilinsin isterim
osmanlıda çok nadir uygulanmış.
hırsızlığın yüzdeyüz haksız ve toplumun genelinin zararına olması esas alınır.
birşey daha var. uygulanan durumlarda da aslında bu şerri yasayı kullanarak, düşmanını saf dışı bırakma var çoğu zaman.
hırsızın kolunun kesilmesine karşı çıkanlar, hırsızı ve hırsızlığı savunanlardır.
(bkz: bir an salaklaştın itiraf et)
uygulanması durumunda tek kollu bir başbakana sahip olacağımız yaptırımdır.
olması durumunda türkiyenin yarısının kolu, bacağı , kıçı , başı kesileceği durumdur.*
gerçi illa da kol bacak kesmeye gerek yok, hırsızlıktan caydırıcı daha ağır yaptırımlar uygulanabilir. herşey refah toplum düzeyi için.
birinci kez yapana değil de bunu meslek haline getirmiş, hırsızlıktan sabıkalı insanlar için uygulanabilecek uygulamadır. ha insanlığa sığar mı, sığmaz! ama adam durmuyor cezai yaptırımlar da onun önünde engel değil. hem üç tane kestikten sonra kimse yeltenmez hırsızlığa.
daha hırsıza 1 yıl bile hapis cezası vermezken, kol kesilme cezası verilmesi "imkansız" gelmektedir.
(bkz: rüyada mıyız)
(bkz: kısas)
bu şer'i kuralın uygulanabilmesi için onlarca ön şart gereklidir.

doğrudan en basit hırsızlıkta kol kesilmemektedir.
acaba tecavüze ne caza veriyorlardı, diye kişiyi düşünmeye iten başlıktır.
günümüzde uygulanmayan, eski toplumlarda sıklıkla başvurulan mal ile sorumluluğun bir örneğidir.
hırsız denen şerefsizin evinizde dolaşması ile sadece birkaç ay yatıp çıkacağını bilmek koyuyor insana. misal yatak odanıza girerse anca haneye tecavüz sayılabilirmiş, o zaman ceza artabilirmiş. resmen hırsızlığa özendiriyor yasalar. çeksen vursan o orospu çocuğunu, seni tıkarlar içeri, çıkamazsın bi daha. amerika da bazı eyaletlerde evinin sınırları içerisine gireni -bahçeden girsin yeterli- vurduğunda meşru müdafaa oluyor. o bakımdan kol kesme cezası emsali bi hapis cezası paklar anca bunları.
dünyanın en salak önermesi sırasında birinci olabilecek arap hayranlığı kokan önermedir.
(bkz: şeriatın kestiği kol acımaz)
adaletin tam anlamıyla yerini bulması demektir. hırsızlık yapan yaptığı hırsızlıkla kalmakta, yakalansa bile 3 aylık hapis cezasının ardından geri çıkmaktadır. bu da dolayısıyla aynı suçların tekrar tekrar işlenmesine sebebiyet vermektedir. bunun önüne geçmenin tek yolu; gasp, hırsızlık ve kapkaç suçlarına kol kesilme cezası verilmesinden geçer. çünkü ceza caydırıcıdır ve örnek olacak niteliktedir. dolayısıyla bu tip suçların azalmasına sebeb olur. özetle ceza hukukumuzun içine caydırıcı ve sert cezalar konulmalı ve kesinlikle uygulanmalıdır. böylece daha huzurlu bir türkiye de yaşama fırsatı elde etmiş oluruz.
güncel Önemli Başlıklar